Tüm ev ahalisi karşımda ki koltuğa oturmuş delirmişim gibi bana bakıyordu. Kapıda anneme sarılışım, sonrasında içeride babam ve kardeşimi gördüğümde attığım çığlık onlara biraz abartılı gelmişti. Annem; "Oğlum bizde seni çok özledikte, ne kazası, ne yaralanmasından bahsediyorsun?" deyince olanları anlattım. Babam hemen amcamı arayıp durumu anlattığında amcam benimle en son üç gün önce konuştuğunu söyledi. Öyleydi de. Amcamla üç gün önce konuşmuştuk. Bana ne zaman geleceğimi ve cebimde param olup olmadığını sormuştu. Tabi bu sabah ki konuşmayı saymazsak..
Ortada bir karışıklık vardı. Ailem hiç kaza yapmamış ve amcamda sabahın köründe beni hiç aramamıştı. Yoksa ben rüya mı görmüştüm? Peki ya Gizlerin evinden sabah ezanı bile okunmadan nasıl çıkıpta otogara kadar gitmiştim. Üstelik elimde İstanbul'dan bindiğim otobüsün bileti de vardı. Giz... Olanların telaşından onu aramayı unutmuştum. Aramalı, haber vermeli korkulacak bir şey olmadığını söylemeliydim. Defalarca aradım. Ancak her seferinde karşıma aynı ses çıkıp aynı şeyi söylüyordu: "Aradığınız numara kullanılmamaktadır."
Bir gün, iki gün, üç gün, derken on gün boyunca Giz'den haber alamadım. Başına bir şey geldiğinden şüphe etmeye başlamıştım ama ona ulaşabileceğim başka bir numara veya tanıdık yoktu. Ona bir şekilde ulaşabilirdim. İstanbul'a gidecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikiyatrist
غموض / إثارةÖzlem Balkır'ı okumayın sizin akıl sağlığınız için sizi uyarıyorum.