GİRİŞ

13.1K 705 106
                                    


Herkese merhabalar. Tanrılar Okulu 2 ile geldim, benim gibi heyecanlı olan var mı? Benim heyecanım sizlerden GELECEK yorumlara 😍😍 bu hikayemi de aslında çoktan yazmış ve yayınlamıştım, Facebook da, yazar sayfamda, Ezgi Deniz'in Kaleminden sayfasında paylaşmıştım. Buraya da hızlı hızlı paylaşacağım. Bölümler stok halinde elimde ✋✋ umarım seversiniz, keyifle okuyun 😘

..

Loki, yüzündeki memnuniyet dolu gülümsemeyle karşısında oturuyordu. Hilekâr ve Tanrıların yüz karası olarak bilinen adam elini çenesine yaslamıştı ve gözleri muzip bir şekilde parlıyordu. Hiçbir şey onun mutluluğunu bozamazmış gibi görünüyordu.

İşin aslı Rase biliyordu ki bozamazdı. Babasıyla geçirdiği yüzyıllar boyunca Loki' nin yüzündeki bu gülümsemenin sadece bir kez yok olduğunu görmüştü. Bunun dışında o her zaman gülümserdi.

Hangisinin daha tehlikeli olduğunu merak ediyordu Rase. Gülümsediği zamanlar mı yoksa ciddileştiğinde mi? Hayır, her iki zamanda da hoş değildi.

Bütün tanrılar ve tanrıçalar oradaydılar. Hepsi oldukça öfkeli görünüyorlardı ki bu da iyi bir şey değildi. Rase, babasına baktı. Her halükarda başının belada olduğunun gayet bilincindeydi. Gerçi bu ilk kez olacak bir şey değildi. Başı daha önce de defalarca belaya girmişti.

Derin bir nefes alıp verdi. Zeus bu sefer ona ne ceza verecekti acaba? Geçen sefer Hades' in krallığına gitmek zorunda kalmıştı. Bir yarım yüzyıl boyunca Kerberos' un bakıcılığını yapmak için çünkü Hades' in korkunç atlarını ahırdan salmış ve Apollon' un güneş krallığını mahvetmelerine neden olmuştu.

Şimdi düşünüyordu da atları salmak yerine onları Tartarus' a sokabilirdi. Sonra Hades kıymetli atlarının kemiklerini toplardı...

Başını iki yana salladı. Bu sefer Loki onu kurtaramayacaktı. Aslında şimdi düşünüyordu da biricik babası onu hiçbir zaman kurtarmak için uğraşmamıştı. Derin bir nefes alırken burun delikleri genişledi. Zeus'un elinden bu sefer o kadar kolay kurtulamayacaktı.

Son derece çapkın ve bir o kadar da hovarda olan Zeus, onu Hera' nın yatağında yakalayınca gerçek bir şok yaşamış olmalıydı. Genç Tanrı onun yüzündeki dehşet ifadesini hatırlayınca hafif bir sesle güldü. Yaşlı Zeus zaman Hera' nın sadakatiyle övünürdü.

İşin aslı Hera gerçekten de son derece sadıktı kocasına. Tabi ki bir bardak kırmızı şarabın içine 'yanlışlıkla' karışmış olan afrodizyağın etkisiyle çok sadık bir kadın bile yoldan çıkabilirdi.

Hatta bu şekilde düşününce suçun Rase' de olmadığı da kesindi. Rase masumdu kesinlikle. Çünkü Hera onun kim olduğunu çok iyi biliyordu ama yine de onu 'bir bardak şarap' içmek için çağırmıştı. Yok, asıl amacı bu değildi aslında. Şimdi düşününce aslında Hera' nın ondan bir şey istediğini hatırladı.

Afrodit ile ilgili bir şey...

Lanet olsun! Rase şimdi düşündü de Hera' nın evinde çıkaracağı bir karışıklığın ardından Afrodit' in yatağına girebilirdi. Kendi ile daha önce biraz zaman geçirmişti ve gerçekten iyi bir yatak arkadaşıydı. Gerçi Hera daha farklıydı. Onda tam bir şehvet vardı.

Zeus ayağa kalktı. "Seni son kez uyarmıştım Rase, Loki' nin oğlu ve cinlerin Tanrısı."

Rase bu tanıma karşı güldü. Cinlerin tanrısı falan değildi. Sadece cinler oyun oynamayı ve kandırmayı severdi. Bu yüzden Loki' ye ve Rase' e efendi demekten hoşlanıyorlardı. Buna karşılık Rase, kendisine Soytarı Tanrı dendiğini de duymuştu.

Tanrılar Okulu #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin