"İlk sevgilim"

201 22 2
                                    

       Sabah uyandığımda ayağımda ki sızılar daha canımı daha çok yakıyordu.Soğuk ve boğucu bir beyazlığa sahip hastane odası daha bir kasvetliydi.Babaannem hastaneden verilen kahvaltının bir kısmını bana yedirmeyi başarmıştı.Zaten serumda verildiği için beni pek zorlamadı.

      Bu kasveti bozan şey kapının çalması olmuştu."Sizin ne işiniz var burda ?" diye aynı soruyu ikinci defa sorarken Bade beni susturdu.

"İstemiyorsan çıkalım biz?"

Bunun üzerine hepsi kıkırdamaya başlamıştı.Ben Akın'ın buz mavisi gözlerine dalmışken Zeynep'in konuşmasıyla dikkatimi ona verdim.

"İyileştikten sonra telafi partisi yapalım diye düşünüyoruz.Hem okullar açılmadan önce bize de moral olur."

"Bilmem olabilir." derken Akın gözlerimin içine bakarak yanıma geldi ve ayak ucuma oturdu.

"Yaparız tabi hatta parti organizasyonu benden." derken bana göz kırptı.Allah'ım bir çocuğun daha yakışıklı olması mümkün değildi sanırım.Gülerken o mavi gözlerinin yavaşça kısılması ona ayrı bir hava katıyordu.

    Ben bunları düşünürken Gamze ve Zeynep pasta hakkında tartışıyordu.Çocuk gibi sürekli didişip dursalarda birbirlerini çok seviyorlardı.Arzu köşede oturmuş odada olanlarla hiç ilgilenmiyor,camdan dışarısını izliyordu.Bir sıkıntısı vardı.En yakın arkadaşımı çok ihmal etmiştim.Burak,Akın'ı dürtekleyerek ayak ucumdan kaldırdı ve kendi oturdu.

    "Değerli grubumuzun solisti,sevgili Yankı'mızın dün doğum günüymüşte.Biz de ona küçük bir şeyler alalım dedik." derken elindeki poşeti bana uzattı.Ardından hepsi ellerindeki hediyeleri kucağıma koydu.Kucağımdakileri zar zor yanımda duran komodininin üzerine  koyarken "Beni boğmak için yaptığınız bir plan mıydı  bu?" diye sordum kıkırdayarak.

"Değil ama olabilir." diyen Bade kendini yatağın üstüne atarak beni gıdıklamaya başladı.Beyaz tenimin kıpkırmızı olduğuna dair bahse girebilirdim.

 Nefes alamaz hale geldiğimde Bade beni hala gıdıklarken.Zeynep,Gamze,Gökay da ona katılmıştı onları durduran Akın'ın ifadesiz sesi olmuştu.

"Yeter napıyorsunuz bayıltıcaksınız kızı.Hem sizin artık gitmeniz gerekmiyor mu?"

"Üzgünüz prenses bizim artık gitmemiz gerek ama en yakın zaman da buluşucaz zaten." diyen Burak beni öperek kapıya doğru yöneldi.O sırada Arzu bir hışımla ayağa kalktı ve kapıya doğru hızlı adımlar atarken "Ben gidiyorum." dedi.Ardından hepsi beni öpüp dışarı çıkarken Bade geri dönüp yanıma geldi.

"Saat kaç olursa olsun telefonum açık biliyorsun." dedikten sonra gülümseyerek çıktı.

         Bir süre ikimizde odadaki mobilyaları, duvarları inceledik.Söze ilk giren Akın olmuştu.

"Bizi gerçekten çok korkuttun.Anne ve babana kızıp bizi korkutmaya ne hakkın var?"

Sessiz kaldığımı görünce konuşmaya devam etti.

"Ya o araba hızlı geliyor olsaydı? O zaman sadece anne ve babanı üzmezdin Yankı,emin ol." derken ayak ucumdan yaklaşıp elimi ellerinin arasına aldı.Bu hareketi bile benim kalp atışlarımın en yüksek seviyelere ulaşmasına yetmişti.İki senedir aşık olduğum çocuk ellerimi ellerinin arasına almış benim için endişelendiğini söylüyordu.Şu anda şu kasvetli hastane odası bile benim için adeta bir beyaz saraya dönüşüvermişti.Beni düşüncelerimden uzaklaştıran şey dinleyemeye duyamadığım o huzurlu sesti.

"Benim için önemlisin Yankı.Tahmin ettiğinden daha önemlisin." dedikten sonra elindeki kutudan 'Y ' ve 'A' harflerinin bulunduğu narin bir gümüş bileklik çıkardı.Onu bileğime takarken bir yandan bir şeyler anlatıyordu.Sanırım mutluluktan bir ara anlattığı hiç bir şeyi duyamadım son söylediği cümleyi duyunca başımın döndüğünü hissettim.

Geçmişin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin