Bilge Can uyandığında saat 10 :08 geçiyordu.Mert daha önce uyanmış,duşunu almış,resepsiyonu arayıp gazete ve kahve istemiş, otel odasında ki masaya oturmuş, sigarasını yakmış,gazete okuyup kahvesini yudumluyordu.Mert in en büyük zevklerinden biri de her sabah gazeteleri karıştırıp, gündelik haberleri okuyup, sigara ve kahve içmesiydi.Bilge Can günaydın kuzen erkencisin dedi.Mert,günaydın ortak kalk git kahvaltını yap,ben kahvaltı yapmayacağım,genelde sabah güne kahveyle başlarım,sonra dışarı çıkarız dedi.Bilge üzerini değiştirip aşağıya indi kahvaltı salonuna geçip semaverden bir çay doldurdu masaya koydu. Sonra kendine açık büfe olan kahvaltılıklardan ,az dilimlenmiş domates,biraz beyaz peynir,dilimlenmiş salatalık birde yumurta aldı.Kahvaltısını yapıp tekrar odaya çıktı.Mert gazeteyi okumuş,ek sayfada ki magazin sayfasına göz atıyordu.Bilge Can da masanın üzerinde duran sigaradan bir tane alıp yaktı.Bu gün ne yapacağız kuzen?Mert;sigaranı bitir çıkalım bir tavla atarız ne dersin? Bilge Can; Çok iyi bildiğimi söyleyemem,iddialı da değilim kuzen fakat oynarız istersen.Mert;nasıl olsa yenile yenile geliştirirsin o zaman kuzen,ben iyi oynarım tavlayı ona göre gardını al deyip güldü.Bilge sigarayı söndürdü,hadi gidelim kuzen biraz tavlada kendimi geliştireyim,bakalım ne kadar iyi oynuyorsun,göreceğiz dedi.Pazar günü dışarısı çok sakindi. Tekrar çarşı merkezine gittiler,arabayı boş buldukları bir sokağa park ettiler. Sanat sokağı yazan bir sokağa girdiler.Orada küçük bir çay ocağı,önünde de bir kaç tabure ve masa olan bir yere gelip oturdular.İki çay birde tavla istediler.Beş el tavla oynadılar,dördünü Mert aldı oyunun.Mert;tavlayı kapattı ve şaka olsun diye;al bakalım kuzen koltuğunun altı sökük diye espri yaptı.Bilge bu espriyi biliyordu.Aslında tavlada bir espri daha var, aklına o geldi Bilge Can'ın. Allah tan beş dört yenilmedik kuzen dedi.Mert de ona güldü. Bu esprileri tavla oynayanlar genelde bilirler,beş dördün hikayesini.Mert;hadi kuzen bir kitapçıya uğrayalım istediğim, satışla ilgili kitap var onu alacağım,sende kendine bir iki kitap al,ben okumayanları asistan yapmıyorum kendime dedi.Bilge zaten liseden bu yana bir kaç kitap okumuştu klasiklerden,sonra kitapçıya gittiler Mert istediği kitabı bulup aldı,Bilge de oscar wilde'ın Dron Gray'ın portresi diye bir kitap aldı. Gün akşam olmaya yaklaşmıştı.Arabaya binip otele döndüler.Odaya çıktıklarında Mert resepsiyonu arayıp bira göndermelerini söyledi.Bu adamın içmediği günü saymak daha kolaydı. İşini bitirince mutlaka bir yer bulur içerdi.Bilge çok fazla alkol almazdı. Mert'e eşlik olsun diye bir tane malt bira istedi.Mert çok konuşur ondan bundan hikayeler anlatmayı çok severdi.Biraz muhabbet ettikten sonra Bilge Can'a; git arabada ki iş çantamı getir biraz hazırlık yapalım yarın büyük gün,seni militan gibi yetiştireceğim. Türkiye'nin sayılı satıcılarından biri olacaksın,iyi bir satıcı iyi bir analizci iyi bir matematikçi iyi bir psikolog gibi olmalı.Hızlı düşünüp doğru bir aksanla konuşmalı,az konuşup çok dinlemeli,doğru sorular sorabilmeli,iyi bir gözlemci olmalı,Müşteri adayının odasındaki her şeyi gözlemlemeli,tuttuğu futbol takımına varıncaya değin duvarlarda ve masa üstlerinde ip uçları aramalı.günlük gazeteleri okuman işe yarar.İlgi alanına girmese dahi spor haberlerini bile okumalısın.Nerde3 ne zaman ne konuşacağını,ne kadar konuşacağını ne kadar zaman harcayacağını kestirmelisin.eğer muhabbet edecek iyi bir konu yakalarsan işi bitirdin demektir.Bilge çantayı getirdi,Mert'e verdi.Mert bütün evrakları, fiyat listesini, ürün kataloğunu tek tek inceleyip, yarın ki gidecekleri müşteri görüşmelerine hazır hale getirdi.Biralar bitmişti.Sonra resepsiyonu arayıp odaya yemek istediler.Mert; resepsiyonu arayıp, saat sekizde telefonu çaldır uyandır bizi diye talimat verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜPE
Teen FictionTaşrada yaşanan bir sevdanın güzel umutlarla yaşanıp bir anda hüsrana uğrayan ve yıllarca etkisinde kaldığı,kalbinden söküp atamadığı bir sevdanın acısını özlemini çeken bir adamın gerçekle bağdaşmayan yanlarının daha da gerçekçi olduğu sıra dışı b...