KÜPE 2.bölüm

239 29 9
                                    

Buraya dokunarak yazmaya başla
Güzel bir bahar sabahı okula gelen iki sevgili ders başlamadan önce,
okulun arka bahçesinden merdivenleri çıkıp, nöbetçi öğrenci masasının önünde duran, Sultan ve Burhan okula erken gelmişlerdi.Artık okulda arkadaşlarıyla yaptıkları geveze konuşmaları, birbirlerine takılıp manasız esprilerde atılan kahkahalardan çok; okuldan mezun olunca ne yapacakları konusunda konuşuyorlardı.Burhan: ''Ben asker olacağım'' dedi.''Bir an önce okumadan iş hayatına başlamanın en iyi yolu benim için.Üniversite sınavını kazanacağımı sanmıyorum.Çok okumadan kısa yoldan uzman asker olur bir an önce güzel bir araba alır sonrada evleniriz;zaten okuyandan da bir bok olmuyor, artık yarısı işsiz ve atanamıyor'' diyerek sözünü bitirdi.Sultan bu konu uzerinde fikir yürütmedi.Burhan sarı saçlı, orta boylarda kendinden çok emin olmayan, biraz çekingen bir çocuktu.Sultan ise, uzun boylu ve uzun gür siyah saçları omzuna kadar uzayıp , gözlerindeki gözlüğün bir tarafını kapatıyor, ince, uzun boynu, beyaz teni tahrik edici olsa da; büyük bir burun ve kocaman ağzının gülerken güzellikten ziyade samimiyet ve dost canlısı bir yüzün yansımasını sergileyen,  insanı samimiyet ve ciddiyete davet eden bir bakış sergiliyordu.Bir kaç ay sonra okul bitecek; herkes kendine bir yol çizecek,ortalaması düşük puanlı bir Anadolu Lisesi olan okulun, öğrencilerinin büyük bir kısmı ilk yılında üniversiteye yerleşemediği için, genelde bir yada bir kaç yıl dershaneye giderek bir fakülte kazanabiliyorlardı.Bazı öğrencilerin, liseden sonra üniversite okumak gibi derdi tasası olmadığı için ,okulu çokta umursamıyorlardı.Sultan da üniversite okumak istiyor;  fakat okuldan aldığı eğitimin yeterli olmayacağını biliyor,üniversite okumak isteyen arkadaşlarının büyük bir kısmı dershaneye yazılmış ,boş geçen derslerde yada teneffüs aralarında, ellerinde test kitapçığıyla dolaşan öğrencileri görüp, üzülüyordu!Uzun yıllardan bu yana, ailece çektikleri ekonomik sıkıntılar, onu sonunda bir daha krize sokmuştu.Erkek arkadaşı olan Burhan; onu biraz teselli etmeye çalışsa da,Sultan'ın üzüntüsünü pek azaltmadığı, bariz bir şekilde görünüyordu.Sonra ders zili çaldı ve ayrı sınıfta olan, iki sevgili vedalaşıp derse gittiler. Aslında, Sultan'ın babası Sabahattin bey; uzun yıllar, başka bir şehirde onları büyütmek için,özel bir şirkette işçi olarak çalışmış, sonra kazandığı para ailenin geçimini sağlamadığı için, Akdeniz bölgesinde bulunan bir ilçenin köyünde ki baba ocağına dönme kararı almıştı Köyde kendi mülkiyetleri olan bir kaç dönüm tarlaları vardı.Birde; hayatta olan Sabahattin beyin, yaşlı anne ve babası.Yıllar önce ayrıldığı baba yurduna dönüp, hayatlarına orada devam etmek zorunda kalmışlardı.Köye döneli bir kaç yıl olmuş; yıllarca çalıştığı şirketten aldığı tazminat parasıyla geçinmişler, artık o para da bitmişti.

Sultan; o gün akşam okuldan eve döndüğünde, ailesiyle bu konuyu konuşup, kafasında ki bilinmezliklerin, perdesini aralamaya karar vermişti.Son dersten çıkınca, kitap ve defterlerini toplayıp, sınıftan hızlıca çıkan öğrencilerin içinde, adımlarını atarken, ümitsizliğe kapılmış bir şekilde,okulun çıkışına doğru, ağır ağır yürüdü. Bahçede bekleyen Burhan'la vedalaştıktan sonra, eve gitmek için, okul kapısında bekleyen servise bindi.Eve ulaşması kırk beş dakikayı bile geçmişti ki; nihayet okul servisi, bütün öğrencileri evlerine bırakıp,köyün ortasındaki kahvede oturan bir sürü boş boş oturup dedikodu yapan insanların, her gün oradan geçerken, mal gibi, Sultan'ı bakışlarıyla soyacak gibi bakıp, aralarında münasebetsizce konuşup, güldüklerini görünce ,sinirleri iyice tavan yaptı.Sokağın sonunda, müstakil, eski yapı bir köy evinin önünde, okul servisinden inip, eve doğru yürüdü .Evin girişinde,  geniş bir alan vardı. Evin salon bölmesi sonradan yapılmış, giriş kapısı da ayrıydı.Salonun dış duvarının dibinde, sedir dedikleri ahşaptan yapılmış oturma görevi gören, koltuk amaçlı yapılmış ve üzerine minder konmuş, duvarla sedirin birleştiği bölüme, sedir boyunca koca koca yastık dizilmişti. Sedirin önünde bulunan boşlukta da kocaman bir masa vardı.Dedesiyle nenesi, günün büyük bölümünü burada oturarak geçiriyorlardı. Annesi de onlara kahve yapmış, tam mutfaktan çıkarken Sultan'ı gördü. Sultan elindeki defter ve kitapları masanın üzerine koydu, ''iyi akşamlar herkese'' dedi. Annesi Hacer hanım, elinde ki kahveleri kayın babası ve kaynanasına ikram ettikten sonra, Sultan'ın yanına oturup, hoş geldin güzel kızım deyip, Sultan'ı  alnından öptü.''Yemeğini hemen hazırlayayım mı ;yoksa biraz sonra mı yersin'' diye sordu? Sultan:'' anne canım bir şey istemiyor, şimdi yemeyeceğim, babam gelmedi mi''dedi?  Annesi Hacer hanım:'' hayırdır kızım, ne bu surat, kötü bir şey mi oldu okulda''dedi? ''Hayır anne, sadece sınava bir hafta kaldı ve  kendimi hazır hissetmiyorum, bu konuyu babamla ve sizinle konuşmak istiyorum. Arkadaşlarımın çoğu dershaneye gidiyor ben gidemedim bu sene biliyorsun? Bu sene üniversiteye gitmeyi çok istiyorum,istediğim puanı alamazsam seneye tekrar hazırlanmam gerekecek, beni dershaneye gönderebilecek misiniz?''dedi. Hacer hanım: ''Güzel kızım, kardeşlerinin okumaya zaten niyeti yok, biri okulu bıraktı aylak aylak geziyor, diğeri de seneye liseye gitmek istemiyor.Sen şu sınava gir çık, eğer üniversiteye gidemezsen, seni ne yapıp edip dershaneye yazdıracağız.Birazdan baban gelsin konuşuruz .Canım kızım kaç yıldır babanın elinden neler çektiğimi görüyorsun adamın kazandığı paralar bize hiç bir zaman yetmedi,hep kıt kanaat geçindik. Son zamanlarda birde alkole başladı baban. Aslında onunda yapabileceği bir şey yok, bizlerde zamanında okusaydık; iş güç sahibi olur, daha güzel ve rahat yaşardık.''Eğer sizler olmasaydınız, bu kadar çileyi, bunca yıl çekmezdim.Seninde böyle kötü bir hayat sürmeni istemiyorum.Dünyada en büyük isteğim okuyup bir yerlere geleceğin günü görebilmek. Sana güveniyorum ve sende yüzümüzü kara çıkarma, otur derslerine çalış, bir tanem.''Sultan:'' merak etme anneciğim, ben okurum sizlere de yardım ederim;zaten her şeyin farkındayım'' diye, annesinin öğütlerini dikkate aldığını gösterecek sözler söyledi.

KÜPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin