Yazdığınız yorumları okumak inanılmaz keyifli, çok teşekkür ediyorum ✋ sizi seviyorum! Benden yorumlarınızı esirgemeyin. Keyifli okumalar 😘
..
Dedikodu her zaman salgın hastalıktan daha hızlı yayılır ve bazen ondan daha ölümcüdür. Ya da buradaki bu insanlar aşırı yakışıklılığından bu kadar dik bir şekilde ona bakıyorlardı.
Rase acı içerisinde muhtemelen birincisi diye düşündü. Çünkü babasının aşırılıklarının yanında annesinin tatlığı ona hiç dokunmamıştı. Doğuştan koyu mavi renkli saçlarının arasında gümüş rengi tutamlar vardı. Omzunun arka tarafında çocukluğunda yapılmış tek kanat dövmesi vardı. Bu, Loki' nin işaretiydi. Loki her zaman kurulan düzenin rüzgârla yok olup gitmesinin en iyisi olduğunu düşünürdü. Bu rüzgârın kendi kanatlarının çırpınışından gelmesini istiyordu.
Erkeğin parıldayan açık mavi gözleri annesinden gelen tek şeydi. Rase' ın bu tutarsız görünüşündeki etkisi de büyüktü. Şarlatan Tanrı, tam bir palyaçoya benziyordu ve bunun için en ufak bir şey yapması gerekmiyordu. Bedeninde kendisine ait olan tek şey kulağında, kıkırdadığın üzerindeki halka küpeydi.
Rase, önündeki köle cüceyi izlemeye devam etti. Buraya geldiğinde cüce onu karşılamış ve geç kaldığı için ona kızmıştı. Ancak suç Rase' da değildi. Trende ufak bir sorun çıkmıştı! İki kadın kimliği belirsiz biri (!) onlara ait ufak tefek bir iki şeyi çalmış ve anlaşılan kadınlarda birbirlerini suçlamışlar! Neyse, kavga büyüktü ve trende büyük bir hasara neden oldu yazık ki.
Cüce onu odasına götürüyordu. Valizleri de büyüyle arkalarından geliyordu. Doğrusu bu biraz küçük düşürücüydü ancak Rase' in başka seçeneği yoktu yazık ki.
Burası farklılıkların tam anlamıyla yok olduğu yerdi. Periler, şeytanlar, cinler, melekler, tanrılar ve yarı tanrılar ve hatta vampirler ve kurt adamların bile sorunsuzca barındığı yerdi. Babası onu buraya gönderirken uyarmıştı. Loki bile burada bir şey yapamazdı. 'Ama' demişti babası gülerek. 'Bizler şakacı yaratıklarız ve her zaman ufak tefek şakalarda gereklidir'
Loki, onun burada kargaşa yaratmasını istiyordu. Bunu bizzat dile getirmişti ki nadiren Rase ile konuşurdu. Okula gönderilme fikri onu heyecanlandırmış görünüyordu tabi ki.
Cüce onu odasının kapısına getirdi. "Burada kalacaksın" dedi sert ve cırtlak sesiyle. Anahtarları ona uzattı ve kaşlarını çatarak ona baktı. "Burada uslu dur, Tanrı" dedi. "Yoksa cezalandırılırsın."
Evet, kesinlikle burada bir şeyler duyulmuştu. Derin bir nefes alarak anahtarları aldı ve cüce birden ortadan kayboldu. "Teşekkür ederim" dedi erkek boş havaya. Ardından sıkıntıyla üfledi. Gerçekten çok eğlenecekti burada.
Ertesi gün erkek sınıfa girdiğinde oradaki bütün öğrenciler gözlerini dikip ona baktılar. Oluşan bir iki dakikalık sessizlik içinde erkek bir an tedirgin oldu. Gözlerdeki bakış o kadar da sevecen değildi.
'Tanrıça Hera' ya tecavüz etmiş' diye fısıldadı bir kız.
'Tanrı Zeus'a büyük hakaretler etmiş ve kimse de ona bir şey diyememiş' diye devam etti biri.
'Ben, Hera' yı tam da Zeus'un ve bütün toplantı kurulunun önünde baştan çıkardığını duydum. Afrodit de ona yardımcı olmuş'
Son cümlenin üzerine Rase durdu. En arkadaki sıraya yürürken yanından geçtiği kız söylemişti bunu. Rase kaşlarını kaldırarak kıza baktı. Üç kız ona doğru döndüler. Herkes Rase' e ve onlara bakıyorlardı. Genç adam başını yana eğdi ve bu fısıldaşan kadınlara baktı. "Ne kadar dokunaklı" diye fısıldadı. "Ne yazık ki bu kadar büyük bir komplo ne kadar hoşuma gitse de benim gücüm dâhilinde değil. İnan bana Loki bu fikre bayılacaktır" dedi gülerek.
Üç kadında utançla gözlerini kırpıştırdılar. Ancak bütün sınıftan kıkırtılar yükseldi. Rase bir tanesinin çenesini tuttu ve yukarı kaldırdı. Kız ona baktı kocaman açılmış gözlerle. "Yine de söylemelim ki bu her halükarda denemekten zevk duyacağım bir şey"
Üç kadının da yanakları kızardı ve utangaç bir şekilde kıkırdadılar. Ancak kendisinden hoşlandıkları belliydi. Rase, sırasına doğru giderken okulun o kadar da kötü olmadığını düşünmeye başlamıştı.
En arkada yerini aldı ve bacak bacak üstüne atarak bekledi.
"Oldukça iyi bir etki yarattın doğrusu" dedi yan tarafına gelen erkek. "Herkes senin rezil biri olduğunu düşünüyordu."
Rase başını çevirdi ve gülümsedi. Erkek yanına geldi ve elini uzattı. "Adım Matt" dedi. "Şeytanım"
"Rase" dedi erkek elini tutarak.
Matt güldü. "Cinlerin ve Soytarıların tanrısı" dedi onun sözünü keserek. "Seni tanıyoruz. Daha doğrusu herkes tanıyor. Az önce de gördüğün gibi ünün senden önce geliyor"
Rase güldü. Ardından erkeğe yanındaki sırayı gösterdi. Matt, oturdu. Önündeki kızlara baktı her ikisi de. "Onlar melekler" dedi. "Şu çenesini tuttuğun kızın adı Rin" dedi. "Kendisi baş melek Michael'ın kızı ve ışık meleği. Geçen sene bir ara Lucifer' ın oğlu Jase' in nişanlısıydı."
Rase öfkeyle homurdandı. "Lanet olası şu Jase" dedi. "Geçen sene bozduğu dengeler sağ olsun buradayım şimdi. Persephon, benim buraya gönderilmemi kurula sunarken şu Jase denen adamı örnek vermişti."
Matt, güldü. "Jase benim komutanım" dedi. "Şimdi bir yarı tanrıyla evli. Cehennemdeler. Geçen sene mezun oldular. Janet' i tanır mısın?" diye sordu ilgiyle.
Yarı tanrı?
Rase, başını yana eğdi. "Dyanissos' un kızı" dedi en sonunda. "Kendisini pek tanımam. Janet, çok çekingen bir kadındı. Her neyse artık evli ve sanırım kocasına düşkündür. Aşkları hakkında bir şeyler duymuştum. Hadi biz geri melekçiğe dönelim."
Matt, onun ilgisine karşı kaşlarını kaldırdı. "Hımm bir düşünelim. Yanındaki kız Daisy yakın arkadaşıdır. Ayrıca oldukça popülerdir." Düşünüyormuş gibi yaptı. "Ya da popülerdi. Bir zamanlar" dedi ve dramatik bir iç çekti.
Rase' in ilgisi cezp edilmişti bile. Kısık bir sesle ıslık çaldı. "Sence bu kızlar ne kadar eğlencelidir?"
"Emin değilim. Neden sordun?"
Rase tamamen oturduğu yere yayıldı ve başını arkaya atıp gülümsedi. "Önemi yok" diye mırıldandı miskin bir sesle ve sonra gerindi. "Eğlence ve kargaşa benim göbek adım" dedi. Sonra kısık gözlerle kadınlara baktı. "Biraz şarap ve ufak bir partiden sonra hiçbir kadın hiçbir şeye direnemez. Eminim bir grup çalışması çok güzel olabilir"
Matt, kaşlarını kaldırdı. Bir erkek için son derece hoş bir plandı ve Rase, planlarını gerçeğe dönüştürmeyi iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrılar Okulu #2
FantasiLoki, yüzündeki memnuniyet dolu gülümsemeyle karşısında oturuyordu. Hilekâr ve Tanrıların yüz karası olarak bilinen adam elini çenesine yaslamıştı ve gözleri muzip bir şekilde parlıyordu. Hiçbir şey onun mutluluğunu bozamazmış gibi görünüyordu. ...