-"Konu neydi, polis bey ?"
-"Bir konu olması gerekiyor mu, Katya ?" Katya'yı vurgulamıştı.
-"Evet gerekiyor. Çünkü kolun başın kırık bir şekilde evime geliyorsun, bir konu yok diyorsun. Bir şeyler olduğu belli ama bana söylemiyorsun, anlamıyorum, söylemeyeceksen neden buraya geliyorsun ?"
-"Tamam tamam her şeyi açıklayacağım şimdi beni eve alacak mısın ?"
Evet, hala eve almıştım onu ama Trevis'in evimde terör estirmesinden sonra ki şaşkınlığım hala geçmemişti. Bunun üzerine kenara çekildim ve kapıyı onun geçebileceği kadar açtım.
-"Teşekkür ederim."
-"Anlatıcak mısın yoksa geldiğin gibi gitmek mi ister ?"
-"Tamam o zaman en baştan başlayalım. Dün senin ifadeni aldım bunu raporu olarak merkeze götürdüm sonra arabama bindim eve gidiyordum. Yolda bir şey düşünürken dalmışım. Uyandığımda ambulanstaydım. Hepsi bu."
-"Hepsi bu yani öyle mi ? Sen hiç aynaya baktın mı ?"
-"Yapma ama o kadar da kötü değil."
-"Sen öyle diyorsan..."
-"Katya ben sana bir şey söyleyeceğim."
-"Evet ?" İşte geliyooor.
-"Ben araba kazasını seni düşünürken yaptım ve biraz bilerek oldu da diyebiliriz. Ben buraya, seni görmeye geldim aslında. Kabul etmezsen, anlarım, ama kabul edersende çok mutlu olurum. Ben sadece sana açılmak istedim, hepsi bu..."
Küçük bir kedi yavrusu gibi bakıyordu. Evet kedileri severdim ama kedi adamlar da kafam karışıyordu. İlk karşılaşmamızda farketmediğim bir şey farkettim : Onunda gözleri yeşildi ve benim gibi koyu renk saçları vardı. Polis bey de yakışıklıydı ama bir günde iki kişi biraz fazlaydı. Buna alışık değildim. Ben dışlanmaya alışmıştım, okulumdaki sarışın "tikilerin" ve yakışıklı erkeklerin beni dışlamasına alışmıştım. O yüzden hep bir gün büyük biri olacağımı hayal ederek Jessie J'den Who's Laughing Now'u dinlerdim, en sevdiğim şarkı ve beni anlatan tek şarkıydı.
-"Tim biliyorsun hastaneden yeni çıktım ve bu benim için biraz fazla değil mi ? Bunu daha sonra da konuşabiliriz bence bu yüzden sana cevap olarak hiçbir şey söylemiyorum. Evine git, yat ve dinlen tamam mı ?"
-" Gerçekten tekrar konuşacak mıyız ? O zaman sargı bezlerim çıktıktan sonra seni bir yemeğe davet etsem?"
-"Tim, lütfen ! Bunu daha sonra konuşalım. Sen telefon numaranı bırak ben seni arayayım. Bekle burada geliyorum."
Ben odama çıktığım sırada kapı çaldı. Elimde kağıt kalem pencereden baktım. Kan kırmızısı tek kapılı bir BMW duruyordu ve ben Tim'e bağırarak merdivenleri iniyordum ki çok geç kaldığımı anladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli
ActionGenç bir kızın başına en kötü ne gelebilir ? -Annesiyle babasının ayrılması, -Annesin her gün başka bir adamla düşüp kalkması, -Babasıyla o günden sonra bir daha hiç görüşmemeleri, -Bir cinayete şahit olması -Ve daha bir sürü şey.... "17 yaşında...