-Ateş'in Ağızından-
Gözleri. Gözleri hiç çıkmıyordu aklımdan. O kadar derin bakıyordu ki insan gözlerinin içinde boğuluyordu. Ama lanet olsun ki ben Bianca'yı koruyamadığım gibi Masal'ı da koruyamamıştım. Karşımda Aras tepkisiz bir şekilde yere bakıyordu. Kendimi tutamadım ve gidip yüzüne yumruğumu geçirdim.
"Vur. İstediğin kadar vur. Çünkü onu koruyamadım ve benim onu korayamadığım gibi sende onu koruyamadın. Bunu o küçük kafana sok."
Aras ilk defa haklıydı. Onu koruyamamıştım. Canavar onu götürürken mal gibi suratına bakmayıp da bir şeyler yapsaydım belki de hala yanımda olur ve o sıcacık gülümsemesiyle içimi ısıtabilirdi. Biliyorum daha yeni gelmişti ama bana olan ilgisi yalnızlığımı unutturuyordu. Sanki yıllardır beraberdik. O bana Bianca'yı hatırlatıyordu. Ne kadar yalnızlıktan mutluymuşum gibi görünsem de o bana sevgiye muhtaçlığımı hatırlatıyordu. Ben hayalet kraldım ama geldi geleli dünyanın en mutlu insanı gibi hissetiriyordu.
Ardından Afra koşarak geldi. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip ayağı kalktım. Aras salağı ise hala yere bakmaya devam ediyordu. Yerde ne buluyorsa artık.
"Siz burada ne halt yiyorsunuz? Oyun biteli çok oldu. Hem Masal'ın sizinle birlikte olduğunu sanıyordum. Masal nerede?
Masal nerede. Bu soru beni yine derin düşüncelere daldırıyordu. Lanet olsun ki Masal'ın nerede olduğunu bilmiyordum.
Sessizliği bozan Aras oldu.
" Masal dedi ve sustu. Ona ne olduğunu söylemek acı veriyordu. Melek yüzlü şeytan. Kızlar bunun neresine bakıyorlardı ki.
" hadi ama söyleyecek misiniz artık."
" Masal kayboldu Afra. Bir şey onu bizden aldı ve götürdü. Sudan fırladı. Engel olamadım. Özür dilerim." dedim ve yutkundum. Afra'nın suratına bakınca üzgün olduğu hemen anlaşılıyordu.
"Nasıl olur. Kim? Neden yapmış olabilir ki?
"Ne bilelim biz. Git onu kaçırana sor."
Normalde olsa bana dik dik bakardı ama şuan o halinden eser yoktu.
"O zaman neyi bekliyoruz. Gidip Thomas'a haber verelim." dedi Afra ve demer demez koşmaya başladı. Arasla kısa bakışmamızdan sonra bizde Afra'ya katıldık. Thomas da muhtemelen bizi bekliyordu. Kamptaki herkes endişeyle birbirine bakıyordu. Hayır neden bunlardan biri kaybolmazken Masal kayboluyordu. Daha yeni gelmişti zaten. Düşüncelerim Thomas'ın konuşmasıyla yok oldu.
"Evet Ateş ve Aras efendi. Nerelerdeydiniz bakayım? Bildiğiniz üzere bu kampın kuralları var ve siz bu kuralları muhteşem bir şekilde ihlal ediyorsunuz."
"Efendim bunun için özür dileriz."dedi Aras. Kendi adına konuşsun pislik. Efendimmiş.
"Masal kaçırıldı Thomas." dedim.
"Nasıl olabilir? Bu kampa herhangi bir yaratığın fark edilmeden girmesi imkansız."
"Demek ki yanılıyorsunuz ."
Dediklerime aldırmadan düşünmeye devam etti. O arada Aras söze girişti.
"Ahh siz Ateş'e bakmayın. Bir şey girmemişti zaten sudan fırladı ve Masal'ı yakalıdığı gibi suyun derinliklerine geri döndü."
"Bak Aras sen feci kaşınıyorsun. Dua et ki bugün havamda değilim yoksa seni parçalamaştım."
"Bak sen bizim Ateş yalnızlıktan çıkıp köpek olmaya karar vermiş. Dikkat edin arkadaşlar. Kendisinin de dediği gibi parçalar."
"Sen çok fazla olmaya başladın."deyip bir kafa attım. O da bana bir yumruk savurdu ama çok yavaştı.
"Kesin şu kavgayı tamam mı? Masal kayboldu ve bizim onu bulmamız lazım. Masal bulunana kadar birbirinize laf sokup tartışmak yok anlaşıldı mı?
Arasla birbirimize ölümcül bakışlar attık. Daha sonra Afra'ya döndü ve
"Peki tamam. Ben kabul ediyorum."
"öyle olsun."dedim ve ateşkes ilan ettik.
"Peki Thomas Masal'ı aramayacak mıyız? diye sordu Kerem.
"tabikide ama bugün değil. Baksanıza akşam olmak üzere. Hadi herkes odalarına. Bugün kamp ateşi falan yok."
Kamp ateşini çok seven salaklar oflayarak yürümeye başladılar. Bende kendi kulübeme doğru ilerliyordum ama arkamdan Thomas bana seslendi ve geri döndüm. Yanında Masal'ın koruyucusu olan Sıla da vardı.
"Seninle biraz konuşmak istiyorum Ateş. Tabi sen de istersen." dedi Thomas
Aslında gerçekten konuşmaya ihtiyacım vardı ama bu kişi Thomas değildi. Masal'dı. Ama yanımda Masal olmadığı için elimdekiyle yetinmeliydim.
"Peki Thomas."
"Ha bu arada bu Sıla. Büyük ihtimale onu tanıyorsundur. Masal'a bu kadar değer verdiğine göre."
"Kısa kes Thomas."
"Peki tamam sinirlenme hemen. Neyse yarın ben Olimpos'a gidiyorum ve maalesef ki yarın Masal'ı aramaya çıkamayacağız. Bu yüzden herhangi bir işe kalkışırsan bil ki kötü bir ceza alacaksın."
"Cezaymış. Burada Masal'dan bahsediyoruz. Sizce ceza umurumda mı?
"Elbetteki değil ama ceza benden olmayacak bunu da bil. Ben seni uyardım gerisi sana kalmış."
"Bak Ateş. Biliyorum Masal senin için çok değerli ama benim içinde çok değerli. Ben onun sadece koruyucusu değildim en yakın arkadaşı ve sırdaşıydım. Bu yüzden çektiğin acıları anlıyorum.Elbetteki Masal'ı bulacağız ama biraz daha sabret."
Sılanında çaresizliği yüzünden okunuyordu. Sırf onun için sustum ve Thomas'ın teklifini kabul ettim ve kulübeme doğru yol aldım.
İçeri girer girmez sıcak bir duşa girdim. Olabildiğince kafamı dağıtmaya çalışıyordum ama pek de başardığım söylenemezdi. Duştan çıkıp üstümü giyindim. Kafamı yastığa koydum ve gözlerimi sıkıca yumdum. Dinlenmem gerektiğini hatırlayıp zor da olsa kendimi uykunun kollarına bıraktım.
-SABAH-
Lanet olasıca bir güne daha gözlerimi açtım. Zor da olsa uyuyabilmek beni bir nebze daha iyi hissettiriyordu. Dün akşam hiç rüya görmemiştim ki ben Hades'in çocuğuydum. Bu biraz şaşırtıcıydı. Kalkıp siyah renkteki kıyafetlerimi giydim. Aynaya baktım ve çirkin olduğumun farkına vardım. Halbuki yakışıklıydım. Ah bu Masal. Adamı kendine bağlıyordu. Ben aynada kendime ve o çirkin yüzüme bakarken kapı hiç çalınmadan sert bir şekilde açıldı. Karşımda Afra ve Sıla duruyordu ve soluk soluğaydılar.
İkiside aynı anda bağırarak "Masal döndü." dediler.
Evet arkadaşlar uzun bir aradan sonra bölüm yazmayı başarabildim. Araya bazı aksilikler girdiği için yazamamıştım. Olabildiğince erken bölüm yazmaya çalışacağım. Aklımda bir hikaye daha var belki ona da başlarım. Sonraki zamanlarda size bundan bahsederim. Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Hepinizi çok seviyorumm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon'un Kızı (Askıda)
FanfictionBir kız doğacak tanrılardan habersiz Bilinmeyen güçlere sahip Bir karar vermesi gerekecek Olimposu ya kurtaracak ya da yok edecek. (Bu hikayeyi çok eskiden yazmıştım ve kaldırmamamın sebebi bir gün değiştirme ihtimalimin olması. Devam etmeyecek)