3rd warning » love warning.

2.bölüm

Sınıfımı sonunda bulmuştum. Herkes kendi halindeydi. Eski sınıfımı özledim bir an. ''Acaba geri dönebilecek miyim?'' diye düşünürken yanıma bir kız geldi.

''Merhaba, sınıfımıza hoş geldin.'' uzattığı elini sıktım. ''Merhaba, hoş buldum.'' Kızı incelediğimde sevimli ve zayıf bir kız olduğunu gördüm. ''Ben Jennie. Jennie Kim.'' adını duyduğumda sözlerine inanamadım. ''Koreli'misin?'' olması umudu ile sormuştum. Sanki daha önce Koreli biri görmemiş gibiydim.

Kız da şaşırmıştı, ''Evet, sen?'' o an ne yaptığımı ben de bilmiyordum ki kıza sarıldım. Burada o kadar mutsuzdum ki, Koreli birini bulunca tanımadığın biri bile olsa sarılabilirdim, buradan bu kadar nefret ediyordum işte. Hele de bu sabah yaşananlar. Sahi, o çocuğun adı neydi acaba?

''Hey dur sakin ol, sende mi Korelisin?'' diye sorduğunda hızlıca kafamı evet anlamında salladım. ''Ben Park Chae Young, ama bana kısaca Rose diyebilirsin. Tanıştığıma çook memnun oldum!'' sanırım bir arkadaş edinmiştim..

''Acıktım!'' Jennie'ye seslendim.

''O zaman kantine inelim, hadi.'' elimden tutup beni kaldırdı. Sınıf sessiz ve sakindi. Herkes kendi halindeydi. Gruplaşma vardı tabi, olmaz mı hiç? İlk günden arkadaş edineceğimi düşünmemiştim ki, karşıma benim gibi Koreli bir kız arkadaş edineceğim aklıma gelmezdi. Kantine vardığımızda o çocukları tekrardan gördüm. Tabii o yakışıklı çocuğu da.                                   Kızmayın bana, yakışıklı çocuk. Adını bilmediğim için başka takma bir ad bulamadım. Bu yüzden.

Beni görünce yüzünde anlamadığın değişik bir bakış aldı ve oturdu. Yemeği aldım ve Jennie ile oturduk. Hala bana bakıyordu yahu. İşi filan yok muydu bunun?

''Onu tanıyor musun?'' Jennie'ye bu en önemli sorumu sordum.

''Third'mi diyorsun?'' durdum ve, ''Adını bilmiyorum. Şey işte, şu suratı bebeksi olan yok mu? Yakışıklı olan.''

''Ah, onu diyorsun. Third. Tüm okul ondan korkuyor.''

''NE ONDAN MI?'' lanet, sesim çok yüksek çıkmıştı. ''Shh, sessiz ol. Evet.'' güldü. Şaşırmıştım. ''Nasıl ondan korkabilirler? Sevimli birine benziyor ama.'' şokum hala geçmemişti.

''Bebeksi suratına güvenme. Sinirlendiği zaman canavara dönüşebiliyor. Ben de ilk geldiğimde senin gibi düşünmüştüm. Ama sonra nasıl biri olduğunu gördüm.'' kafamı tamam anlamında salladım.

''Aslında iyi biri yani bence, ama arkadaş çevresi biraz kötü. Arkadaşları fazlasıyla kötü. İnsanlarda dalga geçip, ezmeyi çok seviyorlar. Third'de onlara uyuyor. Onları dinliyor. Eğer onların istediği gibi biri olmazsa, bu sefer arkadaşları onunla dalga geçer ve onu bırakırlar. Ve Third yek başına, yalnız kalır.''

''Yani olmadığı biri gibi davranıyor, öyle mi?''

''Aynen öyle.'' şimdi anlamıştım..

Okul sonunda bitmişti. Elime telefonumu aldım ve bakmaya başlamıştım. Ama bakmamla şok olmam bir olmuştu. Videom paylaşılmıştı. Milletin alay konusu olmuştum. 

''3rd Warning, şu salağa bakar mısınız?'' ''Ezik, cidden ezik.'' ''Yeni bir oyuncak bulmuşa benziyorsunuz, eğlenceli olacak hehe.'' ''Güzel kız, ama aptal.''

Gözlerim doldu ve hızla yürümeye başladım. Herkes bana bakıyordu. Tanrım, ayı mı oynuyor salaklar?! Tam giderken birinin çermek atmasıyla tam düşüyordum ki, son anda düşmekten kurtulmuştum. Gözlerimi açtığımda birinin beni tuttuğunu gördüm. 

Keşke görmeseydim.

Bu Third'di. Şuan yüzlerimiz o kadar yakındı ki. Biraz daha yaklaşsaydı dudaklarımız değebilirdi. Ne diyordum ben? İkimizde şok olmuştuk, bu bariz belli oluyordu. Gözlerimin tam içine bakıyordu. Güzel bakıyordu. Sanki, özür diler gibi? Ama aklıma video gelince hemen geri çekildim ve tekrar ona baktım. Göz devirip, oradan uzaklaştım. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu? Bilerek mi öyle yapıyordu, yoksa istemeyerek mi?