playlist
dua lipa & martin garrix - scared to be lonely
zedd & alissa cara - stay
the script - flares***
Tony'nin bakışları gergince kapıdan onu izleyen annesi ve yolun kenarında bekleyen arabanın arasında gidip geldi.
"Gelmek istemediğine emin misin?"
Kadın sarı buklelerinin sallanmasına izin vererek başını sertçe salladı ve oğluna eliyle gitmesini işaret etti.
"İstediğinde ara, hemen geri gelirim."
Kadın yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle elini oğlunun yüzüne yerleştirdi.
"O senin baban, seni kontrol etmek için nedenim yok."
Tony başını sallayarak tam ağzını açmıştı ki annesinin kaşlarının çatıldığını görünce diyeceklerinden vazgeçti.
"Görüşürüz anne."
Maria gülümseyerek oğlunun arabaya binişini izledi ve onu iliklerine kadar donduran soğuk yüzünden eve döndü.Tony haberlerde gördüğü köşkün bu kadar büyük olduğuna hiç ihtimal vermemişti ama şu anda önünde şaşkınca dikilmekle meşguldü. Bir zamanlar annesi ve babasıyla böyle bir evde yaşama hayali vardı daha sonra ise bu evin zaten babasına ait olduğunu öğrenmişti ve nefret etmişti.
"Anthony?"
Tony kapıdan çıkan babasını görünce gözlerini evden çekip ona doğru ilerledi.
"Neden zili çalmadın?"
Tony dişlerini sıkarak yüzüne sahte bir gülüş yerleştirdi. Grant'la tartışdıklarında onun haklı olduğunun farkındaydı. Böyle ortamlarda kendisi olarak kalamazdı.
"Birinden mesaj bekliyordum."
Howard anlayışla başını sallayarak elini oğlunun omzuna koyarak onu eve soktuğunda Tony kendini çekmemek için zar zor duruyordu.
"Tatlım hindiyi hazırladım ama istersen bir- Ah Tony, ne zaman geldin? Zili duymadım."
Partide gördüğü kahverengi saçlı kadın elindeki fırın eldivenini çıkartıp elini ona uzattı.
"Birkaç dakika oldu."
Tony gülümsemesini büyüterek kadının elini sıktı.
"Geleli en az on beş dakika oldu."
Tony merdivenin başından gelen sesi duyduğunda başını kaldırarak o yöne döndü. Gözleri mavi gözlerle kesiştiğinde şaşkınlıkla babasına döndü.
"O.. O burada ne yapıyor?"
Howard tam ağzını açmışken merdivenden inen çocuk ellerini birbirine vurarak gözlerini devirdi.
"Bazı şeyleri anlaman için yeterince zamanın olmuştur diye düşünmüştüm, Stark."
Tony gözlerini çocuğun mavi gözlerine çevirdi ve dişlerini sıkarak bir adım attı.
"Burada ne işin var St-"
Howard sıkıca Tony'nin omzunu sıktığında Tony derin bir nefes alarak kendini tuttu.
"Çocuklar lütfen."
Tony omzunu silkerek babasının elinden kurtulduğunda kahverengi saçlı kadın gergince gülümseyerek merdivene döndü.
"Stephen gidip masayı kontrol eder misin?"
Mavi gözlere sahip çocuk merdivenden inip büyük kemerden geçtiğinde Tony babasına döndü.
"Stephen Strange ve annesi mi? Meredith sanırım adınız?"
Kadına döndüğünde kadın gergince başını salladı ve Tony'e çekinen gözlerle baktı.
"Sizin Strange olduğunuzu bilmiyordum."
Howard ortamı yumuşatmak için gülerek Tony'nin omzunu geri tuttu.
"Geçmişi bu gecelik unutalım ve Meredith'de yemekle ilgilensin."
Meredith mutfağa ilerlerken Tony ve Howard büyük kemerden geçerek yemek odasına girdi.
"Lütfen buraya otur."
Tony, Howard'ın gösterdiği sandalyeye oturduktan sonra bakışlarını tam karşısındaki Stephen Strange'e dikti.
"Hayat nasıl gidiyor, Stark?"
Tony yüzüne yerleştirdiği yamuk gülümsemeyle omzunu silkti.
"Bilirsin."
Stephen ellerini iki yana açarak sırıttı ve kaşlarını kaldırdı.
"Bileceğimden pek emin değilim. Biraz ayrıntıya girmek ister misin?"
Tony bundan zevk alırcasına diliyle dudaklarını ıslattığında Stephen'ın bilmiş bakışları değişti.
"Stark Endüstürilerinin varisiyim ve herkes bunu biliyor artık."
Stephen başını sallayarak dudaklarını büzdü ama Howard'ın odaya tekrar girdiğini görünce yerinde dikilerek ona döndü.
"Dün olduğumuz testen tam puan aldım, Howard."
Tony oturdukları yemek masasında ritim tuttuğunu fark edince elini masadan çekerek kucağına koydu ancak sinirinin böyle dineceğinden pek emin değildi. Masanın diğer ucunda oturan Stephen Strange kısa süre önce annesi ve kendisine hakaretler yağdırmış ve bunun saçmalık olduğunun üstüne bastıra bastıra magazine duyurmuştu. Şimdi ise Howard'ın sevgilisinin biricik oğlu olarak tam karşısında oturma hakkına sahipti.
"Çok güzel Stephen. Tüm notların harika."
Tony'nin gözlerine inen perde ve hayal kırıklığını bozan şey cebinde titreyen telefon olmuştu. Tony telefonunu çıkarttığında mesajın Natasha'dan geldiğini görünce gülümseyerek mesajı açtı.
"Biraz cesaret!!!"
Tony mesajı okuduktan sonra Howard'ın yüzündeki gurur dolu ifadeyi es geçerek elinde hindiyle odaya giren Meredith'e bakışlarını dikti. Belki onu tutan annesi ve Stephen'de bir arkadaşı olabilirdi ama olamamıştı işte. Olamayacaktı da.
"Senin okulun nasıl gidiyor?"
Tony gözlerini yemekleri tabaklara koyan Meredith'e döndüğünde sertçe yutkundu.
"İyi gidiyor. Haftaya başlayacak."
Meredith başını sallayarak Stephen'e tabağını uzattığında Stephen yüzüne rekabetçi bir ifade yerleştirdi.
"Notların ortalama yani?"
Tony tam ağzını açmıştı ki tabağını önüne çeken Howard yerinde gerinerek kocaman bir kahkaha attı.
"Tony'nin notları ortalama mı? Bu olacak son şey Stephen, okulda öğretmenlerinin hatalarını düzeltiyormuş. Notlarının hepsi en yüksek."
Tony gözlerini kırpıştırarak babasına bakarken Howard ona dönerek göz kırptı ve yemeğine geri döndü.
"İşler nasıl gidiyor baba?"
Howard ağzına giden kaşığı aniden durdu ve Howard başını yavaşça Tony'e çevirdi.
"Yanlış bir şey mi dedim?"
Stephen dişleri arasından güldüğünde Tony gözlerini devirerek Howard'a döndü.
"Hayır, sadece kimse işte olanları merak etmez."
Tony'nin bakışları şaşkınca masada oturan Stephen ve Meredith'in üzerinde gezindi.
"Sen geleceği inşa ediyorsun ve kimse bunu merak etmiyor muydu?"
Howard başını sallayarak yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
"Uzun zamandır bunlar hakkında konuşmamıştım. Harika hissetiriyor."
Meredith masanın diğer ucundan öksürdüğünde ikiside o yöne döndü. Meredith gözüyle kendi oğlunu gösterdiğinde Howard ciddileşerek yemeğine geri döndü.
"Yemekten sonra konuşuruz."
Tony başını sallayarak tam kaşığını almıştı ki Stephen'in sesiyle durakladı.
"Maria ne yapıyor?"
Tony başını aniden kaldırdığında Stephen'in yüzünde ki bakıştan olacakları çoktan tahmin etmişti.
"Her zaman yaptıklarını."
Stephen başını sallayarak suyundan bir yudum aldı.
"Eviniz fazla dolu olsa gerek. Komşular şikayetçi olmuyorlar mı? Sesler yüzünden falan."
Tony dişlerini sıkarak sert bir nefes aldı ve kafasını hafifçe sağa yatırdı.
"Bilmem sizinkiler şikayetçi oluyor mu?"
Masaya bir anda inen yumrukla Tony irkilerek bakışlarını Howard'a çevirdi.
"Bir daha. Benim yanımda. Meredith'e böyle saygısızlık yapma!"
Howard bağırdığında Tony şaşkınlıkla birkaç saniye olduğu yerde donakaldı ama kendine geldiğinde sertçe yerinden kalkıp sandalyenin düşmesini sağladı.
"Nedenmiş o?"
Howard sinirle ayağa fırladığında Tony ellerini saçından geçirip sinirle bir kahkaha attı.
"Sevgili üvey oğlun anneme sallarken bir sorun yok ama."
Howard işaret parmağını sallayarak kızaran yüzüyle bir adım attı.
"Meredith hemen önünde duruyor. Ona saygızlık yapamazsın. O benim karım ve seninde annen sayılır."
Tony kaşlarını havaya kaldırarak Meredith'i gösterdi.
"Bana bu kadının annem olduğunu mu söylüyorsun? Dalga mı geçiyorsun benimle sen?"
Howard sinirle dişini sıkarak adımladığında Tony gözlerinin dolmasına engel olamadı.
"Burada olsun yada olmasın ne sen ne o nede sözde karın anneme laf edemezsiniz. Duydun mu beni?"
Howard gözlerini kısarak bir adım daha atarak oğlunun dibinde durdu ve onunla aynı boya gelmek için kafasını biraz eğdi.
"Sen bir Starksın ve annense sadece bir kadın. Sen benim varisimsin ve bu masaya aitsin. Annen olacak kadınla tek bağın o dokuz ay içindeydi anladın mı beni?"
Tony gözünden süzülen bir damla gözyaşına hakim olamamıştı.
"En azından o beni dokuz ay boyunca taşıdı. Söylesene yüce Stark kanına sahip Howard Stark şirketinin varisi için neler yaptı?Madem Meredith çok önemli madem ona saygısızlık yapamam ama üvey oğlun benim anneme saygısızlık yapabilir. Söylesene nedem varisi o orospunun oğlu değilde benim? Neden ben Howard ned-"
Tony yanağında hissettiği yanma hissiyle bir anda sessizliğe büründü. Bakışları donuklaştığında yanağında hissetiği acı çoktan yok olmuştu. Howard sinirle nefes alıp verirken Meredith ufak bir çığlıkla yerinden fırlamış, Stephen ise sonuçlardan memnun bir şekilde suyunu yudumluyordu.
"Howard sen çocuğa ne yaptığı-"
Meredith tam Tony'e bir adım atmıştı ki Tony geri çekilerek cebinden çıkarttığı bir resmi masanın üzerine sertçe bıraktı ve adımlarını devasa evin çıkışına çevirdi. Sonunda devasa evden çıktığında ne yapacağını bilemeden öylece geniş arazide nefesi kesilene kadar koştu. Sonunda köşk görünmez olduğunda oldukça yaşlı bir ağacın yanında durdu ve ağacın gövdesine yumruk atmaya ve bağırmaya başladı.
"Acizsin Tony.""Annen senin gibi birine sahip olduğu için acı çekiyor Stark."
"Anneni koruyamıyorsun bile."
"Ondan bu şekilde intikam alabileceğini mi sanıyorsun?"
"Beceremeyeceksin Stark."
"Ölmeyi bile beceremedin."
"Sana demiştim Stark."
"Bu şekilde hayatta kalamayacaksın."
"Annen sensiz daha iyi idare eder."
Tony ellerindeki acıyı hissetmeyene kadar vurduktan sonra çimenlerin üzerine oturdu ve derince soluklandı. Kanlı ve titrek elleriyle telefonu çıkardı ve ağladığından dolayı şişmiş gözleriyle aradığı numarayı buldu.
"Dediklerinin hepsi doğruydu. Lütfen beni almaya gelir misin? Nerede olduğuma dair fikrim yok ama Howard'ın evinin oralardayım. Eski bir ağacın yanında."
Tony mesajını gönderdikten sonra ekrana süzülen gözyaşlarını bir süre izleyerek öylece bekledi.
"Özür dilerim Grant."
Mesajını attıktan sonra tekrar ağlamaya ve saçlarını sinirle çekiştirmeye başladı. İnsanların yanında aciz olamazdı ama şimdi tek başınaydı değil mi? Biraz acısını yaşasa fena olmazdı. Tony kendine tekrar sinirlenerek telefonu ağaca fırlattı ve parçalanmasını izledi. Bağırmaktan inceleşmiş ve ağlamaktan önünü göremez hale gelmiş bir şekilde kanayan elleriyle saatlerce orada oturdu ta ki rüzgarın esintisiyle birlikte bilincini kaybetmek üzereyken duyduğu fısıltıya kadar.
"Yanındayım. Korma artık."***
[umarım bu bölüm bana hissettirdiği gibi size de derin duygular hissettirmiştir.
ve finale dört bölüm gibi bir süre kalmışken lütfen yorum yazın. 1,49 okumaya rağmen yorum atan yok ve kırılıyorum doğrusu.okumanız da güzel tabi teşekkürler.
spidey is out ✌ ✌ ]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mind games ¤ stony ✅
Fanfictionau / "Neden bunu yaptığını bana bir cümlede açıklaya bilir misin?" Genç adamın ela gözleri tedirginlikle bileklerinden doktorun yeşil gözlerine çıktı. "Onun için cesaret her şeydi." Doktorun kaşları çatıldı ve bir süre hastasına baktı. "Kimin...