Herkese merhaba, nasılsınız? Ben biraz yoğunum. Bölüm paylaşıp hemen kaçacağım ✋ gelen yorumların beni mutlu ettiğini bir kez daha söyleyeyim mı yorum yapmayanlar da yorum yapsın 😏😏 ve bölüm günleri olacak. Tanrılar Okulu yeni bölüm bundan sonra Pazartesi ; İnleyen Alev hikayeme de bölüm Perşembe günü gelecek ✋ keyifli okumalar.
...
Rase, dizleri üzerine oturdu ve ellerini kucağına koydu. "Bu işi halledelim artık" dedi. Matt, önünde ayakta duruyordu. Rase gözlerini kapattı. "Bu işten çok sıkılmaya başladım. Bütün bu oyuna bir son vereceğim."
Matt, derin bir nefes aldı. "Bundan emin misin?"
"Evet" dedi Rase. Derin bir nefes aldı ve başını eğdi. "Yap şunu"
Matt, öne eğildi ve elini onun başına koydu. Ardından gözlerini kapadı ve odaklandı. Rase, ona karşı koymadı. Zihnindeki kalkanlar aniden açıldı ve Matt, ona ait her bir anıyı görmeye başladı. Ancak bunların tamamı yakın geçmişti.
Küçük bir kız çocuğu kocaman gözlerini dikerek Rase' a baktı. Yeşil gözleri fal taşı gibiydi. "Burası elflerin diyarı" dedi. "Burada ne işin var, Tanrı?"
Rase, küçüktü. On yaşında bir çocuktu. Ancak kız daha da küçüktü. Beş yaşında ya var ya yoktu. "Kayboldum" dedi. "Cinlerle ateş yakalamaca oynuyorduk ve ben birden kayboldum. Sonra da kendimi burada buldum."
Küçük kız gözlerini kırpıştırdı sonra arkasını döndü ve kollarını iki yana açtı. "Rüzgârı hissedebiliyorum" dedi. "Çok güzel bir his"
Rase bir süre öylece kıza baktı. Gür kestane rengi saçları beline dökülüyordu. Kendi yaşıtları için bile kısa sayılırdı. Ancak tuhaf derecede güzeldi. İnsanı yatıştıran bir güzelliği vardı. "Adım Rase" dedi erkek. "Soytarıların Tanrısıyım"
Kız onu duymuyormuş gibiydi. Kollarını iki yana açtı ve başını arkaya atıp gözlerini kapadı. "Çok güzel bir his" dedi. Başını çevirip ona baktı. "Hadi sende dene. Kollarını iki yana aç ve rüzgârın tenini okşamasını hisset"
Rase kaşlarını çattı ve gökyüzüne baktı. "Gitsem daha iyi olur" dedi. Küçük bir çocukla uğraşamayacak kadar meşguldü ve arkadaşları şimdiden onu aramaya başlamış olmalıydılar. Eve geç kalırsa babası kızar annesi üzülürdü.
Küçük kız onu duymuyor gibiydi. Rase' de omuz silkti ve arkasını dönüp gitti.
Rase, anıların ona getirdiği acıyla başını arkaya atıp bağırdı. Elleriyle başını tutmuştu. Başı öne düştü ve Matt geri bir adım attı. "Seni çok zorluyor" dedi.
"Umurumda değil" dedi Rase nefes nefese. "Devam et. Bu kadar olmamalı. Bir tür geçmişimiz var. Ufak bir karşılaşmadan daha öte"
Matt, ağzını açtı ama Rase' ın itiraz kabul etmeyeceğini biliyordu. Derin bir nefes aldı ve tekrar elini onun başına koydu. Anıları yine zihninden geçti. O küçük çocukluk anısı bile artık daha sıradandı. Kilidi açılmıştı çünkü. Cam parçalarına ulaştı, Matt.
Yüz yaşındaki Rase, babasının ardından yürüyordu. Loki ve diğer bütün Tanrılar oradaydılar. Elflerin diyarı onları ve diğer tüm yaratıkları bu gece için kabul ediyordu.
Rase, sıkıntıyla kocaman esnedi. "Elflerin söyledikleri kadar güzel olduklarını umarım" dedi. "Yoksa bu lanet yerde çok sıkılabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrılar Okulu #2
FantasiaLoki, yüzündeki memnuniyet dolu gülümsemeyle karşısında oturuyordu. Hilekâr ve Tanrıların yüz karası olarak bilinen adam elini çenesine yaslamıştı ve gözleri muzip bir şekilde parlıyordu. Hiçbir şey onun mutluluğunu bozamazmış gibi görünüyordu. ...