Gün geçtikçe artan acılara göğüs gerebilen güçlü arkadaşlarımız yeniden merhaba!
Uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz:)
Bu bölümde yorumlarınızı bizden eksik etmeyin lütfen 👑
Yıldız attığımız yeri
"Cem Adrian- Islak Kelebek" şarkısını dinleyerek okumanızı tavsiye ediyoruz:)
Umarız ki beğendiğiniz bir bölüm olur💫
Keyifli okumalar 👑Saat 15:28 gibi bir cuma sabahına uyandım. Her sabah uyandığımda hiç bir şeye karşı savaşacak gücümün kalmadığını hissediyordum. Belki de artık bazı şeyleri akışına bırakmak benim için daha iyi olacaktı. Ve belki de bazı şeyleri umut etmek...
Boynuma dolanan kulaklığı yavaşça çözdükden sonra kalkıp, aşağı indim. Televizyondan bir şarkı açarken, sigaramı yakmıştım bile. Sezen Aksu'nun söylediği sözlere eşlik ederken, dilim bir yerde takılıyordu,
"Kahretsin yapamıyorum..."
Bu kadar güçsüz ve çaresiz görünmeyi kendime yakıştırmıyordum. Böyle olmamam gerekirdi. Kendime karşı iki seçeneğim vardı zaten. Ya her şeye bir an önce tam istediğim şekilde son verecektim yada bir an önce toparlanmam gerekiyordu. İki seçeneği de göz önünde bulundurursam eğer, nasıl toparlanabileceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama iş son vermeye gelirse eğer türlü şeyler üretir ve güzel şeyler yapardım. En azından bu dünyaya son kez gözlerimi kapatışım güzel olurdu.Derin bir nefes aldım sigaramdan.
Şu sıralar geniş ve derin bir kuyunun içinde yuvarlanıyor gibi hissediyorum. Gerçi, Helin gittiğinden itibaren o kuyuya düştüm ben, hala da yuvarlanıyorum.
Yere çakılacağım zamanı beklemekten başka çarem yok. Belki... Kemiklerim dahil bütün vücudum parçalanacak, belki yeniden doğmuş gibi ayağa kalkacağım. Benim fikrim mi? Benim fikrimi sorarsanız, kemiklerim dahil bütün vücudum parçalanacak. Neden diye sormayın, ölen birini geri getirebilir misiniz? Onu o pis yerden çıkarabilir misiniz? Yeniden umutla bakan gözlerini görebilir misiniz? Yeniden size sımsıkı sarılıp, her şeye inat yanınızda olmasını sağlayabilir misiniz? Yapamazsınız. Yapamıyorum... Ne o geri geliyor, ne ben ayağa kalkabiliyorum.
Bence yanlışılıkla yüklendi bu acılar bana.
Çünkü ben, yaşayamıyorum.
Çünkü ben, kaldıramıyorum.
Çünkü ben, ilerleyemiyorum.
Çünkü ben, nefes alamıyorum.
Ben katlanamıyorum, ben dayanamıyorum.
Nasıl yaşayabilirsiniz ki, sizi yaşatan insanı kaybettiğinizde, nasıl yaşayabilirsiniz ki, size yaşamayı öğreten insanı kaybettiğinizde.
Nasıl kaldırabilirdiniz ki, onun olmayışını?
Nasıl ilerleyebilirsiniz ki, elinizi tutarak yolu gösteren kalbinizi kaybettiğinizde?
Nasıl nefes alabilirsiniz ki, o tüm nefesinizi alıp gitmişken, nasıl nefes alabilirsiniz ki, o nefes alamazken?
Lan kendi ölüşümü izliyorum be. Sevinmeli miyim yanına geleceğim için? Kendi kendime konuşmaktan kafayı yiyeceğim. Gel artık be. Çok kalmadın mı orda? Kıyamazdın hani bana? Kendi çürüyüşümü izliyorum. Sende görüyorsun biliyorum. Elimden gelen en ufak bir şey yok lan. Ne acı bu biliyor musun? Getiremiyorum abi, geri getiremiyorum.
Söylerdim ya sana, "Konu sen olunca, benim elimden gelmeyen bir şey olmaz güzelim." Diye. Demekki varmış, demekki yapamayacağım şeyler olacakmış. Olmasın Helin. Olmasın be meleğim.
Ölüyorum ben.
Yavaş yavaş kan kusarak ölüyorum.
En çok da bu koyuyor,
Hep yanındayım demen, ama ölüşümü uzaktan izlemen, bırakıp gitmen.
Seninleyim demen, ama ben deli gibi yardım çığlığı atarken duymaman.
Olmasın kimse.
Sen hariç olmasın kimse.
Ben seni kaybettim,
Ben zaten kendimi de kaybettim.
Sigaramın son nefesine gelmişken, elime kumandayı alıp, televizyonu kapattım. Tekrar odama dönecekken, çalan kapı yüzünden koridora çıktım, bir an... İmkansız ama bir an...
Helin 'in gelmesini istedim. Kapıyı açtığım an, kollarını kocaman açıp, "Ben geldim, Efe " demesini ve bana gülerek sarılmasını istedim. O an tüm acılarım dinsin istedim. Koridorda hala öylece dururken kapı bir kez daha çaldı ama bu seferki endişe içeren türdendi. Ard ardına çalıyordu. Başımı hafifçe iki yana salladım ve kapıyı açtım. Annem gelmişti. Kısa bir muhabbetin ardından, tekrar yatağıma uzandım. Kulaklığı takıp, şarkı seçerken de sesi sonuna kadar açmıştım. Sessizliği seven ben, kafamın içindeki boşluğun çığlıkları yüzünden sessizlikten korkar olmuştum.
"Sezen Aksu - Seni Kimler Aldı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİHNİMDEKİ KATİL
Teen FictionZor değil miydi yaşanılanlar? Gerçi ne kadar zor olsa da ağzımıza yuva yapmış "iyiyim" kelimesi. Ciğerlerimizin çürüdüğünü bildiğimiz halde dışarıya kahkahalar attık. Şimdi siz söyleyin gülmeyen şansımıza mı yoksa dönmeyen bahtımıza mı sövelim? "B...