Gözlerimi hafif araladım.O an gözlerimi aralamak istediğim anda babamı hatırladım ve hıçkırdım.
''Anne gerçek mi? Anne ne olur gerçek olmasın!''
Annem şişmiş gözlerini bana çevirdi. Yıllardır onu böyle ilk defa görüyordum.
''Kızım lütfen sus.'' dedi fısıldayarak.
O sustu bende sustum. Sonra konuşmaya başladı;
''Sakın konuşma ben sözümü bitirene kadar. Baban Suriye'ye göreve gitmişti ya hani,dönüyordu ben onunla konuşurken.Sürekli silah sesleri geliyordu telefondan. Teröristler ölmüştü anlaşılan.Ucuz kurtuldunuz dedim sevinsin diye baban.Tabi bu seni Sude ile okula gönderdikten yarım saat sonra oldu anlattıklarım da. Ama cevap yoktu karşı yakadan.Telefon kapandı.
Yarım saat sonra baban aradı.Ama ses babanın değildi. Sanırım bir askerdi.Yenge başınız sağ olsun dedi.Baban ölmüştü,Aşık olduğum adam ölmüştü,Dedenin yakışıklı oğlu ölmüştü.Seni aradım direkt. Elissa'ya da anlattım önce güldü,sonra ağladı ve yattı.Şimdi Sude bakıyor ona evde.''
Dudağımı kaçıncı kez ısırdım bilmiyordum. Doktor geldi iyi olacaksın falan dedi ya da başka bir şey. Serumumu çözdüler. Artık eve gidiyorduk.Benim tek istediğim Elissa'ya bakıp ona sarılıp uyumaktı.Eve geldik kapıyı çaldım.Direkt Elissa açtı kapıyı.
''Ablam!''
''Ablaa!''
Ona sarıldım.Birbirimizin omzunu ıslatana dek ağladık.O bana sarıldı,ben ona. Annem geldi sonra o da ağladı ve Sude'de geldi sardı bizi.Ağladık sonuna dek.
Sabah uyandığımda bilir misiniz nasıl bir ağrı tutuldu başıma. Su içtim biraz ama daha beter ağrıdı. Zil çaldı kapıyı ben açtım.ve gelen dedemdi.Babaanneme sarılmıştı.
Bir anda dondum.
''Hadi kızım dedenleri içeriye buyur et.Sonra da hazırlıklara başlayalım.''
Dedemle babaannemin hali o kadar kötüydü ki artık söyleyecek,teselli edecek tek bir laf bile söyleyemiyordum.Ağlayamıyordum bile,sadece yüreğime acı kazınmıştı.Asla izi geçmeyecek bir acı.Babaannem ile dedeme evde yiyecek kalmadığı için bir şeyler sipariş ettik.Yemek yedikten sonra da cenaze yerine geçtiler.Ben,Sude ve Elissa eşyaları toplamaya devam ediyorduk.Sonra kapı çaldı.İçeri annem girdi.''Kızım gazeteciler bizim eve gelecekmiş,haber için.'' Sude büyük bir sakinlikle ''Tamam,ben o zaman salonu toplayayım.''dedi.Yaklaşık yarım saat sonra kapı çalındı.Gelenler gazetecilerdi.Yaklaşık on kişilerdi.Kısa kısa sorular sordular anneme,dedeme,babaanneme.Sonra bana bir gazeteci sordu ''Babanız sizi duyabiliyor olsa ona ne söylemek isterdiniz?''Cevap verdim''Babacım,gözün asla arkada kalmasın.Ben varım,annem var,dedem var,babaannem var.Hepimiz senin manevi miraslarına sahip çıkacağız.Seni çok seviyoruz.Ve eğer sen burada olsaydın,her şey çok farklı olacaktı...''
Arkadaşlar bu bölümü düzenledim ve biraz eklem yaptım.Bazı yerler eksik kalmış.Kusura bakmayın^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLISIZ
ChickLitDeniz babasının ani ölümü yüzünden kendi memleketine gelir.Ama babası ne onun ne de annesinin aklından çıkar ve bu yüzden sert soğuk ve asık suratlı olarak tanınır.Memleketleri İzmir'e taşındıkları andan itibaren babasının anıları onu artık bırakmaz...