Meral koşarak kahve yapar ve salona geri döner kahveleri ikram ettikten sonra Cenk'i ittirerek Serkan'ın yanına oturur.
Cenk: Noluyo be.
Meral: Hiç canım buraya oturmak istedi.
Cenk: Allahım ya.
Akşam olmuştur ve herkes evine gitmiştir. Songül ve Güney ise televizyon izliyorlardır.
Güney: Aşkım.
Songül: Efendim.
Güney: Biz bu oyunu ne kadar sürdürücez.
Songül: Of Güney ya bırak işte keyfimizi kaçırma.
Songül Güney'in kucağına yatar ve gözlerini kapatır.
Güney: Songül.
Songül: Yine ne var Güney...!
Güney: Meral.
Songül Güney'in kucağından kalkar ve dinlemeye başlar.
Songül: Ne olmuş Meral'e.
Güney: Farketmedinmi bugün ki hareketlerini Serkan'a yürüyo resmen Cenk'i ittirmeler falan.
Songül: Ne demek istiyosun ?
Güney: Bence olmaz o iş...yani Meral çok farklı bi kız Serkan çok daha sakin bi çocuk.
Songül: Sen ne hakla benim arkadaşıma laf söylüyosun be !
Güney: Ben öyle demek istemedim...
Songül hızla ayağa kalkıp odasına gider ve kapıyı çarpar.
Songül: Gerizekalı.
.....
Sabah olmuştur Songül hazırlanıyordur Güney ise hâlâ uyuyordur. Songül aşağıya indiğinde Güney'in uyanmadığını farkeder. Geç kalıcağını düşünüp uyandırmak ister fakat aklına dün gece söyledikleri gelir. Kısa bir süre sonra tezgahta duran içi su dolu şişeyi alır ve Güney'in odasına çıkar.
Songül: Özür dilerim.
Songül suyu boşalttuğında Güney irkilerek uyanır.
Güney: Napıyosun be.
Songül: Geç kalıyosun kalk giyin.
Songül çantasını alıp evden çıkar ve arabasına biner o sırada telefonuna mesaj gelir.
Güney: Öperek uyandıramazmıydın sanki 💔
Songül istemsizce gülümser ve yoluna devam eder. Kızları alıp okula gider ve sınıfa çıkar ve sırasının üstünde duran gülleri görür.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Meral: Ohaa yaa çok güzel bunlar.
Eylül: Güney'mi göndermiş ?
Songül: Bilmem not var üzerinde.
Meral: Okusana...
Seni kırdığım için özür dilerim beni affet sevgilim... - Güney
Meral: Siz küsmüydünüz ?
Songül: Şey...evet.
Meral: Neden..?
Songül: Hi..hiç.
Cemre: Affet bence.
Songül: Ucuz numaralar kızım bunlar aldanma...
Songül hızla elindeki gülleri çöpe atar ve kantine gider. Kısa bir süre sonra kızlarda Songül'ün yanına gelir. Güney kızların karşısındaki masada arkadaşlarıyla oturuyordur.
Eylül: Neden affetmiyosun ?
Songül: Affedicem ama burnu sürtsün biraz.
Akşam olmuştur Songül ve Güney eve gelmiş odalarında yalnız bir şekilde oturuyorlardır. Songül bileğindeki bilekliğin olmadığını farkeder ve Güney'in odasında bıraktığını hatırlar.
Songül: Of ya nasıl giricem ben şimdi odasına.
Uzun bir süre düşündükten sonra kalkar ve Güney'in odasına doğru ilerler tam kapıyı açacakken Güney de odadan çıkar ve karşı karşıya gelirler. Güney çarpık bir gülüş atıp konuşmaya başlar.
Güney: Affettin demek.
Songül: Ne affedicem canım bilekliğimi almaya geldim.
Güney: Peki geç al.
Songül odaya girer ve çekmecelere bakmaya başlar çekmecelerden birinde bulur ve tam odadan çıkacakken Güney karşısına geçer.
Songül: Çekilsene be.
Güney: Özür dilerim.
Songül: Dileme !
Güney: Songül yeter ya affet artık...!
Songül: Benim arkadaşlarımla böyle konuşamayacağını öğrenmen gerek.
Güney: Öğrendim valla öğrendim tamam bi daha yapmam.
Songül tam odadan çıkacakken Güney önüne geçip kapıyı kitler ve anahtarı cebine atar.
Güney: Bir de senin taktiğini uygulayalım bakalım....
Selam arkadaşlar kısa ve kötü bir bölüm oldu farkındayım hepinizden özür dilerim 🙏