-BİR MELEK-

122 16 25
                                    


       Ben Poyraz.İzmirde yaşıyorum.Annem çok kısa bir zaman önce vefat etti.Babam zaten hep hapisteydi.18 yaşındayım.Lâkin ; yaş benim için yan yana gelen iki rakamdan başka hiçbir şey.Bu rakamlar benim hayatıma girsede girmesede bir farklılık göstermiyor.Çünkü; ben hayata karşı tek başına savaşmış biriyim.Adeta kocaman okyanusun içinde karaya çıkmaya çalışan yavru bir kaplumbağa gibi.Ne zor bir şey değil mi? Ama artık direnmek istemiyorum.Yoruldum.Döktüğüm bütün terler boşa! İnanın bana hayatımda hiç kazandığım bir şey olmadı.Hep mağlup düştüm.Yazıklar olsun tüm emeklerime diyecekken Tanrı her şeyi yola koydu.Ellerim,ayaklarım kelepçeli ayrıca önüm,arkam,sağım,solum uçurumken karşıma bir melek çıktı ve beni kanatlarına sardı.O meleğin adı "Güneş"'ti....Götürdü beni bu cehennemden.Adının ne olduğunu bilmesem de kalbimde kelebekler uçuşuyor,dilim bağlanıyor,içimden hafif gülümse beliriyor.Galiba ben aşık oldum.Hemde kainatın en güzel kadınına.Yaşadığım şeyler normal şeyler değildi ama onun sayesinde her şeyi atlattım.Hatta kendimden nefret eden bir adam olmama rağmen kendimi bile sevmeye başladım.Güneş beni baştan sona yeniledi.Her şeyi ona borçluyum.İnana biliyor musunuz? Kalbi olmadan yaşayan adam şimdi dolu bir kalple yaşıyor.Kısaca tanımlamak gerekirsek ; Güneş denize bir olta salladı fakat oltasına yosunlu bir taş geldi .Güneş onu temizleyerek müze raflarına koydu diyebiliriz.Normalde tam tersi olması gerekir biliyorum ama "O benim kahramanım".Zaten böyle olmasının sebebi de bizim anormal olmamız.Bizim tanışma hikayemiz şöyle oldu;

         Bu hayatımın değişti gün annemin öldüğü günün akşamıydı.Ben gözlerim kanlı,şiş bir şekilde aynı şizofrenler gibi boş duvara bakıyordum.Bundan 2 saniye önce her şeyi fırlatıp,kırıp,bağırıp,çağırıp odayı bir savaş alanına döndürmüştüm.Bunun nedeni baktığım her varlıkta annemin bir anısı hafızama yerleşiyordu ve silip atamıyordum.Annem benim nefesimdi.Bir insan nefessiz ne kadar yaşayabilir? Çok az değil mi? İşte benim ömrümde o kadar diye düşünmüştüm.Adeta bir kelebek gibi...Evde durdukça duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Bende orada bir dakika daha duramayıp kendimi dışarı atmıştım.Cidden evden nasıl çıktığımı ben bile hatırlamıyorum.O derece.Sonra attım kendimi arabama.Direksiyonun başına oturduğumda nefes nefese kalmıştım.Neredeyse kalp krizi geçirecektim.Sonra bastım gaza. Aşırı hızlı gidiyorum.Fakat hala nereye gideceğimi bilmiyorum.O halde benzinimin bittiği yere kadar değil mi?Benzin bitmeden önce bu hızla kaza yapacağıma emin olabilirdim.İşin sonunda ölüm tehlikesi olsa bile.Fakat işler düşündüğüm gibi gitmedi.Benzinim bitti.Ve durduğum yer deniz kenarıydı.Saat gece 3.30 du.Yapacak başka hiçbir şeyim olmadığı için oturdum banka,dertleştim denizle,anlattıklarımı duyunca ağladı gökyüzü.Birden o kapkaranlık denize bir güneş yansıdı...

        Biri geldi ve yanıma oturdu.Hemde gecenin bir yarısı.Şok oldum harbiden.Bu bir kadındı.O kadar çok güzeldi ki onu annemin bana çocukken her gece anlattığı  pamuk prenses sandım.Kesinlikle hayalet olmalı diye düşündüm .Zaten kafam da dumanlıydı.Bana:"-İyi misin? " diye sorunca jeton düştü. Gerçekti.Bende "Hayır,iyi değilim.İyi olsam sence gecenin bir yarısı sahilde ne işim var ayrıca sen kimsin?" diye sorunca bana "Ben Güneş.Evim şurada.Köpeğim kayboldu onu aramaya geldim.Sonrada seni ağlarken görünce yanına geldim.İstersen gidebilirim",dedi.Yalnız kalmak istiyordum.Ona git demek de o kadar kolay değildi.Biraz bekleyip "Ben de Poyraz.Annem bugün öldü.Evde durdukça onu hatırlıyorum.Başka gidecek yerim yok.Benzinim de bitti." dedim. Kız çok iyiydi hatta beni avutmak için o kadar konuştu ki güneşin doğuşunu bile görmüştük.Sonrada kendisinde kalabileceğimi söyledi.Şakın gözlerle bakmayın.Tabiki kabul etmedim.Ama ne yapıp ne edip beni evine götürdü.

Kitabı okuduğunuz tarihi ve saati yoruma bırakın :) Belkı bir gün yolunuz yine düşer..

AŞK YENİLGİYE UĞRAMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin