6.BÖLÜM ''BENİMSİN"

49 4 6
                                    

Duvarlarımı yavaş yavaş örmeye başlamıştım. Artık kimsenin bu duvarları aşıp ruhuma işlemesini istemiyordum. Öyle sağlam yerleştiriyordum ki tuğlalarımı hepsi hayal kırıklığından ve acıdan ibaretti. Kimsenin bu acılarımı yıkıp geçmesine izin vermeyecektim. Alasın gitmesinin ardından bir hafta geçmişti artık gelmeyeceğini biliyordum Bi an önce kafamı toparlamaya bakıyordum. Bizimkiler de bugün gelmek üzereydiler o yüzden valizimi toplayıp odama yerleştirmem gerekiyordu. Bunun için helinden yardım istemiştim oda seve seve bana yardım etmişti ama son anda annesinin işi çıktmıştı ve eve gitmesi gerekmişti. Valizimi topladıktan sonra evin anahtarını da alıp çıktım. Asansöre doğru ilerlerken Valizin tekerleklerinden çıkan ses koridoru dolduruyordu. Asansöre kadar valizi sürükledim. Daha 10. Kattaydı asansör bu yüzden kollarımı birbirine dolayıp beklemeye koyuldum. Asansörün bizim kata indiğini farketmemiş olacaktım ki yaşlı teyzenin sesiyle irkildim. "Kızım gelmeyi düşünmüyor musun hadi seni bekliyoruz" dedi sevecen bir tavırla. Yüzüme gülümsememi yerleştirip asansöre yöneldim.Bizim ev binanın en alt katında Bahçeli evlerdendi o yüzden girişi binanın dışında kalıyordu. Yaşlı teyze ile amca 2. Katta inmiştiler. Bende kollarımı göğsümde birleştirip kafamı geriye atarak aynaya yasladım. Yine dalmış olacaktım ki asansörün durduğunu farketmemiştim. Valizimin tutacağından tutup kapıyı açtım. Asansörden önce kendim çıktım sonra da valizimi tutup geri geri çıkarmaya çalıştım. Valizin tekerleği takılmıştı ki asansörün kapısından çıkmıyordu. Söylene söylene valizi çekiştiriyordum derken Bi anda valizin tutacağı koptu geri geri düşecekken sırtım yumuşak pürüzsüz bi göğüse çarptı ve beni belimden tutarak düşmemi engelledi." Sakin ol şampiyon" sesi eğlenceli çıkmıştı. Ben çikolata rengi gözlerine baka kalırken " iyi misin " diye sordu gülümseyerek. "İ-iyiyim " diye kekeleyerek adete salaklığımı ilan etmiştim. Hem sakardım hem de çocuğun kollarına iyice yerleşmiştim. "Kalkıcak mısın yoksa ben yardım ediyim mi ? " o kadar sıcak konuşuyordu ki. " hah pardon " diye toparladım kendimi. Tutacak elimde kalmıştı. Sinirle tutacağı yere fırlattım " off ya niye herşey benim başıma geliyor ki " diye kendi kendime söylendim sinirimi dışa vurup. "Sakin ol ben hallederim." Dedi çikolata rengi gözlere sahip olan genç şaşırarak. Bu çocuk nefes kesicek derece de yakışıklıydı ve insanın gözlerini pörtletecek şekilde kasları vardı. Gözüm Bi an şortunun biraz üzerinde göbeğinin altında duran dudak dövmesine ilişti. Bu kesinlikle nefes kesiciydi. Up uzun şekilli bacaklarıyla ve Bi tepsi baklavalarıyla zaten dikkat çekiyordu. Bu kadarı fazlaydı.
Valizimi tuttuğu gibi omuzuna aldı ve bahçeye doğru yürümeye başladık. " ben hallederdim " dedim soğukkanlılıkla. Genç yakışıklı bunu farketmiş olacak ki valizi aşşağı indirip "hallet" o zaman dedi dudakları hafif yukarı doğru kayarken. Bu çocuğun gerçekten de gülmek çok yakışıyordu. Bembeyaz dişleri dolgun dudaklarının arasında Harika görünüyorlardı.
Bi an afalladım. " al halledebiliyorsan hallet bakalım" diye kahkaha attı. Ne oluyordu be manyak mıydı bu çocuk. "Hallederim ne var bunda hem senden yardım isteyen oldu mu ? " kahretsin hala gülüyordu. " gülme " diye diklendim. " bu valizin içinde kesin ceset var. Yoksa bu kadar ağır olmasının başka bir açıklaması olamaz." Dedi valizi tekrar sırtına alıp.Bi an nolduğunu kavrayamamıştım eğlenceli çoçuğa benziyordu. Eve yaklaştığımızda anahtarların arasında kapının anahtarını bulmaya çalışıyordum o da elime bakarak " geldik sanırım" dedi. " hıhı hemen şurası" elimle işaret ettiğim bahçe yoluna girdi. Kapıya vardığımızda omuzunda ki valizi aşşağı bıraktı. "Teşekkür ederim sana da zahmet oldu. "Rica ederim"dedi sevecen Bi tavırla. " bu arada ben sarp" elini uzattı. Bende Elzem deyip elimi uzatacaktım ki "eğer o eli tutarsan çoçuğun elini kırıp onun Bi yerlerine sokarım" sesin geldiği yöne dönmemle ağzımın açılması aynı saniye içerisindeydi. Alas hızlı adımlarla bize doğru geliyordu. "Pardon ?" Diye sordu Sarp sert bi şekilde. "Pardonunu ben sana göstericem şimdi koçum" demesiyle çocuğa kafayı geçirmesi bir oldu. Onu bu kadar sinirlendiren neydi ? Hem alasın burda ne işi vardı. Şaşkınlıklar içinde yüzerken boğulacak gibi hissediyordum. Kendini ne sanıyordu bu dingil. Ne hakla bu çocuğa kafa atmıştı ki. Sarp yerde kana bulanmış burnunu silerken Alasın o kaslı kollarına yapıştım iki elle anca tutabiliyordum ve onu sinirle kendime çevirdim. Kolunu sert Bi şekilde benden kurtarıp yerde yatan Sarpa döndü." Eğer bir daha bu kıza dokunmaya kalkarsan seni olduğun yere gömerim." Kelimelerini tane tane söylemişti ve bu onu daha da tehlikeli kılmıştı "Alas saçmalamayı kes" arkasını dönüp bugüne kadar hiç görmediğim sert bakışını bana çevirdi." Gir içeri" diye emretti. "Ne zannediyorsun kendini ? Yaptığın saçmalıkta neydi. Çocuğun amacı bana yardım etmekti hemen özür dile ondan" diye durmadan arka arkaya konuştum. Tehlikeli gülümsemesininin arından "çocuğun suratına özür yerine yumruk geçirmemi ister misin Elzem ?" Sesi oldukça tehtihkardı. "Tanıştığıma memnun oldum Elzem" diye sırttı Sarp. Bu çocuk yediği kafadan sonra nasıl böyle bir şey söyleyebiliyordu aklım ermiyordu. Cesaretini Bi an alkışlamak istedim ama bunu yapıp Bi kafa da ben yemek istemiyordum. Alas bunun üzerine yerden kalkmakta olan Sarpa Bi yumruk geçirdi. Çocuk yumrukla Bi iki adım geriledi ama düşmedi. "Çok sertsin bakıyorum" diye sırıtmaya başladı. "Sarp keser misin şunu" sesim yalvarır gibi çıkmıştı. " bu itin adını ağzına alma" olması gerektiğinden fazla fazla sinirliydi. Onu bu kadar sinirlendiren şeyi gerçekten merak ediyordum. "Sorun yok Elzem. Tanıştığıma memnun oldum Alas bey, görüşmek üzere" elini kafasının üzerinden sallayarak gitti. Sarp yakışıklı olduğu kadar tehlikeliydi de. Bu her halinden belli olmuştu. O tatlı sıcacık gülümsemesi Bi an tehlikeli Bi hal almıştı. Yukarı kıvrılan dudakları adete tehdit ediyordu. "Senin o elini sikeyim" diye tısladı sarpın arkasından ama çocuk çoktan burayı terketmişti.
"Ne sanıyorsun kendini yaptığın da neydi. Niye geldin ya niye. " diye bağırdım.
"Benim kim olduğunu en iyi sen bilirsin Elzem" sesi buz gibiydi. Sıcacık olmasına rağmen yüzüme çarpan nefesi kutuplarda bikini giymiş gibi hissettiriyordu. "Sana inanamıyorum naptığını sanıyorsun sen. " " Elzem gir içeri" sesi emreder gibiydi. "Senden nefret ediyorum" diye iğrenir şekilde yüzüne batıktan hemen sonra kapıya yöneldim ve hızlı hareketlerle kapının anahtarını bulmaya çalıştım. Bulduğum anahtarla kapıyı açtıktan sonra hemen içeri girdim ve kapıyı hızlı bir şekilde çarptım. Ah kahretsin valizi kapının önünde unutmuştum. Tekrar kapıyı açıp valizi içeri aldım Alas hala olduğu yerde duruyordu. "Benim dışımda kimseyi sevemeyeceksin" duraksadı "çünkü buna izin vermeyeceğim. " gözlerni yerdeki Bi noktaya sabitlemişti. Son zamanlarda alasın dediklerini idrak etmekte zorluk yaşıyordum. Bu çocuğun delirmiş olma ihtimalini bile düşünmüştüm. Yüzünü bana çevirip ela gözlerini sert Bi şekilde gözlerime dikti. O derece dikkatli ve sert bakıyordu ki Bi an üzerime atlayacak sandım. Sanki O Bi kaplandı ve bende onun avıydım. Öylesine tehditkar bakıyordu. Ve dişlerinin arasından "çünkü sen benimsin" cümlesi döküldü. " çünkü sen benimsin..."


***


Bölümleri gittikçe uzun tutucam ve +100 okuyucu olmayana kadar Yen'i bölüm paylaşmicam. Yorum ve beğenilerinizi bekliyoruuummmm*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyahın Masum TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin