- OKULUN İLK GÜNÜ -
Sabahın köründe kalktım bugün. Şu lanet olası alarm ötüp duruyordu. İstemeyerek de olsa kaltım elimi yüzümü yıkadım ve aynanın karşısına öylece dikildim. Saçlarım darmadağınık ve kabarıktı. Saçlarımın kabarmasından nefret ediyordum. Gidip saçımı düzleştirdim ve önden bir parçasını alarak küçük bir bukle oluşturdum. Bana göre hoş olmuştu. Zaten saçımı normalde de ya düzleştirir ya da böyle yapardım. Bir de klasik ev topuzum vardı işte. Herneyse... Daha gidip kayıt yaptıracaktım. Off ne çok iş ya...
Tam bunları düşünüp isyan ederken babam aşağıdan;
"Eylül! Bir gelebilir misin canım?" Diye seslendi. Hemen aşağı indim. Bir de be göreyim? Üniversiteyi kazandığım için bana istediğim arabayı almasın mı! Evet önceden söz vermişti ama şimdi alacağını hiç tahmin etmemiştim doğrusu. Bu güzel sürpriz sayesinde yollarda sürünmekten kurtulmuştum. Hemen babamın boynuna sarılıp teşekkür ettim.
O sırada gözüm saate takıldı. Artık çıkmam gerekiyordu. Arabamın anahtarını dikkatli olmak şartıyla alarak sürücü koltuğuna oturdum. Hemen müzik açtım. Müzik dinlemeden duramazdım ben. Yaklaşık 40 dakikaya okulu buldum ve vardım. Arabayı parkettim ve kayıt yaptırmak için okulun içine girdim. Tam kapıdan girecekken arkamdan tanımadığım bir ses "Pardon!" Diye seslendi. Arkamı döndüm. Sarışın orta boylu bir kız bana sesleniyordu. Yanına gittim.
"Bana mı seslendin?"
"Evet. Merhaba sen de mi kayıt yaptıracaktın?"
"Evet."
"Ben yeşim memnun oldum." Dedi kız samimi gülümsemesiyle.
"Hangi bölümdesin? Eee şey adın neydi bu arada?"
"Adım Eylül. Hukuk okuyacağım."
"Aaa bende hukuk bölümündeyim:) Tekrar memnun oldum. Beraber gidelim istersen kayıt yaptırmaya?"
"Tabii neden olmasın" Dedim en içten gülümsememle.
Beraber kayıt yaptırmak için evraklarımızı da alarak kayıt sırasına girdik. Kuyruk baya bir uzundu. Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra bir çocuk geldi ve sıraya girmeden sıranın en önüne löp diye atladı. Bunu nasıl yapabilirdi ya? Biz nasıl bekliyorsak o da öyle beklemeliydi! Hemen yanına damladım.
"Sen baksana bana bi! Adam gibi sıraya gir!"
"Ne diyosun sen ya" dedi. Çok itici bir tipti. Tam bana birşey söyleyecekken arkadan arkadaşı tutup "Kerem tamam sakin!" Dedi.
"Sıraya geçiyor musun yoksa biz mi sırayı sana geçirelim?" Dedim alaycı bir şekilde. Herkesi bir gülme aldı. Çocuksa aval aval bana bakıyordu.
"Geçmiyorum, geçirsene!" Dedi imalı imalı. Bende dayanamayıp masanın üstündeki suyu çocuğun suratına şak diye yapıştırdım. Herkes bize bakıp gülüyordu. Aslında eski ben olsa bunu asla yapmazdım ama birden aniden yaptım işte. Bende anlamadım... Yeşim beni kolumdan tutup tamam hadi gidelim dedi. Bende uzatmadım gittim. Ben giderken ise Kerem bana gıcık gıcık bakmaya devam ediyordu. Önüme bakmadan merdivenden inerken bir yandan da Yeşim'e laf yetiştiriyordum. Önüme bakmadığımdan merdivenden çıkanları da göremiyordum. Tam ayağımı basamağa atacakken biriyle kafa kafaya geldik. Kafamı kaldırdım ve kimi göreyim? BERKİN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TUTAM HAYAL
ChickLitAşk nedir? Nasıl birşeydir? Bunu biliyor muydum bunu bile bilmiyorum... Yaşadım mı yoksa yaşadığımı farketmeden gelip gitti mi?