Küpe 9. Bölüm

46 4 1
                                    

     Mert,in şirkette ay birincisi olmasını ve yetiştirdiği Bilge Can'ın başarısını kutlaması için şirket hesabına epeyce yüklü para göndermişti.Hafta sonu tatilinde öğleye kadar uyuyup,sonra yemeklerini dışarıda yemek için otelden ayrıldılar.Karınlarını doyurduktan sonra,bir gazete alıp geçen ki gittikleri barın yanındaki kafede  türk kahvesi  ve sigara içerken gazeteleri karıştırıp biraz vakit  geçirdiler.Akşama doğru Patoz Ardil'i aradı mert.Ardil:''Oğlum nerelerdesiniz siz,adam bir arar sorar bütün gün iş yerindeydim,uğrar bir çay kahve içerdik,neredesiniz şimdi bakalım''dedi.Mert oldukları yeri söyledi ve aradan biraz zaman sonra Patoz Ardil kafenin kapısından sırıtarak onlara doğru gelip,tokalaşıp,hadi kalkın gidiyoruz dedi.Mert:''Patoz Ardil bu akşam bendensin rekor kırdık birader, şirketin bültenleri geldi arabaya geçince gösteririm bülteni,bu akşam kafaları çekelim yine, sonrada size bir sürprizim var, onuda sonra görürsünüz''dedi.Ardil  zaten bu mert fırlamasının iyi bir satıcı olduğunu eskiden bu yana biliyordu.Yıllar önce  Ardil'in yabancı dil kursunu açtığı sıralarda tanışmışlar ve Ardil'e yüklü miktarda dil eğitim proğramı satmış,Ardil'le sanki kırk yıllık tanışıyorlarmış gibi arkadaş olmuşlardı.Ardil de içki içmesini sevdiği için o tanıştıkları akşam şehrin bir kaç kilometre dışında bir arazide ay ışığı altında bira içmişlerdi.O zamandan bu yana ne zaman Diyarbakır'a gelse Ardil'i mutlaka arar, hafta sonları beraber içer,ondan bundan muhabbet ederlerdi.

        Yine geçen ki gittikleri kafenin yan tarafındaki bara geçip canlı müzik eşliğinde  biralarını içip Bilge Can'a takılıp ,gülüp eğleniyorlardı.Mert;Bilge Can'ın kısa bir süre önce askerden geldiğini,ona bu akşamın sonunda bir sürprizi olduğunu yinelerken sırıtan Ardil manzarayı çakmıştı.Aslında sürprizin ne olduğunu anlamış pis pis sırıtmıştı Patoz Ardil.Yaklaşık bir saat falan oturdukları bardan kalktılar ve arabaya binip şehrin batısına doğru ilerlediler.Yol kenarında bir tekel bayiiden bir poşet bira kapıp gelen Mert arabaya binip aynı istikametten devam etti.Buralarda insanlar batıya göre biraz daha kuralsız yaşamayı öğrenmişler,alkollü araba kullanmak o kadar da korkacak bir şey değildi açıkçası.Halkla devlet arasında bir etki tepki meselesi gibi bir durum vardı.Aslında devlet halka terörist gözüyle baksa da,bunun uzaktan yakından alakası olmadığını gördü Bilge Can.Ardil ırkçı bir adam değildi,tam aksine cana yakın misafiri seven bir adamdı ve hatta esnaflardan da kötü bir muamele görmemişlerdi.Oysa batının yada devletin gözünde bu adamlara vatansever olarak bakmazlardı. Şehrin bir kaç kilometre dışında ki boş bir arazinin yükselen tarafına doğru stabilize bir yoldan şehrin ışıklarının göz kamaştıran bir yerinde arabayı park edip,portatif bezden yapılmış sandelyelerini arabanın bagajından çıkarıp,biralarını içmeye başladılar.Bilge Can bu kadar fazla alkole alışık olmadığı için hafiften başı dönüyor,Patoz Ardil'le Mert'in aralarındaki laflara kulak misafirliği yapıyor bir yandan da birasını içiyordu.Havanın serin olmasına rağmen alkolün etkisiyle çokta fazla üşüdüklerini hissetmiyorlar ve buda Bilge Can'ın daha fazla sarhoş olmaması için iyi bir durumdu.Mert;biralar bittikten sonra hadi kuzen sıra senin sürprize geldi gidiyoruz dedi.Bilge Can,bir kaç saattir bahsettikleri sürpriz hakkında bir fikir yürütememiş sadece olanları seyredip ortama ayak uydurmaya çalışıyordu.Arabayı Ardil kullanıyor,trafikte de pek kural tanımıyor,arada hatalı sollama yapsa da kaza yapmadan,yine şehrin dışında, dışarıdan bakınca bir cezaevi kapısına benzeyen yerde durdular.Mert:''Kuzen sıra sende şimdi sürprizin sonu buydu,hadi bakalım nasıl top koşturuyorsun görelim deyip güldü'' Bilge Can o zaman anlamıştı buranın İstanbul Karaköy deki genelev gibi başka bir genelev olduğunu.Aslında bir adet gibi olmuştu askere gidenlerin ilk önce gittikleri şehirde kerhane varsa, birliğe teslim olmadan uğranan,bir çok gencin de orada milli olduğunu.Bilge Can da,Kara köy genelevinde milli olmuştu askeriye ye teslim olmadan.Aslında bu kerhane olayı Mert'in daha çok ilgisini çekmişti.Sürpriz sanki Bilge Can için değil de kendisi içindi. Bilge'nin hayatında tanıdığı en duygusuz adamdı bu Mert denen duygu yoksunu adam.Aslında Bilge Can bu kerhane muhabbetini çok sevmiyordu eski deneyiminden sonra.Hiç bir zevk almamıştı ilk deneyiminde. Mert'te arabada gelirken eline bir tomar para tutuşturmuştu.Az sonra gideceğimiz yerde lazım olacak,orada herkes kendi hesabını kendisi öder kuzen Alman usulü yani deyip gülmüştü.Bilge Can gezerken genç bir kız kolundan tutup çekti ve pazarlık etmeye başladı.Bilge Can'ın alkollü olduğunu anlayınca fiyatı iki katına çıkardı.Bilge Can da itiraz etmedi ve kadınla birlikte olmak için odaya geçip soyundular.Kadın önce biraz Bilge Can'ın penisiyle uğraşıp reaksiyon haline getirdi,penisine prezervatif takıp bacaklarını araladı ve Bilge Can da reaksiyon haline gelmiş penisini kadının vajınasına yerleştirip gidip gelmeye başladı.Bir süre gidip geldikten sonra boşalıp kadının üzerine terlemiş bir vaziyette kendini bıraktı.Spor yaparken şınav çekmek gibi bir şeydi parayla ilişkiye girmek.Sonra kalkıp lavaboda penisini yıkayıp üzerini giydi.Patoz Ardil,kapının girişinde onları bekliyordu.Patoz Ardil evli olduğu için böyle bir şey yapmayacağını,bize yakışmaz gardaş çorlu çocuklu adamız,siz bekarsınız işinizi görün demişti.Mert,te gelince çıkıp şehre doğru ilerlediler.Ardil'in ilk geçen ki buluşmalarında paça çorbacıdan karınlarını doyurup Ardil'i de evine bırakıp otele doğru yola çıktılar.Otele geldiklerinde Bilge'nin tek bir derdi vardı,hemen duş alıp yatmak.Duşa girip, ılık bir suyla duş alıp,altına bir şort giyip yatağa uzandığını  zar zor hatırlıyordu.Sonra Mert'te duşunu alıp duştan çıktığında, Bilge  Can çoktan derin bir uykuya dalmıştı.

KÜPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin