KARMAKARIŞIK

Bölüm 2 ♡

İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz. ♡ Multimedia: Ege

Dersin başlamasına yirmi dakika kala bahçeden gelen kişiye doğru döndüm.

Her geleni gözetleme gibi bir huyum yoktur ama bu kişinin yeni 'Burslu' kız olduğunu tahmin etmek zor değildi. Kızı görünce kısa süreli şoka uğradım. Ah hadi ama okula geçen sene giymek zorunda olduğumuz iğrenç formaları giyip bir de bu yetmezmiş gibi uykudan kalktığı gibi gelmişti. Eylül'le birbirimize bakıp gülmeye başladık. Ege hafifçe öksürüp "Kızlar" dedi. Tam ağzımı açıp cevap verecekken "Neyse uzatmayalım, sınıfta görüşürüz. " deyip masadan kalktı. Triplere bak ya. Herkesi korumasa rahat edemeyecek sanki. Zilin çalmasıyla ilkilip çantamı ve telefonumu alıp kalktım. İyiki dil seçmişim diye tekrar kendime tebriklerimi yolladım. Ege ve Öykü benimle aynı sınıfta, Buğra ve Eylül eşit ağırlıkta, grubun geri kalanı da sayısal sınıfındaydı. Yani sadece ders aralarında ve okul dışında beraberdik. Telefonuma gelen mesaj sesiyle düşüncelerimden kurtuldum.

GÖRÜLDÜ: Yeni kızımız okula geçen seneki formaları giyip gelerek kendini belli etti. Ha bu arada eşit ağırlık sınıfında olduğu haberini aldık. Kaynaklarımıza bu konuda çok hızlı oldukları için teşekkür ediyoruz. Kendinize iyi bakın!

Buğra ve Eylül ile aynı sınıfta olması iyi olmuştu. Havalanırsa falan Eylül ona dersini verirdi.

Ha bu arada Ege hala tripliydi. Onun taktiğini uygulardım bende o zaman. Sınıfa geldiğimden beri yüzüme bile bakmadı. Kendi bilir sonuçta gelip "Barışalım" diyecek olan oydu. Öykü hala sınıfa gelmemişti. Hoca sınıfa girince elimi belli belirsiz yana doğru sallayıp düşüncelerimden kurtuldum.

İlk dersten hocanın anlattıklarını takmayıp, zamanımı sıramda uyuyarak geçirmiştim. Zil çaldığında yerimden hızlıca kalktım. Kantine doğru hızlı adımlarla en sevdiğimden çilekli soda almaya giderken yol boyunca Ege' ye tripli bakışlarımı attım.

Kantinden çilekli soda alıp tam parayı uzatıyordum ki Ege arkadan gelip parayı uzattı ve "Barışma hediyesi..." diyip göz kırptı. Ah tamam bu kadar çabuk affetmemem gerekirdi ama aşırı şirin birisi olduğu için dayanamadım, yine. Ege'nin koluna girmiş keyifle çilekli sodamı içerken masaya oturduk. Konudan habersizdim ama etrafta keyifli bir gerginlik vardı. Can hışımla "Ben istediğim kızı etkilerim bikere! " dedi. Buğra alaycı bir kahkaha attıktan sonra "Kendini benimle karıştırma, yapamazsın. " dedi. Hadi ama ne biçim iddia bu. Uzay araya girip "Seni tanımayan bir kızı etkile, biz de inanalım. " dedi yüzündeki şapşal gülümsemeyle. Can "Beni tanıyıp tanımaması ne alaka abicim." dedi. Uzay araya girip "Çünkü popülersin ve sırf bu yüzden seni tanıyan kızlar onları etkilemene izin veriyorlar. Kolaysa bu kızı, kendini tanıtmadan ayarla." dedi.

Ege ve ben sessizce onları izlerken Can kara kara düşünüyordu. Birden ayağı kalkıp "Peki etkilersem bana ne vereceksiniz? " diye sordu. Akıllıca, çıkarsız olmazdı sonuçta.Buğra da ayağı kalkıp Can'ın karşısına dikilip "Etkilersen arabam senin ama etkileyemezsen seninki benim olur." dedi. Can buğranın havadaki elini elini sıktı ve "Kendine fazla güveniyorsun Buğra, yeni arabam için sabırsızlanıyorum. " dedi. Hepimiz -Ege hariç- gülmeye başladık. Eğlenceli olacaktı.

Zil çalınca hepimiz ayağa kalktık ve sınıflarımızın olduğu taraflara doğru dağıldık. Egeyle yanana yürürken bana dönüp " Biliyorum genelde özür dilemeden affetmezsin, o yüzden özür dilerim ayıcık." Ay yemez misiniz ya. Affetmiştim ama yinede özür dilemesi çok şirin bir davranış değil mi? "Ben de özür dilerim ama anlamadığım şey biz kız hakkında konuşurken bile kızıyorsun ama onlar kızın üzerinden iddiya girdi ama onlara ses bile çıkarmadın." dedim soru sorar bir sesle. Bana baktı, baktı ve baktı. Cevap için baya düşündü. Dayanamayıp oflamaya başladığımda en sonunda "Galiba susma hakkımı kullanacağım." dedi. Gülerek karşılık versem de bu sorunun cevabını öğrenmem gerektiğini aklımın bir köşesine not ettim.

Sınıfa girdiğimizde Öykü hala ortalıkta yoktu artık gelmezdi de zaten. Sırama geçip dersin bitmesini beklemekten başka çarem yoktu.

Sonunda bugünün bittiğini haber veren zil çaldığında ayağa kalktım. Telefonumu kontrol ederken Öykü'den gelen mesajın farkına vardım.

"Kırıntı'da buluşalım. Anlatacaklarım var. Şok olacaksınız ama şimdilik ereklere çaktırmayın.Öptüm xx."

Bu iyi bir haberdi. Büyük ihtimalle yeni kız hakkında şu dedikodu sayfasından daha önce bilgi edinmişti. Bahçeye çıkıp kızların yanına gittim. Bizimkilerin sorar bakışlarına karşılık "İşimiz var beyler, bugün bizsiz takılın." deyip el salladım.

Nele olduğunu sonunda öğrenecektik ve cidden çok merak ediyordum....

Oy ve yorumlarınızı bekliyoruz. Umarım beğenirsiniz.. ♡❤️😘