Belki de hayatınızda sizi mutlu edebilecek en iyi anınızı düşleyin. Şimdi de o anılarda yalnız olduğunuzu hayal edin, kimsenizin olmadığını. Şimdi bana mutlu olup olmadığınızı söyleyin, hala mutlu olabilir misiniz? Bunun imkansız olduğundan eminim çünkü şu anda mutlu değilim. Annemin kapıdan ağlayarak çıkışını görürken, babamın omuzumda duran kolunu hissederken ve kenardan annemin gidişi hakkında dalga geçen Stephen'i duyarken mutlu değilim. Tüm mutlu anılarımda yer alan tek kişi yanımda olmazken kendi mezuniyetimde mutlu değilim çünkü olmam için bir sebep yok.
"Tamam geri girelim içeriye."
O sırada annemin peşinden gitmem gerekirdi ancak bunu yapabilecek cesarete sahip değildim çünkü anneme diyebileceğim hiçbir şeyim yoktu. Babam sahip oldukları ve bana verebilecekleri hakkında anneme bağırıp benden uzak durmasını söylerken ne diyebilirdim ki? Annemin önünde onun gurur duymayacağı bir adam gibi davranamazdım çünkü bundan nefret ederdi. Ne zaman insanlara yapmadıklarını, yapamadıklarını yüzüne vursam yada kavga çıkarsam babama benzediğimi söylerdi, bizi terk eden babama. Şu anda omzundan tutup beni eve sokan bu adama benzediğimi ve belkide gerçekten öyleydim yada öyle olmalıydım.
"Yaz için planladıklarımı duyunca çok heyecanlanacaksın. Ayrıca seni Stephen'la aynı üniversiteye kayıt ettirdim, sana yardımcı olacağından eminim."
Kendimi o kadar çaresiz hissediyordum ki gözümden süzülen yaşa hakim olamamıştım. Howard beni koltuğa oturtup elimi tuttuğunda bakışlarımı yavaşça ona çevirdim.
"Tony annen olmadan sana daha iyi şeyler sunabilirim. Eğer benim yanımda kalırsan ve velayetini ben alırsam senin için yapabileceklerimi düşün. Tüm Stark mirası senin olacak. Onun sana veremediği her şeyi vereceğim."
Boynumdaki damarın delice attığını hissettiğimde tüm anılarım gözümün önünden geçmişti, aniden oturduğum yerden fırladığımda biraz ürkmüştü.
"Aylardır seninle bir bağ kurmaya ,bir şeyler inşa etmeye çalışıyorum ama senin tek yaptığın sahip olduğun şeylerden bahsetmek... Hadi annenin sana veremediklerinden ama benim sana verebileceklerimden bahsedelim Tony, hadi paramdan ve mevkimden bahsedelim Tony."
Sinirle odanın çıkışına ilerledim ve kapıyı hızlıca Stephen ve annesinin yüzüne kapattım. Sinirim yüzünden çıldırdığımı hissetsemde kelimelerim keskin,duruşum dik ve adımlarım sertti.
"Şuna bak ne kadar pahalı bir vazo ama annem bana bunu alamaz. Aksine o senden tek kalan şey olan çiçek vazosunu o ucuza aldığın vazoyu kırdığımda sessizce kırıkları toplar ve gece uyumadan önce bunun için ağlar."
Vazoyu yere bıraktıktan sonra parçalardan birini alıp elimi kestim ve hızlıca önüne ilerledim.
"Bak elim kesildi ve sen ne diyeceksin hastaneye gitmemiz gerektiğini ama annem olsa önce neler olduğunu sorardı."
Gözlerimin karardığını hissetsem de anlatmaya devam etmeliydim çünkü buna ihtiyacım vardı, babam olacak bu adamla hesaplaşmaya ihtiyacım vardı.
"İlk adımımda, ilk kelimemde, ilk kavgamda, ilk okul günümde, ilk karne alışımda, her ilkimde annem yanımda oldu. Bana maddi olarak değil manevi olarak yanımda olduğunu gösterdi. Evet bana birçok oyuncak almadı, evet bana en iyi yemekleri yedirmedi ama yanımda oldu. Eğer babası belli olmayan bir çocuğa sahip olmasaydı eğitimine devam ederdi, bir aileye sahip olurdu en azından ona destek çıkacak birilerine . Beni aldırmak yerine doğrumayı seçti söylesene peki ya annemin verdiklerine ne olacak?"
Howard olduğu yerden beni sessizce izlerken masaların birinin üzerinden aldığım vazoyu ona doğru fırlattım, tam anlamıyla bir sinir krizi geçiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mind games ¤ stony ✅
Fanfictionau / "Neden bunu yaptığını bana bir cümlede açıklaya bilir misin?" Genç adamın ela gözleri tedirginlikle bileklerinden doktorun yeşil gözlerine çıktı. "Onun için cesaret her şeydi." Doktorun kaşları çatıldı ve bir süre hastasına baktı. "Kimin...