Doğum günü

262 23 3
                                    

     Çalan kapıyı duymaksızın odama çıktım  ve kapımı kilitledim. Bütün hayatımı elimden çalmışlardı.Onlar hayatlarına kaldıkları yerden devam ederken ben her gece kahrolmuştum. Yalanlarla avutmuştum kendimi.Doğum günlerimde, yılbaşlarında, özel günlerimde hep gözüm kapıdaydı.Bir umut gelirler diye.Ama beklediğim zil hiç çalmamıştı.Şimdi değişen neydi?

 Telefona sarılıp Arzu’yu  aradım ama açmadı.O sırada kapının önünde babaannem,kapının  kilidini açmam için beni ikna etmeye çalışıyordu.Bu kapıyı beni terk eden iki yabancı evimden gidene kadar açmayacaktım.Bana yaşattıklarının aynılarını onlara yaşatacaktım.Yıllarca bunun planını yapmıştım şimdi bu kadar kolay pes edemezdim.Annelik ve babalık yapmaktan korkup kaçan o iki yabancıya dersini verecektim.”Ahh,ne kadar aptalım.”  diye söylenirken kafama vurdum.Odanın yedek anahtarının olduğunu unutmuştum. Yedi yaşındayken odamın kapısını kilitleyip evden kaçtığım günden sonra dedem her odanın yedek anahtarını yaptırmıştı.” Güzel kızım.”  Diyerek kollarını boynuma doladı babaannem.”Onları görmek istememeni çok iyi anlıyorum.”  dedi .”Ben senin yanındayım. Şimdi aşağıya iniyorum eğer kendini hazır hissedersen gelirsin. Seni zorlayamam” diyip odadan çıktı. Beni zorlayamazlardı.Minicik bir çocuğa bakmaya kendilerini hazır hissetmeyerek kaçan anne ve babamı da kimse zorlamamıştı.Keyfimi bozamayacaklardı.

  Bugün benim doğum günümdü.Yatağımın karşısında duran aynaya bakıp gülümsedim.”Ben hep iyi olacağım.” dedim. Bugün benim günümdü. Hemen kalkıp duşa girdim.Saçlarımı ve makyajımı yaptıktan sonra internetten özenle seçerek aldığım elbise ve ayakkabılarımı giyindim.Çantamı elime aldım ve aynaya baktım.Hiç fena değildim.Gülümsememi yüzüme yapıştırarak odadan çıktım.

   Merdivenlerin başına geldiğimde ayaklarım benimle savaş halindeydi. Bir tarafım deli gibi onlarla tanışmak istiyordu.Diğer tarafım ise aşağıya inip odayı darmaduman etmek,ağzıma geleni saymak istiyordu.Nefes aldım ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım.Benim sesimi duyunca üçü de konuşmayı kesip bana döndü.Babaannem bana bakıp gülümsedi.”Çok güzel olmuşsun kuzum benim.” Dedi. Hiçbir tepki vermedim. Annem olacak bencil “Adının anlamını daha fazla taşıyamazdın, Yankıcığım” dedi. Kendimi tutamadım.”Ne yapacağız şimdi?” diye bağırdım.”Hiçbir şey olmamış gibi mi yapacağız? Bunca yılı yaşanmamış sayıp evcilik mi oynayacağız?” sesim bana yabancıymış gibi çıkıyordu. Bağırdığım için boğazım ağrımıştı.İkisi de konuşamıyordu.Yüzleri yerde kafalarını bile kaldıramıyorlardı.Babaannem bana biraz daha anlayışlı olsan der gibi baksa da umursamadan yeniden bağırmaya başladım.”Bugün benim en mutlu günüm ve bunu da elimden almanıza izin vermeyeceğim.”dedim. “Biz zaten seninle böyle mutlu bir günü paylaşmak için gelmiştik .” dedi babam. Sesi titriyordu.

Tıpkı benim “Benim annemle babam nerde babaanne? “ diye sorarkenki sesim gibi.Nasılmış diye geçirdim içimden.Sorusunu duyunca gülmeye başladım.”Mutlu günü paylaşmak mı?” diye bağırdım.Sesim olduğundan daha güçlü çıkmıştı.”Onun için bir 16 yıl gecikmediniz mi?” dedim.

     İkisi de itiraz edecek oldu.”Kızım..” diye cümleye başladığında bağırarak susturdum annemi.”Bir daha sakın ama sakın bana kızım deme.”

     Artık güçlüydüm onlara ihtiyacım yoktu.”Sizin yüzünüzden hayatımı yaşayamadım ben. Şimdi nerden geldiyseniz oraya dönün çünkü benim anne ve babam ben dünyaya geldiğim gün ölmüş.” derken koşarak evden çıkmıştım bile.Nereye gittiğimi bilmiyordum.Vücudum bana ihanet ederek benden bağımsız hareket ediyordu.Hayatta en çok istediğim şey anne ve babamla buluşmaktı.Yıllarca gelmelerini hayal etmiş,onlara ne söyleyeceğimi bile düşünmüştüm.Her akşam fotoğraftaki iki hayaletle konuşmuş dertlerimi anlatmıştım.Ailemle yaşamanın hayalini kurup durmuştum.Küçükken hep amcam gibi bir babam olsun isterdim mesela…Beni kollayacak bir baba,yengem gibi ilgili bir anne.İlgi çekmek için yaptığım salak davranışları umursayan anne ve baba.

Geçmişin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin