Bölüm 5 Final

14 2 3
                                    

Bu kez cadde de hayat vardı. Dükkânlar açıktı ve insanlar kaldırımları arşınlıyorlardı. Hâlâ evlerini bulamamıştım. Oysa geçen sefer bu kadar karışık değildi. Bir an aklıma Giz'in taksiciye söylediği şey gelmişti. "Solda ki ışıklardan aşağı inelim," demişti Giz.  Güç bela bulamiştim.

Görsel hafızam çok iyi olmasına rağmen bu adresi bulmakta bayaa zorlanmıştım. Ancak asıl şaşkınlığı Giz'lerin evinin önüne geldiğimde yaşadım. İki katlı bu evin alt katında berber dükkânı değil normal bir ev vardı. Önce yanlış sokağa girdiğimi düşünsemde aynı sokaktaki diğer evler beni yalancı çıkarıyordu. Bu ev dışında ki bütün evler aynıydı. Üstelik kapıyı çalıp Giz'in ailesini sorduğumda ev sahibi bana "öyle birilerini tanımıyorum," demişti. "Nasıl olur? Halil Bey ve Ayşe Hanım'ın evi burası. Alt kat Halil Bey'in berber dükkanıydı. Bir de kızları vardı Giz adında." "Bak delikanlı ben 30 yıldır bu evde yaşıyorum. Ve gördüğün gibi giriş katta berber dükkanı falan yok. Kaldıki bu mahallede senin bahsettiğin gibi bir aile yaşamıyor. Burası küçük yer herkes birbirini tanır. Yabancı olan dikkat çeker. İnanmazsan git esnaf arkadaşlara sor," demişti. İnanmadım. O gün bütün gün boyunca o mahalleyi gezdim. Dolaşmadığım sokak, kontrol etmediğim ev kalmayıncaya kadar uğraştım. Yoktu... Ne o ne de ailesi. Varlıklarına dair hiç bir iz, hiç bir kanıt yoktu. Buhar olup uçmuşlardı sanki....

"Bu gerçekten inanılmaz," dedi Aylin Hanım. "Gelin birde bana sorun onu," dedim. "Sevgiliniz geride hiç bir iz bırakmadan birdenbire ortadan kayboluyor ve buna sizden başka kimse inanmıyor. Var olup olmadığnı bile kanıtlayamıyorsunuz. Birlikte çekindiğiniz bütün fotoğraflar yok olmuş... Yerinizde olsam yerimde olmak istemezdim," dedim. "Onu İstanbul'da aramaktan ne zaman vazgeçtin?" "İki gün sonra. Zaten yeni dönem başllıyordu. Giz diye birisi varsa okula mutlaka gelecekti. Bende İstanbul'da boşa zaman kaybettiğimi ve onu bulmak için okula gitmem gerektiğine karar verdim." "Ve böylece okula geri döndün?" "Evet ama beni orada daha büyük bir süpriz bekliyordu..."

Trabzon'a varır varmaz ilk işim Giz'in kaldığı eve gitmekti. Gittimde... Ancak karşımda daha iki hafta önce gördüğüm yaşlı çift yerine, daha önce orada hiç görmediğim, tanımadığım yaşça daha genç bir çift buldum. "Merhaba," dedim. "Ben Giz adında birine bakmıştım. Kendisi üniversitede okuyor ve burada yaşlı bir çiftin kiracası olarak kalıyor." "Ne dediğini anlamadım beyim," dedi adam. " Bu ev bizim evimiz, burada bizden başka kalan kimse yok." "Nasıl olur. Burada Mustafa ve Meryem adında yaşlı bir çift kalıyordu. Kira...." "Beyim sen dalga mı geçiyorsun benimle," diyerek lafımı kesti adam. "Mustafa ve Meryem benim annemle babam. İkiside öleli 10 yıl oldu. Bu ev onlardan kalma. Ölülerle dalga geçme beyim, heleki benim annemle babamla. Var git yoluna. Yoksa fena olacak..."

Şaşkınlık ve hayal kırılıklığı karışımı bir duygu içindeydim. Böyle bir şey nasıl olabilirdi hâlâ aklım almıyordu. Bir insan nasıl olabilirdi de izini bu denli muaazzam şekilde kaybettirebilirdi. Hadi Giz'in annesi ve babası benim gördüğüm bir rüyadan ibaretti diyelim. Peki ya yaşlı çift? Onları pek çok kez görmüştüm ben. Şimdi ise onların oğlu olduğunu söyleyen bir adam çıkmış ve Mustafa dede ve eşi Meryem ninenin yıllar önce öldüğünden bahsediyordu. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Aklım almıyordu...

"Okula gidip sormayı denedin mi peki?" dedi Aylin Hanım. "Sizce?" diye soruya  soruyla cevap verdim. Öğrenci işlerine gitmiştim. Aldığım cevap ötekilere çok benziyordu: "Böyle bir öğrenci kaydı yok..." Bunu üzerine Aylin Hanım elindeki notlara göz gezdirmeye başladı. Bir süre sessizlik oldu. Giz diye birisi hiç var olmamıştı sanki. Buna inanmayan tek kişi ise bendim. "Bugünlük bu kadar yeter," dedi Aylin Hanım. Ben bu akşam bu notları toparlayayım. Haftaya yine gel." Dedi. –Altı aydır geliyorum değişen tek sinirlerim," dedim.

Yol boyunca tüm olanları tekrar tekrar gözden geçiriyordum. Kendime olan inancımı bile sorgular hâle gelmiştim. Acaba ben hayal mi görmüştüm. Yoksa rüya mıydı? Yok yok bunların hepsi gerçekti. Giz diye biri gerçekten vardı ve benim hayatıma girmişti. Tüm bunları düşünürken eve gelmiştim...

Apartmanın girişine gelip başım önde bunları düşünürken "Unut onu delikanlı," diye bir ses duydum. Başımı kaldırıp baktığımda girişteki merdivenlerde Deli Teyze'yi gördüm. Deli Teyze'nin adını bilen yoktu. Mahallenin kadınları ona bu şekilde hitab ediyordu. Aslında deli teyze denmesinin nedenide yoktu. Deli teyze üç harflilerden haber aldığını ve geleceğe dair şeyleri bildiğini iddaa ediyordu. Bir keresinde annemden onun babasının ve abisinin ölümünü tahmin ettiğini duymuştum. "Efendim teyze duyamadım," dedim. "Pekala duydun," dedi. "Giz'i unut, o kendisine yasak olanı yaptı. Bir insana aşık oldu ve kendi aleminden buraya izinsiz yerleşti. Senin hayatına girdi. Seninle uyudu, seninle yattı. En sonunda yakalandı ve cezaların en büyüğüne çarptırılıdı. Rüya görmedin delikanlı. Giz gerçekti ve seninleydi. Ama bunun cezasını çok pahalı ödedi. O bir gölgesizdi, ve gölgesizlerin insanlara aşık olması yasaklanmıştı." Sende artık bir gölgesizsin...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PsikiyatristHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin