Uzun süre yazmadığım için özür dilerim ama bir sürü olay yaşadım başımdan bir sürü şey geçti o kafayla yazamazdım.Elimden geldiğince yeni bölüm atmaya çalışıcam. İnş okurlarım vardır.
----------------
Uyandığımda yoktu.Sanki her şey rüyaydı. Dün Alas'ın gelmesi Çağatay hayvanının bana yaptıkları sanki herşeyi rüyamda görmüş ve şimdi de uyanmış gibiyim.Alas'ı uzun Zaman'dan beri görmüyordum sesini duymuyordum ona dokunmuyordum.Özlemiş miydim ? Evet. Hemde dibine kadar.Ona sarıldığım an herşeyi unutuyor olmamı o yanımdayken herşeyin düzeleceğine beni inandırmasını,birlikteyken zamanın durmasını,gözlerinin içine bakarken sanki yeryüzünde ondan başka insanın gözleri yokmuş gibi hissetmem.Özlemiştim işte hepsini,herşeyini. Ama o ne kadar özlemişti beni ? Neden gelmişti ? Sevmeseydi gelir miydi ? Seviyor muydu ki ? Kafam Allak bullaktı hem ondan nefret ediyordum hemde Bi o kadar seviyordum.
Saat 8.30 tu.Amcam uyanmış işe gitmişti yengem de mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu.Yatağıma oturup 5 dakika öylece oturdum.Dün yaşadıklarımı aklımdan çıkaramıyordum. Korkuyordum. Ya bir daha karşıma çıkarsa? Gerçi onu gördüğüm yerde böyle bir şey yapmasına fırsat vermeden öldürürüm onu.Ama korkuyordum işte korktukça da aklıma Alas geliyordu. Acaba gitmiş miydi ya da gidecek miydi? Aklıma onun tekrar hayatımdan çıkması düşüncesi gelince Boğaz'ımda ki şeyin düğüm düğüm olmasına engel olamıyordum.Yine istemeden Can'ımı yakıyordu.Bu hep böyleydi,bugüne kadar beni üzdüğü şeyleri hep istemeden yapıyordu.Bana ''seni sevmiyorum defol git'' dediği Zaman bile sonradan dayanamayıp ''benden nefret et diye söyledim biliyorsun '' diyordu. Ona alışmıştım,onu biliyordum. Bu yüzden ondan nefret edemiyordum.Ona hayran kaldığım onu özlediğim yanını hepsini seviyordum.
''Elzem ablaa'' sesini duymamla boynuma sarılan kolları farketmem bir oldu. Beren beni uyandırmak için odaya gelmişti benim uyanık olduğumu görüp sarılmak için üzerime atlamıştı. Ve onun atlamasıyla bizim yatağa düşmemiz aynı saniye içindeydi. Bol öpücüklü günaydınlarla gıdıkladık birbirimizi. Bu yüzden çok seviyordu beni. Onunla her yerde her fırsatta çocuk gibi oyunlar oynuyorduk zıplıyorduk gülüyorduk. Onu kucağıma alıp elimizi yüzümüzü yıkamak için banyoya götürdüm.Ayağım iyiydi sadece biraz morluk vardı ama ağrımıyordu.Önce onun yüzünü yıkayıp sofraya gönderdim sonra da kendi elimi yüzümü yıkayıp havluyla Bi kaç dakika aşk yaşadım ondan sonra da sofraya geçtim. Aklımda sürekli Alas vardı derken mesaj geldi telefonuma sandalyeme oturmadan koşup telefonuma baktım Alas yazmıştır diye. Ama değildi. Nasıl olduğumu merak eden Helin kahvaltıdan sonra beni onlara beklediğini yazmıştı. Öncelikle iyi olduğumu yazdım ondan sonra da hiç halim olmadığını bugün evden çıkmayı düşünmediğimi yazdım. Ama o iyi olduğumu kendi gözleriyle illa ki görecekti.Yoksa içi rahat etmeyecekti biliyorum.
Bi kaç şey atıştırıp sofranın kaldırılmasına yardım ettim. Tekrar telefonum çalmıştı ve benim kalbim yine ağzımdaydı. Ama bu sefer de o değildi arayan annemdiu. Babamın izin aldığını ve Önümüzde ki hafta sonu burda olacaklarını söyledi.Hiç tatil havam yoktu babam da sırf benim için izin almıştı biliyorum çünkü ben gelmeden önce çok hevesliydim ortamımın değişeceğine Alası aklımdan çıkaracağıma. Ama öyle olmadı. İşler daha da kötüye gitti ve bu yüzden heves filan kalmamıştı.Telefonu kapatıp bıkkın Bi halde odaya gittim. Yengem de arkamdan odaya gelmişti.'' Ne oldu kötü bi haber mi var'' Dedi endişeli bir şekilde. '' hayır yok'' dedim gülümseyerek.'' Ve bu daha kötü işte'' Dedi yanıma oturup.'' Anlamadım'' dedim bende gözlerimi yengemden kaçırarak.''bir şey olmadığı halde bu kadar üzgün olman hiç te iyi değil Elzemcim'' '' üzgün değilim ki ben '' dedim suratımda ki ifadeyi saklamaya çalışırken ''emin misin kızım'' diye sordu oda gözlerini gözlerimde ararken. '' evet yengecim sadece yorgunum belki ondan sana öyle gelmiştir'' diye geçiştirdim.Kapı çaldı beni bu zor durumdan kurtaran her kimse onu öpecektim. Ama Çağatay hariç !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Masum Tonu
Novela Juvenil''İlk kez seninle uzattım saçlarımı.Bunun anlamı çok derin. Saçlarımdan sevemedin beni. Simdi sen söyle. Saçlarımımı keseyim, yoksa bileklerimi mi?"