classmate • vkook

6

Bölüme geçmeden önce birşey soracağım başka bir kitap olarak BTS Hayalet mi yoksa Yoonmin mi yazayım? 

Yani ben karar veremedim size sorayım dedim dfcsahgcd

Bu arada medya da en sevdiğim vkook fotoğrafı var kalbim bunlara dayanmıyor ya nasıl mükemmel  bir şeysiniz siz.

*

Hala kapıda durup anlamsızca kendine bakan taehyung'a gülmemek için kendini zor tuttu jungkook.
Aynı zaman da da şuan ne tür bir yalan söyleyeceği hakkında düşünüyordu.
En sonunda hayatı boyunca söyleyeceği en berbat yalanı söyledi.

"Ben yolun başında sizi gördüm arkanızdan bağırdım ama duymadınız."

İkisini de en yapmacık gülümsemesini yolladıktan sonra devam etti.

"Buraya girdiğinizi gördüğümde de geldim işte."

Daha sonra ise elini başına götürüp kaşımaya başladı.
Bir süre öylece kapıda durduktan sonra arkadaşının şuan başka bir dünya da olduğunu anlayan jimin konuşmaya başladı.

"Birşey mi isteyecektin jungkook?"

Jungkook bakışlarını jimin'e çevirdi.
Şuan evde taehyung ile yalnız kalabilecekleri bir yalan daha bulmalıydı.
Aklına gelen fikirle şansını denedi.

"Evet biliyorsun tae ingilizcem pek iyi değil bu günde hoca dan azar işittim sanırım biraz yardımına ihticacım var."

Gözlerini taehyung'a sabitlemişken içinden yalnız kalmaları için dua ediyordu.
Bunu neden istediği hakkında bir fikri yoktu ama şuan içinden sadece bu geçiyordu.

Sonunda kendine gelen taehyung konuşmaya başladı.

"Ah şey evet İngilizce olur tabi hem jimin'in İngilizcesi daha iyi bize yardım eder."
(kookie'ciğim İngilizce den yardım etmesi için geldiğin kişiden emin misin aksi takdirde öğreneceğin tek şey "shit down" olacak da shdudhsjbd)

Taehyung gülümseyerek kenara çekildi ve jungkook'un içeri geçmesi için bekledi.
Jungkook içeri girdiğinde Jimin yüzünü ekşiterek taehyung'a döndü.

"Sana tae diyen tek kişiyim sanıyordum buna ne oluyor?"

Taehyung Jimin'den kıskanma sinyalleri aldığında hafif kıkırdadı.

"Hadi jimin misafir bekletilmez."

"Uh. Ona İngilizce falan öğretmem ben
"

Taehyung jimin'in arkasına geçip onu iteklemeye başladı.

"Hadi .. Hadi yürü jimin ne bu kıskançlık şimdi?"

"Huh? Ne kıskançlığı TAE ben kimseyi kıskanmam hele ki seni hiç."

Taehyung Jimin'in bu söylediğine kendisinin bile inanmadığını biliyordu ve hafifçe güldü.
Sonunda Jimin'i itekleyerek oturma odasına geldiğinde koltuğa oturmuş onlara bakan jungkook'a gülümsedi ve ikisi de karşı koltuğa oturdular.
Taehyung şuan bunun bir rüya olmaması için yalvarıyordu.
Daha bugün hiç konuşmadıkları için kendini depresyona sokarken şuan evinde ve karşısında oturuyordu.
Taehyung büyülenmiş gibi jungkook'a bakarken yine sessizliği bozan jimin oldu.

"Biz evi temizliyorduk da."

Jungkook anladım dermişcesine başını sallamakla yetindi.
Bir yandan buraya geldiği için pişmanlık duyuyordu bir yandan da ikisini evde tek bırakmadığı için mutluydu.
Sadece nefes seslerinin konuştuğu odada jungkook halıya , taehyung jungkook'a jimin ise ikisine bakıyordu.
Jimin hala Jungkook'un Taehyung'a Tae demesinde kalmıştı.
Bir an da olsa en yakın arkadaşının elinden gittiğini düşünmüştü.

"Başlayalım mı artık ?"

Jimin'in sorusuyla ikisi de bakışlarını Jimin'e çevirdi.

"Olur tabi."

Zorlukla konuşan Taehyung ayağa kalktı.

"O zaman odama geçmemiz gerekiyor."

Kare gülümsemesini yüzüne yerleştirdikten sonra odasına doğru yürümeye başladı.

O a jungkook onun inanılmaz derecede tatlı olduğunu düşündü.
Aynı zamanda da yakışıklı.
Bakışlarını yan tarafa çekerken kendi kendine konuştu.

"Deliriyorum herhalde."

"Birşey mi dedin?"

Jimin'in sorusuyla bunu içinden demediğini anladı ve içinden kendine söylenmeye başladı.

"Huh? Hayır demedim."

Jimin'den önce Taehyung'un odasına doğru ilerlemeye başladı.

Jimin öncesinde jungkook için iyi şeyler düşünüyordu.
Arkadaşını mutlu ettiği için ona karşı hiç kötü bir düşüncede bulunmamıştı fakat şuan hiç de öyle olmadığını fark etti.

"Seninle anlaşamayacağız Jungkook."

İçindeki tüm memnuniyetsizlikle söyledi ve arkalarından odaya girdi.

*

Ya biliyorum biliyorum bu bölüm pek de güzel olmadı ama bunu diğer bölümde telafi etmeye çalışacağımm ❤️❤️