RÜYA:1.BÖLÜM Sessiz Haykırışlar

13 4 0
                                    


Merhaba. Öncelikle yepyeni bir hikayeyle karşınızdayım. Umarım çok seversiniz. Vote ve yorum yapmayı unutmayınız.

Bölüm şarkısı;back to you

İyi okumalar :)

Kalbim yıkık dökük bir evi andırırken, oturmuş olanları düşünüyordum. Kalbim ve mantığım bir olmuş gerekli düşünceleri beynimden silerken mantıklı düşünmenin bir anlamı yoktu. Yavaş yavaş yürümeye başladım. Ruhumdaki acının bir nebze olsun dinip, beni serbest bırakmasını diliyordum. Yalnız kalmak insanı rahatlatırken benim ruhum yalnızlığın derinliğinden kendine bir yuva kurmuş oracıkta bekliyordu. Bilmiyordu ki beni oradan çekip kurtaracak hiçbir insan olmadığını; yalnızlığımın orada taht kurduğunu.

İnsanlar çabuk değişir çabuk alışır çabuk vazgeçer. Bilmedikleri şey ise bunların için de sinsice gizlenmiş acı hemen peşindeydi. Ama kimse bu duyguyu umursamayıp acının derinlerine gömülüyorlardı. Acı tarif edilmez derecede insanı yakar, küle çevirip sonunda ise toz olup uçardı. Acıtırdı. En çok da insana unutturamazdı. Bu duyguyu en derinine kadar yaşatır pes ettirmezdi. Her defasında ayrı bir dert çıkıp oracıkta gelir esrarengiz bir edayla insanı en derinden yakardı. Her bir damla da ateş daha da körüklenir, insanı içine çekerdi.

Kimileri acı çekmekten korkardı, kimisi ise alışmış acı çekse de hissetmeyecek dereceye gelmişti. Bende acı çekip de  alışanlardanım. Her fırça darbesinde siyah boyanın en koyu rengine bürünüp,muazzam bir şekilde acının en derinliklerine bürünüyorum. Ruhuma kadar işlenmiş acının geri dönüşü olmaksızın orada bekliyordu. Beni zavallı kılıyordu. Kimileri için acınası bir durumdayım ama kimse bilmiyor ki o siyah boyanın içinde küçükte olsa bir mavi rengi vardı. O kadar küçük ve gözle görülemeyecek durumda olsa da simsiyah değildim. 

Asıl rengim mavinin en güzel tonu olan turkuazken , bir anda siyahın en koyu rengi oluverdim. İnsanların delici bakışlarına maruz kaldım. Birisi de çıkıp yalnızlığın içinde ki küçük kız çocuğun elinden tutup ayağa kaldırmadı. Alay ettiler, güldüler. Her gece ağladım. Gözyaşlarım durmaksızın devam etti. Her seferinde her seferinde güçlü olmaya yemin ettim. Neden mi çünkü Ezgi böyle isterdi. Onu düşününce göz yaşlarım benden bağımsız akmaya başladı.

Ezgi benim en değer verdiğim insandı. Ama esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Günlerce ağladım. Kendimi yıprattım. Ama olmuyordu. O benim tek dostumdu. Onu bulmam gerekti. Bunu yapabilirdim.

Adımlarım hızlanırken telefonun bilindik sesi doldu kulaklarıma. 

Hemen tuş kilidini girip gelen mesajı okumaya başladım. 

Gelen:Gizli Numara

'Ezgi'yi özledin mi küçük meleğim?'


Ruhumun en derinlerinden gelen bu sızı bedenimi ele aldı. Ezgi'yi özlemiş miydim? 

Fazlasıyla.  Ah sarışınım nerelerdesin. Gelen mesajı pek önemsemedim. Genelde okuldaki kızlar canları sıkılınca yazarlardı böyle. Alışmıştım.

'Alışmak bir insanın aslında bütün işlevini değiştirirdi. Bunu en iyi yaşayarak anlamıştım. Adımlarımı hızlandırdım. Yürümeyi severdim. İnsanları bir nebze olsa düşüncelerden alıkoyduğuna inanmıştım hep böyle büyümüştü bu bedenim.

Adımlarımı hızlandırmamla beraber yağmur çiselemeye başladı. Biranda durup yaş toprağın kokusunu içime çektim. Bu ne kadar huzur verici bir kokuydu. 

Tekrar yürümeye başladım. Yağmur şiddetini attırmış; gök gürültüsü artmıştı.

Vücudum yağmurun etkisiyle ıslanmış, kıyafetlerim üzerime yapışmıştı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin