Arkadaşlar, bölümler geç ve düzensiz geliyor farkındayız ama okul veya başka sebeplerden dolayı yazamıyoruz lütfen kusura bakmayın 🙏
Yazdıklarımız hakkında ki düşüncelerinizi bekliyoruz. Lütfen yorum yapmayı unutmayın 💫
Geç gelen bölümler için sizden tekrar çok özür dileriz.
Sizi çok seviyoruz yanımızda olduğunuz için teşekkürler 💕
Bölüm sonunda yorumlarınızı bekliyorum♥♥♥
Bu gün olmayabilir ama elbet bir gün son gününü yaşatacağım sana..."Hala yaşadığımın en büyük kanıtı aslında çektiğim acılar. Acı çektikçe yaşadığımı hissediyorum ama her yaşadığım gün beni yavaş yavaş ölüme sürüklüyor. Ölüm değil ki benim içimi huzursuz eden. Gitmek istiyorum bu acı yerden. Ama jileti elime her aldığımda gözümde bir korku belirmiyor değil. Bazen korkuyor ve yardım bekliyorum. Gitmek istediğim kadar kalmayı da istiyorum. İçimdeki acıya dayanabilecek gücüm yok sadece. O kadar yoruldum ki. Dışarıdan bakıldığında nasıl göründüğümü bilmiyorum ama inanın ki kafamın içinde kıyametler kopuyor. Kafamı duvara vura vura bayılmak istiyorum. Belki o zaman susturabilirim kargaşayı oluşturan sesleri. Belki o zaman öldürebilirim
ZİHNİMDEKİ KATİL 'İ...~
Ağlamaktan yorgun düşmüş gözlerimi odada gezdirirken, gece tüm dünyanın pisliği ile gök yüzünü kaplıyordu. Komodin üzerinde duran sigara paketini ve yanındaki çakmağı da alıp, pencerenin önüne geçtim. Dayanabildiği kadar nikotin istiyordu ciğerlerim. Helin'den sonra tutunacak dal kalmamıştı bana. Bende dumanından bile zehir taşan sigara dalına tutunmuştum.
Ardı ardına yaktığım sigaralardan kimsenin haberi yok bu gece. Biten paketi buruşturup, kenara fırlattım. Başım ellerimin arasındayken, pencereden sokağı izledim bir süre. Sanki bu karanlığın ortasında beni çağıran bir şey veya biri varmış gibi geldi gözüme. Sandalyemde asılı duran kapüşonlumu elime aldım. Masanın üzerinde duran telefonu kontrol ettikten sonra onu da cebime atıp, odamdan çıktım. Adımlarımı hızlandırarak, evimizin ilerisinde ki parka yürümeye başladım. Parka ulaştığımda biraz daha dışarıda kalan banklardan birine oturdum ve kulağıma dolan şarkının sözlerine eşlik etmeye başladım.
"Güzel mi bari?"
Karanlığın içinden çıkıp gelen ve başımda dikilmiş adama baktım. Tahminen kırklı yaşlarda olmasına rağmen, uzun kirli bir sakalı vardı. Oturduğum bankta dikleşip,
"Anlamadım?" Diye sordum.
"Düşündüğün kişi diyorum, bu saatte dışarı çıkmanı sağlayacak kadar güzel mi?"
Önce şaşırsam da, buruk bir şekilde gülümseyip,"Çok mu belli ediyorum?" Diye sordum kaşlarımı kaldırırken. Yaklaşıp yanıma oturdu ve,
"Kavuşamayacağın kadar mı uzakta?" Dedi bu sefer. Sorularla anlaşıyorduk resmen. Geriye yaslanıp,
"Düşündüğüm şeyleri yapacak cesaretim arttıkça, O'na yaklaşıyorum." Diye cevapladım ama anlamadığı çatılan kaşlarından belli oluyordu.
"Yanlız bıraktı beni. Beni bırakıp gitti." Diye fısıldadım kendi kendime. Cebimden sigara paketini çıkarıp, hemen yaktım bir dal. İçime çektiğim dumanı, gözlerimi kısarak, yavaş yavaş dışarı verdim. Göz ucuyla adama baktım. Çok sefil görünüyordu. Bütün dikkatini toplamış bana bakıyordu. Paketten bir sigara daha çıkarıp çakmakla beraber O'na uzattım. Alıp, yaktı ve gözlerini benden çekti. Bir süre sessizlikten sonra,
"Tanrı, her şeyi berbat etme hakkını neden hep karşımızda ki insana veriyor sence?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİHNİMDEKİ KATİL
Teen FictionZor değil miydi yaşanılanlar? Gerçi ne kadar zor olsa da ağzımıza yuva yapmış "iyiyim" kelimesi. Ciğerlerimizin çürüdüğünü bildiğimiz halde dışarıya kahkahalar attık. Şimdi siz söyleyin gülmeyen şansımıza mı yoksa dönmeyen bahtımıza mı sövelim? "B...