İyi okumalar :)
Küçüklüğümden beri etrafımdaki herkesten bebek muamelesi görmekten bıktım. Ondokuz yaşındayım ve melezim. Ateşin bana bu gereksiz davranışı sadece aramızı bozuyor. Eskiden emirden hoşlanmamın nedeni buydu,bana inanması.
Bazı insanların vampirlerin varlığından haberdar olduğunu biliyorum ve vampirleri öldürmek istediklerinide biliyorum. O yüzden eskiden Ateşin koruyucu olmasını anlıyordum ama şimdi durum farklıydı.
"Evet derse başlamadan önce yeni öğrencilerimizi tanıyalım" öğretmenin söylediği şeyle ona baktım. Vampirlerde mi bu gereksiz tanışmayı yapıyor. Sıkınlıkla göz devirdim. "Öykü yanıma gelir misin?" Kadının beni çağırmasıyla ayağı kalkıp yanına gittim.
"Ben öykü ve melezim" dedim sıkınlıkla. Sanki bilmiyorlar. Herkes bana korkuyla bakıyordu. Bu helerine sırıtım. Bu kadar bebe olacaklarını tahmin etmemiştim. "Sorunuz var mı?" Kadının sorduğu soruyla 'ciddi misin' bakışı attım ona. Acaba ben sormalarına izin veriyor muyum.
"Kurta dönüşebiliyor musun? Bana soruyu soran salak vampire baktım. "Kurta dönüşebilmem için birini öldürmem gerekiyor" dedim sırıtıp. "Peki kurt özeliklerin var mı?" Diye sordu. Ne kadar meraklısın ya. "çok meraklısın" dedim.
"Evet var" dedim ve hemen yerime oturdum. "Teşekkürler,irem hadi sıra sende" dediğinde irem heyecanla ayağa kalktı. "Merhaba canlar,ben irem ve hepinizin olduğu gibi bende bir vampirim" dedi gülerek. "Bu arada YouTube'dan takip etmeyi unutmayın" deyip ateşin yanına oturdu. Herkes 'bu kız deli' gibisinden bakıyordu.
Ateş yerinden kalmadan "ben Ateş" dedi sadece. Cidden bu tanışma faslı kadar saçma bişey yok. "Tamam dersimize başlayalım" öğretmenin dediği şeyle herkes masanın üstündeki tabletleri açmaya başladı. Dersimizin ismi 'hipnoz'du. Vampirlerin özel güçlerinden biride insanları hipnoz edebilmekti.
Bu dersi dinleyecek değildim. Bildiğim şeyler zaten.insanların sınıfta herkes aralarında fısıldaşıp konuşurdu ama bu okulda öyle bişey yok. Çünkü hem vampirlerin hamde kurtların kulakları her şeyi duyabilir. Böyle çok sıkıcı oluyor ya. Önceki okulumda her şeyi duyuyordum şimdi kimse konuşmuyor.
Telefonumu elime alıp Emir'in bana attığı mesaja baktım. 'Öykü okuldan sonra acil buraya gel' kaşlarımı çattım. Kötü bişey mi oldu acaba? Hemen 'tamam,dünkü yerde' diye mesaj attım. Ateşe baktığımda bana bakıyordu sinirle. Bu çocuğun sorunu ne.
"Ne var?" diye sorduğumda bişey demeden hocayı dinlemeye başladı. Göz devirip önüme döndüm. Harika. Telefonuma baktığımda Emir'in 'kaçırılıyorum' yazdığını gördüğümde göz devirdim. 'Seni kaçırana teşekkürlerimi iletirsin' diye cevapladım. Sırf gideyim diye böyle yapıyordu.
Bu ders bittiği an ayağa kalktım "nereye?" Ateşin sorduğu soruyla göz devirip "ölmeye gidiyorum" dedim alayla ve sınıftan çıktım. Kurt tarafına girip dün emiri gördüğüm yere doğru ilerledim. Bu kurt tarafında hep kavga var. Şu an bir sürü kavga sesleri duyuyorum ve hepsi farklı yerlerden geliyordu. Vampir tarafında daha kavga duymadım nede gördüm sadece tartışma oluyor.
Emiri gördüğümde sırıtıp hemen vampir hızımla arkasından bacağına tekme attım. Sızlayıp bana döndüğünde "hakettin" dedim. Oda gülüp yanağımı ısırdı. Acıyla onun kulağını çektiğimde oda gülmeye başladı. "Tamam sen kazandın" dediğinde elimi kulağından çektim.
Yanağımın acısıyla elimle ovduğumda tam öpüyorduki yüzünü hafifçe ittim "pis salyalarını kendine sakla" dedim alayla. Alınmış gibi yapıp "bu okuldaki bütün kızlar bu salyalar için her şeyi yapar" dedi dil çıkarıp. Şımarık.
Başımın dönmesiyle birlikte ona tutunduğumda kaşlarını çatıp "iyi misin?" Dedi.
"Başım döndü" dedim. "Hadi gel seni bir yere götüreceğim" dedi ve kurta dönüştü. Anlamamış gibi baktığımda "sırtıma bin bebek" dediğine kuyruğuna bastım. "Ablana bebek dersen kuyruğuna veda edersin" dedim gülerek ve sırtına bindim. Kurtlar gerçekten büyüktü.Bi binanın önünde durduğunda sırtından indim,oda normal haline dönüşünce "burası neresi" diye sordum. "İçerde çok önemli şeyler var" dedi gülerek "hazır mısın?" Diye sorduğunda göz devirip içeri girdim. Burası bir restaourant gibiydi ve çok güzeldi. "Şimdi hayatında yediğin en lezzetli şeyler yemekleri yiyeceksin" dedi göz kırpıp.
Heryerde kurt vardı ve hepsi insan yemekleri yiyordu. Emir elimden tutup beni bir masaya doğru çekiştirdi. "Ne yemek istersin" diye sorduğunda menüye bakmaya başladım "bilmiyorum ve hatta buradaki çoğu yemeği bilmiyorum" dedim. Genelde hep kan içerim sadece bazen su,ekmek,yumurta ve salata yiyip içiyorum.
"Ciddi olamazsın" dediğinde 'çok ciddiyim' der gibi baktığımda güldü. "Tamam sorun yok" dedi ve sonra birini çağırıp "Bize bu menüdeki her şeyden getirin" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
"Delirdin mi sen?" Dediğimde "ben doğuştan deliyim" dedi göz kırpıp. Bu haline gülüp telefonumu çıkarıp fotoğrafımızı çektim. "Dur bendende çekelim" diyip telefonunu çıkardı. "Bunlar şimdi akşama kadar bitirmezler"dedim sonuçta bütün menüyü nasıl yapacaklar hemen. "Kurt olduklarını unutuyorsun galiba" Emir'in dediğiyle kadın yemekleri getirmeye başlamıştı bile.
"Cidden hızlılarmış" dedim. "Bak bu mantı" deyip ağzıma bişeyler sokuşturmaya başladı. Bütün yemekleri teker teker anlatıp sonrada ağzıma sokuşturuyordu. "Yemekleri anlat ama sana yalvarırım ağzıma sokuşturma şunları" dedim karnımı tutarak. Bu halime gülüp "tamam ama ye" dediğinde su içtim.
"Çok doydum eğer ağzıma bişey koyarsam kusarım galiba" dediğimde "afiyet olsun" dedi. Sırıtıp "teşekkür ederim" dedim. "Her zaman bebek" dediğinde masanın altından bacağına vurdum. "Seni uyardım" dediğimde gülüyordu.
"Seninle uğraşmak çok korkunç ama sinirli halin çok tatlı" dediğinde 'ciddi olamazsın' bakışı attım. Telefonum çalınca arayana baktım ve ekranda 'Ateş' yazıyordu. "Kim?" Emir'in sorusuyla telefonumun ekranını ona gösterdiğimde göz devirdi.
Telefonumu açıp "efendim?" Dedim. "Öykü nerdesin sen?" Dedi sinirle. Okulu ekmiştim. "Yemek yiyorum" dedim göz devirip. "Nerde ve kiminle?" Dediğinde "Emirle kurtlar tarafında" ve sessizlik. Ateşin bu davranışları gerçekten beni üzüyordu.
"Size iyi eğlenceler" diyip üstüme kapattığında bende sıkınlıkla telefonumu çantama koydum. "İstiyorsan gidebilirsin" Dedi Emir masaya bakarak. "Ben şimdi gideyim,başka zaman hep birlikte buluşuruz" dedim.
Ayağa kalkıp gidiyordum ki elimden tutup "ben seni oraya kadar götürürüm" dediğinde bir kurtun sırtında oturup ve hızla gitmek eğlenceli olduğu için kabul ettim. "Hoşuna gittiğini biliyorum" dedi Emir gülerek.
"Tabiki,sonuçta senin sırtında oturuyorum" dedim gülerek. Rüzgarın yüzüme vurmasıyla hızla vampirlerin tarafına doğru ilerledik. Sihirli camın oraya gittiğimizde Emir'in sırtından indim. Onun saçını bozup "hafta sonu hep birlikte bir yerlere gideriz" dediğimde "bunun iyi bir fikir olacağını sanmıyorum ama sen istersen gelirim" dedi.
El sallayıp vampir tarafına girdim. Vampir hızımla bizim evin oraya gittim ve hep yaptığım gibi bizim balkona zıpladım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde seslerden Ateş ve İrem'in mutfakta olduklarını anlayıp oraya doğru ilerledim.
"Kanka ya ben sana küstüm" İrem'in dediği şeyle ona doğru ilerleyip sarıldım. "İrem bak biliyorsun Emirin yılar önce ortadan kaybolup gitmesiyle nasıl yıkıldığımı,şimdi onu bulmuşken biraz vakit geçirmek istedim" dedim yanağını öpüp.
"Tamam ama beni o vampirlerin arasında yalnız bırakma bir daha" dedi surat asıp. Bu haline gülüp "irem sende vampirsin" dedim. "Biliyorum ama sen olmayınca bi parçam eksik hissediyorum" dedi ve sonra ateşe bakıp dil çıkardı. Ateşte ona 'sus' der gibi bakıyordu.
"Sizin derdiniz ne?" Diye sordum bi bok anlamayarak. İrem birden kahkaha atmaya başladı. "Ateşin sözünü-" irem tam bişey diyordu ki Ateş "İrem sen bi benimle gelsene,bilgisiyarımda bi sorun var" deyip İrem'in elinden tutup onu zorla odasına götürüyordu.
Arkalarından mal gibi baka kaldım. Ne konuştuklarını duymayayım diye sesli müzik açtıklarında iyice sinirim bozuldu. Benden ne saklıyorlardı?
Düzenlendi✅
Bölüm hakkında düşüncelerinizi yorumlarda yazmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ
Vampire"Benim dalgalarım benimle oyun oynuyordu. Kafamı karıştırıp kim olduğumu sorgulatıyordu bana. Bana neler olduğunu ve kim olduğumu bulacaktım, ben savaşacaktım. Ya tek başıma yada bana destek olan vampir ve kurtlarla beraber." ..... Öykü küçüklüğünde...