Yavaş yavaş uyanmaya başlarken odada hiçbir şekilde tanıdık gelmeyen kalın bir ses kulaklarımı tırmalıyordu. Gözlerimi hafiften açtım ve etrafa göz gezdirdim. Burası bana bir yerden tanıdık geliyordu ama nereden tanıdık geldiğini tam olarak hatırlayamıyordum. İç sesimle olan konuşmamı bitirip konuşulanları dinlemeye başladım.
"Tanrıçam bu kızın size ne gibi bir faydası olacak."
"Ahh anlamıyorsun Newt. O kız tam da aradığım kişi. Beni bu durumdan ancak o kurtarabilir. Şimdi Newt beni onunla yalnız bırak. Konuşacaklarımız var."
"Peki efendim. Bir isteğiniz olursa bana seslenmeniz yeterli."
"Tamam Newt amma uzattın. Çık hadi ve diğerlerine de söyle beni rahatsız etmesinler."
"Söylerim efendim.
"Şimdi küçük piyonum baş başa kaldık. Uyandığını biliyorum. Aç gözlerini. Korkacak bir şey yok."
İç sesim ne kadar açma diye bağırsa da merakıma yenik düşüp gözlerimi açtım.
"Sen. Sen Amphitrite'sin. Poseidon'un karısı."
"Evet ben oyum. En güzel en tatlı en vefakar eş olan Amphitrite'yim. Beni tanıyor olmana sevindim."
"Neden beni kaçırdın ki. Sen benim bir bakımdan üvey annem oluyorsun. Hem benimle ne gibi bir problem olabilir ki."
"Çok meraklı çıktın küçük piyon. Her şey sıra sıra. Sana bilmen gerekenleri anlatacağım."
"Benim duyduğum ve okuduğum kadarıyla sen böyle biri değildin. Ne oldu içine Hera mı kaçtı."
"Normalde evet. Ben böyle biri değildim ama Poseidon'un güçlü bir melez çocuğu olacağına dair bir kehanet geldi ve bende sinirlenip tüm hıncımı annenden çıkardım. Poseidon buna çok kızdı ve beni sürgün etti. O yüzden burada uslu durmaya bak yoksa ölürsün."
"Anneme ne yaptın."
"Annen ha? Seninle en az baban kadar ilgilenmeyen anneni mi koruyorsun??"
"O benden isteyerek ayrılmadı. Onu babam ve diğer tanrılar zorladı."
"Sen öyle san küçük piyonum. Newttt diye bağırdı tanrıça. Sesi öyle tiz çıkıyordu ki hızlı bir şekilde kulaklarımı tıkadım.
"Efendim Tanrıçam,diye cevap verdi. Bu Newt denen adamı hiç sevmemiştim.
"Bana çabuk o kadını getir."
"Emredersiniz Tanrıçam."
Newt denen adam yanında bir kadınla geri geldi. Kadın zayıf kızıl saçları mavi gözleri olan uzun birisiydi. Gayet güzeldi ama sanırım uzun süredir burada kalıyordu çünkü üstleri yırtık pırtıktı.
Kızım dedi o güzel sesiyle. Sesi insanı büyülüyordu. Tanrıçanın aksine sesi çok güzeldi.
"Masal'ım bitanem. Çok büyümüşsün. Nasılsın iyi misin?"
İyiyim demekle yetindim sadece. Şaşkındım çünkü. Yıllarca ailem diye başkasını tanımışken bir anda evlatlık olduğumu öğrenmem ve kaçırılmam. Gerçekten de müthiş bir hayatım vardı. Size sesleniyorum melez olmak ne kadar iyi görükse de hiç kolay değil. Siz siz olun bu işlere hiç girişmeyin. Tecrübe konuşuyor.
"Evet sonunda gerçek annenle karşılaştın benim küçük piyonum. Ee nasıl buldun anneni. Yıllar boyunca köle gibi bana çalıştı. Ha bu arada burayı neden seviyorum biliyor musun. Çünkü tanrılar burayı göremiyor. Poseidon beni sürgüne gönderdiğinde buraya kaçtım ve tüm hıncımı annenden çıkardım. Baban anneni çok aradı ama bulamadı ve mutsuz sonn."
"Sana bunu ödeteceğim Amphitrite. Hem de çok kötü."
"Ne yapacaksın. Güçlerini mi kullanacaksın. Senin daha akıllı olduğunu sanırdım Masal Dinç. Burada benden başka kimsenin büyüsü veya gücü işlemez. Bu yüzden seninle bir anlaşma yapacağız."
"Ne tür bir anlaşma. Ne için?"
"Annene karşılık benim bu sürgünden kurtulmam. Ha ne dersin küçük piyonum."
"Hayır Masal yapma. Beni boşver."
"Kapa çeneni seni paçoz. Evet Masal. Seni serbest bırakacağım ve benim emirlerime uyacaksın. Uymazdan annen ölür. Eğer uslu bir çocuk olursan ve dediklerimi yaparsan ikinizde mutlu mesut yaşarsınız"
"Senin yalan söyleyip söylemeyeceğini nereden bileceğim."
"Styks nehri üzerine yemin ederim. Oldu mu?"
Düşünmeye başladım. Eğer kabul edersem ve Amphitrite'nin dediklerini yaparsam Olimpos'un sonu gelebilirdi. Çünkü Tanrıça bir şekilde intikam alacaktı ama eğer kabul etmezsem ben de annem de ölürdü. Ben önemli değilim ama ya annem. Ne kadar bana bakmasa da bu onun suçu değildi.
"Hadi ama Masal. Biraz hızlı ol."
"Tamam, kabul. Dediklerini yapacağım Amphitrite."
"Seni izliyor olacağım Masal. Bir yanlışını göreyim. Başta annen olmak üzere tüm sevdiklerin ölür."
"Tamam dedik ya. Şimdi beni serbest bırak."
"Aferin Masal. Doğru karar. Biraz dinlen yarın serbest bırakılırsın."
Dedi ve gitti.Sonunda tek başıma kalabilmiştim. Daha fazla düşünüp kendime acı çektirmek istemiyordum. Arkamı döndüm ve gözlerimş bir daha açmayacakmışım gibi sıkı sıkı kapadım.
Evet arkadaşlar zor da olsa yazmayı başardım. Bölümü nasıl buldunuz?? Yorumlara yazarsanız sevinirim. Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Hepinizi seviyorummm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon'un Kızı (Askıda)
FanficBir kız doğacak tanrılardan habersiz Bilinmeyen güçlere sahip Bir karar vermesi gerekecek Olimposu ya kurtaracak ya da yok edecek. (Bu hikayeyi çok eskiden yazmıştım ve kaldırmamamın sebebi bir gün değiştirme ihtimalimin olması. Devam etmeyecek)