Gökyüzünün maviliğinden bir dilek tuttum.
Oydu.Bu gerçek miydi yoksa hayal dünyamın bana oynadığı bir oyun muydu?
Alper hızla kapıdan çıktı.Yankı'ya doğru yöneldi.Yankı bir şeyler işaret etmek istiyor gibiydi.Geri çekildi.
Onların birkaç maskeli adamla ne işi olabilirdi?
Ortam geriliyordu.Her şey masumiyetinden çıkıyordu.Adamlardan biri cebinden bir bıçak çıkardı ve Alper'le Yankı'ya doğru salladı.Ellerim titriyordu.Korkuyordum.
Yankı "Koş" diye bağırdı.Birbirlerine baktılar ve bana doğru koşmaya başladılar.Ne olacağını kestiremiyordum.Olay gittikçe akıl almaz bir hâl alıyordu.Hiç beklemediğim bir anda Yankı kolumdan tutarak "GEL!"dedi.
Hayatımın sonuna kadar bu melodiyle dans edebilirdim.
Düşünmeye fırsat bulamadan bende onlarla koşmaya başladım.Eli kolumdan aşağı doğru kayıyordu.Ne yapacağımı şaşırmıştım.Elimi tuttuğunda kalp atışlarımı kontrol edemiyordum.Bütün bunlar neydi?Harabe bir evin önündeki merdivenlerden indik.İkiside daha önce buraya gelmiş olmalılardı.Nefes nefese kalmıştım.
Alper Yankı'ya doğru dönerek "Napıyoruz?"
"Bildiğim güvenli bir evde bu geceyi geçireceğiz"
Şaşkındım.Söylediklerinde ciddiydi ve bütün bunlara ortak olduğuma inanamıyordum.Düşüncelerimi gizlemek zorundaydım ki zaten bana fikrimi soracak gibi görünmüyorlardı.Alper bir süre etrafını izledikten sonra başıyla onayladı.Yankı bizden uzaklaşarak ana yola çıktı.Sanırım bir taksi çevirecekti.
Lüks bir arabanın önüne atladı.Araba durdu ve ön camdan içeri kafasını uzattı.Birkaç dakika konuştuktan sonra şoför arabadan indi.Şaşırmıştım.Bütün bunlara rağmen Alper tepkisizliğini koruyordu.Yankı eliyle bize gelmemizi işaret etti.Gidip arka koltuğa oturdum.Bedenim ruhumdan bağımsız hareket ediyordu.Yankı arabayı çalıştırdı.Olması gerektiğinden hızlı gidiyorduk.Sakinliğimi korumaya çalışsamda Yankı'nın bu hızlı denemelerine daha fazla katlanamazdım.Sessizliğimi bozarak yüksek bir sesle "Yavaş git!Senin adrenalin tutkuna ortak olmak zorunda değilim."Bu sert tepkime karşı aynadan gözlerimin içine baktı ve hızını düşürdü.Korktuğumu anlamış olmalıydı.
Gözlerimi kaçırdım.Bakışlarına esir olduğum her an nabzım değişiyordu.
Birkaç saat içinde bahsettiği yerde durduk.Burası bir dağ eviydi.Arabadan indiğimizde Yankı bize dönerek "Siz burada bekleyin geliyorum"dedi.
Gittiğinde Alper'le bana konuşma fırsatı doğmuştu.Alper'e dönerek "Saatlerdir sizinleyim ve artık yapmanız gereken mantıklı bir açıklama yokmu? Bana neler olup bittiğini anlatır mısın?"
Alper sakin bir tavırla "Şuan sana anlatacağım hiçbir şey mantıklı gelmez.Bu yüzden kurcalama."dedi.Ve bize doğru gelen Yankı'nın yanına gitti.Kafamda bir soru işareti daha oluşmuştu.Onların yanında olduğum sürece bunlara alışmalıydım.
Yankı'nın elindeki anahtar dikkatimi çekti.Evin anahtarı olmalıydı.Bu çocuk bütün bunları nasıl yapabiliyordu.Kapıyı açtı ve içeri girmemizi söyledi.Cevap vermeden ilerledim.İçeriye loş bir ortam hakimdi.
Cebimdeki telefonun tekrar titremesiyle gözlerimi odadan alarak telefonuma indirdim.Ekranda ki yazıyı görmem korkuyla dudağımı ısırmama yetmişti.
O çok sakin hayatım aslında benim karanlığımmış.Aslında yanlış baş ucumdaymış.
Telefonu açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDALAR ÖLÜLERE YAKIŞIR
Teen FictionAcı, iki yılı üç harfe sığdırdığım o an.Bana bıraktıklarını anlatabildiğim tek kelime.Belki de Mehmet Erdem'in dediği gibi "Şimdi tutmuş diyorlar ki ne istiyorsun hayattan?"Korku dolu acılarım var benim,mutlu hayal kırıklıklarım, düşemeyen göz yaşl...