-Gökkuşağından Dışlanmış Biri Gibi-

19 1 2
                                    


        Asıl onun burada ne işi vardı?Kağanla nasıl dost olabilirlerdi?Aklım almıyor.Hemen atladım Buketin eskisi olacak Caner'in üzerine:

 -"Ne işin var lan senin burada!Buradan çabuk uza!Bir daha da adımını atmaya kalma şerefsiz!"dedim.Kağan birazdan oluşacak  feci kavgaya engel olmak için elinden geleni yaptı.Fakat sabrı yeterince taşmıştı:

-"Yeter be yeter!Koskoca adamlarsınız.Yolun ortasında ne yaptığınızı farkında mısınız?Biri bana hemen ne olduğunu anlatsın!" derken sinirinden boynundaki tüm damarlar belirginleşmişti.Gözleri kan çanağına dönmüş halde bir bana bir de Caner'e bakıyordu.Kimse çıtını çıkarmadı.Daha doğrusu çıkaramadı.Çünkü adeta Kağan'ın gözü dönmüştü.İkimiz de açıklama yapmayınca Kağan koşar adımlarla oradan uzaklaştı.

-"Bütün bunlar senin yüzünden çaylak!"diye çıkıştım.Bana yandan oldukça sert bir bakış attı ardından bu kelimeleri dile getirdi:

-"Bak aptal!Biz tam 12 yıldır aynı okuldayız.Sen?Haa dur tahmin edeyim.Sadece yeni ev arkadaşı.Yanlışım var mı?Hayır!Sen Kağan'ın ezik ev arkadaşı olduğun için fazla böbürleniyo....." diyecekti ki diyemedi.Tam gözünün ortasına bir yumruk geçirmemle beraber yerin dibini boyladı.Ona son sözümü söyledim ve oradan uzaklaştım

-"Haddini fazla aşmaman için sana küçük bir ders"...

Eve vardığımda Kağan ortalıklarda gözükmüyordu.Üstümü değiştirip kendimi geriye doğru bıraktım ve kendimi yatakta buldum.Aklımda sadece Güneş vardı.Tam 17 saat 41 dakika 7 saniyedir onu göremiyordum.Onu görmek için canımı isteseler dahi verebilirim.Aşk varya bu lanet olası aşk insanın "Ben asla bu huyumdan vazgeçmem"dediği huylarını bile değiştiriyor.Ben şahsen eskiden beri kendi kendime asla birine muhtaç olmayacağımı söylerdim.Lakin ben Güneş'e muhtacım.Onu görmeden yapamıyorum.Her nefesimde onu zikrediyorum.Her şarkıda onu dinliyorum.2 dakikalığına gözlerinizi kapatın ve dediklerimi hayal edin. Kimsesiz,sessiz,sakin,huzur dolu ve kuş sesleriyle canlanan bir yerdesiniz ve karşınızda aşık olduğunuz kişi var.Ama gözleriniz onu göremiyor,kulaklarınız sesini duyamıyor,ellerini ona dokunamıyor.Şimdi açın gözlerinini.Nasıl hissettiniz?Gökkuşağından dışlanmış biri gibi değil mi?Hayatınızda gram renk yok.Karanlığa bürünmüş biri gibi .İşte ben böyleyim...

Ne olursa olsun onun sesini duymaya mecburdum.Bu yüzden telefonumu elime alarak Güneş'i defalarca aradım.Ama açmadı.Gerçekten bugün onun kalbini kırmıştım.Evet.Asla o kalp düzelmeyebilir.Ama daha fazla kırlmasına engel olabiliriz değil mi?Tekrar üstümü giyindim.Çiçekçiden bir çiçek aldım ve onun her zaman kafasını dağıtmak için gittiği eğlence merkezine gittim.Güneş yanında birkaç erkek arkadaşıyla oturuyordu.Üstelik oldukça dekolteli bir elbise giymişti.Elimdeki çiçeği çöpe fırlattım.Şansa bak!Benim liseden arkadaşım Ceren de buradaydı.Ona tüm olan bitenleri anlattım.Kısaca bir tiyatro oynayacaktık.Hedef!Güneş'i kıskandırmak...

Onların oturduğu masanın tam karşısına oturduk.İlk önce beni görmesini sağladım.Daha sonra kıskanmasını...Ceren elinde iki alkolsüz içecekle yanıma oturdu.Bir yandan içeceklerimizi içip bir yandan da küçük kapsamlı kahkahalar patlatıyorduk.Güneş sürekli bizi izliyordu.Bende tam dans şarkısı çıkınca Ceren'i dansa kaldırdım.Güneş patlamak üzereydi.Dans bitince Güneş yanımıza geldi.Bence kaşlarımla Ceren'e gitmesini söyledim.Ceren gittikten sonra Güneş taramalı tüfek gibi art arda milyonlarca soru sordu.Ben kısaca:

-"Güneşciğim ! Hayatıma burnunu sokma diyen sen değilmiydin?Artık sokmuyorum bak.Bence sende sokma.Neden sokuyorsun ki insan sevdiği kişinin hayatına burnunu sokar."derken Güneş sinirli bir şekilde:

-"Sus!Senin ne işin var burada senin  dedim.Soruma cevap ver."dedi.

-"Sorun yanıtsız.Asıl sen bana cevap ver bu dekolte ne böyle?Arkanı dön bak !Senden başka varmı böyle?"dedim.Güneş hemen kıyafetlerine bir göz gezdirdi.Ben hemen peşine bir söz daha ekledim:

-"Yürü gidiyoruz!"

-"Bugün kalbimi o kadar çok kırdın ki.İnsan bi gönül almak için yanında çiçekle gelir."dedi.

-"Kaybettiğin çiçeğe dön bir bak" dedim ve çöp kutusunu işaret ettim.Gözleri doldu ve alt dudağını dişledi.

-"Hadi neyse yürü !Yolda tekrar alırız.Seni bi burdan götüreyim de.Başka bir şey istemiyorum."

AŞK YENİLGİYE UĞRAMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin