Cassidy atına bindi ve yola koyuldu. Aksilik ya yolda yağmur başladı yağmur öyle yağıyordu ki sanki dünyayla savaşa girmişti.Bütün hışmıyla öcünü alır gibi yağıyodu. Sırılsıklam olan Cassidy ise bunu takmıyordu.Tek bir isteği vardı oda biricik anne ve babasına ulaşmaktı. Onlar aklına geldikçe daha büyük bir hışımla ilerliyordu ve sonunda evine ulaşmıştı.Atından indi kapıya ilerledi anne baba diye bağırdı.
İçerden ses geldi:
-Kim o?
-Benim anne Cassidy
Annesi kapıyı açtı.Cassidy içeriye girdi.Annesine sarıldı annesinin gözünden bir iki damla yaş süzüldü ama Cassidye göstermedi.Cassidy içeri geçti babası pür dikkat haberleri izliyordu o lanet zombiler insanlara öyle saldırıyorduki babası ürpermişti.Babası Cassidyi görünce şöyle dedi:
-Cassidy kızım gitmeliyiz.
Cassidy onaylarcasına başını salladı.İçeri annesi girdi.Acele etsek iyi olacak dedi ve pencereyi işaret etti şehrin merkezine bakan evden görünenler can yakıcıydı.
Cassidy ve ailesi bütün anılarını bırakıp hazırlanmaya başladılar. Öncelikle gıdaya ihtiyaçları vardı.Bu yüzden evdeki bütün gıda maddelerini aldılar ama bunların kendilerine sadece bir hafta yetebileceğini hepsi biliyordu.Bu yüzden artık alışveriş merkezleri uğrak noktaları olacaktı.En önemli şeylerden biride silah ve mühimmat bunu şimdilik evdeki bir tabanca ve Cassidy'nin okuyla tamamlıcaklardı ama ilerde silahcılarda uğrak noktaları olacaktı.Her şeylerini hazırlamaya çalıştılar ve büyük yolculuk artık kapıdaydı.Evleriyle vedalaşıp arabalarına doğru yürümeye başladılar..