4.bölüm

684 17 0
                                    

Günler öylece geçip gidiyordu. jennie ile çok fazla yakınlaşmıştık. Beni bu okula bağlayan tek kişi oydu. Third ve arkadaşları o olaydan sonra görmemiştim. Görmek de istemiyordum.

''Jennie ben kütüphaneye gidiyorum geliyor musun?'' Jennie tıkınmakla meşgul olduğu için cevap da veremiyordu. ''Anladım tamam, az sonra gelirim.'' En güzeli onunla Korece konuşabiliyordum. Bu gerçekten iyiydi.

Kütüphaneye vardığımda istediğim kitabı aramaya başladım.

''Nerede, nerede.. Ah buldum!'' 

Biran yüzüm düştü.

Fazla yukarıdaydı. 

Ve benim boyum oraya yetişmiyordu.

''Ah, neden bu kadar yukarıda? Ayrıca neden burada hiç kimse yok?'' Birden bir el istediğim kitabı aldı ve bana verdi. Hayatım bir dizi gibi olduğunu daha önce söylemiştim değil mi?

Arkamı döndüğümde göz göze geldiğim çocuk, ne?

Bu Third'dü! 

Ne işi vardı burada? Ayırca neden bana yardım etmişti.

''Demek romantik kitapları seviyorsun? Güzel seçim.'' İlk defa sesini duymuştum. Çekici bir sesi vardı. Ve şuana kadar ilk defa biri karşımda Tayca konuşmuştu. ''Pabuya'' diye fısıldadım. Bana yaptıklarını unutamazdım değil mi? 

''Seni anlayabiliyorum.'' Hemen yüzüne baktım. Anlamış mıydı?

''Ben aptal değilim. Sen aptalsın.''

''Sevimli bir aptal.'' bunu yüzüme yaklaşarak söylemişti. Tanrım derdi neydi? Geri çekildiğinde gözlerimiz yine buluşmuştu. Güzel gözleri vardı. Yine derin bir şekilde bakıyordu. Sanki bir şey söylemek istiyormuş ama söyleyemiyormuş gibi.. 

Fazla uzatmadan söze devam ettim, ''Kitap için teşekkür ederim.'' sonra yanından uzaklaştım. ''Rica ederim, Rose.'' Adımı duyduğumda arkamı döndüm ve ona baktım. Adımı nereden biliyordu. Gülümsedi ve oradan uzaklaştı. 

Sevimli bir çocuktu ama gerçekten bazen korkunç olabiliyordu. Şuan yaşananları düşününce onun bir canavar ya da psikopat olabileceğini düşünmedim değil. Değişik biriydi. Ayrıca bana neden yardım etmişti? Aklımda binlerce soru vardı.. Tanrım, suçum neydi ki?




''Anne eminsin, güzel oldum değil mi?'' 

''Tatlım sen zaten güzelsin, bu sefer daha da bir güzel oldun.''

Yeni saçlarım için biraz endişeliydim. Biraz kestirmiştim. Çok az. Açık renk olan saçlarımı daha kapalı bir renge boyatmıştım. Eskisinden farklı görünüyordum.

''Eminsin değil mi bak?'' anneme tam 75637 tane soru sormuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Eminsin değil mi bak?'' anneme tam 75637 tane soru sormuştum. Yakında dayak yiyebilirdim.

''Yah! Park Chae Young, okula git artık defol!'' ve tam tahmin ettiğim gibi, patlamıştı. Neyse okula gitsem iyi olacak sanırım.

Okula vardığımda yanlışlıkla bir kıza çarpmıştım. 

''Aish, andue..'' Ops, yine Korece konuşmuştum. Kız bana tuhaf tuhaf bakarken, ''Ah, pardon..'' diyebildim sadece. Korece konuşmayı bile özlemiştim! Düşürdüğü kitabı tuttum ve ona verdim.

''Gomawoyo!'' 

''Ha?'' kız gülmeye devam etti, ''Sanırım Korelisin.'' kafamı olumlu yönde salladığımda elini bana uzattı, ''Annyonghaseyo! Mannaso pankabsımnida. (Merhaba! Tanıştığımıza memnun oldum!) Dangşinır irimın muoşimnigga? (İsminiz nedir?)'' 

''Ah, ConınPark Chae Young imnida.'' elini sıktığımda birbirimize gülümsedik. ''Bende Kim Ji Soo. Koreliyim. Buraya daha yeni taşındım.''   

Onu sevmiştim. Sınıfını sorduğumda ise aynı sınıfta olduğumu öğrendim. Jennie ile tanıştırmıştım, anlaşılan birbirlerini sevmişlerdi. Yeni bir arkadaş daha, yaşasın!

 Yeni bir arkadaş daha, yaşasın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kulaklığımı çıkarıp Taeyeon - Fine dinlemeye başladım ve okulda gezmeye başladım. Bu şarkı bana iyi geliyordu. Ülkemi, arkadaşlarımı, evimi her yeri özlüyordum bu şarkıyı dinleyince. Biran durdum ve ağlamaya başladım. Ah hayır, burada bu okulda ağlamamalıydım. Hemen gözlerimi sildim. Ama durmuyordu.

''Ağlayınca daha da bir çirkin oluyorsun.'' Third?

Ona baktığımda elinde peçete ile bana uzatıyordu. Ama suratıma bakmıyordu. Ona bakmaya devam ettim.

''Alsana, hadi.'' elindekini bana zorla verince gözlerimi sildim. ''Yeni saçların, sana yakışmış.''

''Hıh?'' bana iltifat mi ediyordu? ''Saçların diyorum, yakışmış.'' gülümseyerek ona baktım. ''İşte böyle. Gülümsemen için sana iltifat mı etmem gerekiyordu?'' bu sefer güldüğümde, onunda güldüğünü gördüm. ''Bunu aklımda tutmalıyım.'' dedi ve kalkıp gidecekken, kolundan tuttum.

''Third..'' bana döndüğünde, dilimi yutmuş gibiydim. O sırada Third'in o lanet arkadaşları geldi, ''Thirdd!!'' Third arkadaşlarına gördüğünde, bana baktı ve elimle tuttuğum kolundaki elini itti. ''Geliyorum!'' tekrar bana baktı ve yanımdan gitti.

''Anlayamıyorum..'' diye kendime fısıldadım.

''İyi biri mi? Yoksa gerçekten tehlikeli mi?'' 

''Nasıl birisin sen Third, nasıl?  

3rd warning » love warning.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin