Yine bir gün karlı havada mendil satarken yere yığıldı Reyhan. Ne olduğunu merak etmişti etrafındakiler. Önce soğuktan buz tutmuş ayaklarını ısıttılar. Kimsenin aklına yakınlarını aamak gelmemişti. Bir müddet sonra birisi kadının yakını olabileceğini akıl etmişti. Uzun uğraşlar sonucu mendillerin altına sakladığı telefonu buldular. Birkaç kişi ambulansı ararken bir diğer kişi rehberinde kayıtlı olan tek kişiyi -kocası Coşkun'u- aradı.
Belgin Hanım:
-Alo. Alo Coşkun Bey, alo.
-Alu ne oldu sen kimsiniz?
-Reyhan Hanım'ı tanıyor musunuz?diye sordu Belgin.Amacı, kocası olduğundan emin olmaktı.
-Haaa, benim garı. Ne yopmeş gene benim avrat.Süleyin oğa midem gıyıldı gelsin bir şeyler hazırlasın bağa.
-Eşiniz doğum yapıyor!
-Ne yopem ben mi dogurem?Tam da doğuracak vahti buldi hindii.
- .... Hastanesi'ne gelin.
-Süle oğa çoh mesraflı dogurmasın.Hedi hedi geleyrum.Belgin Hanım daha fazla sinirlenmemek için telefonu kapattı. Sonrasında,Reyhan'ın durumunu merak edip yanına gitti.Reyhan doğum yaparak Derin isimli masum bebeği bu zalım dünyaya getirmişti.
Coşkun tüm vicdansızlığıyla "Ben çocuğun babasıyım"diyerek bebek bakım ünitesine girdi. Anne adı kısmında Reyhan yazan bebeği kucağına alıp gizlice dışarı çıkardı. Hastanenin biraz ilerisindeki parka gitti. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce boş bir salıncağa koyup ordan hemen uzaklaştı.
Reyhan yavaş yavaş kendine geliyordu.
-Bebeğim, bebeğim nerede?
-Bekle, birazdan getirirler, dedi yeni doğum yapmış kadının yalnız başına kalmasını istemeyen Belgin Hanım.
Hemşire koşarak içeri girdi.
-Bebek, bebek yok; yok yerinde yok.
Evet düşünülen olmuştu. Reyhan daha yavrusunun kokusunu içine çekemeden Coşkun çocuğu sokağa bırakmıştı. "Dört çocuğa zaten zor bakıyorduk. Bu çocuğun olmaması daha iyi oldu" diyerek kendini savunmaya çalışıyordu.
Yoldan geçen bir teyze bebeğin ağlamasını duyup onu aramaya başladı. Salıncakta olan bebeği bulması zamanını pek almamıştı. Bebek buz gibiydi. Bebeği kaptığı gibi evine götürdü.Bebeği bulan teyzenin durumu da ailesinin durumundan pek de farklı değildi. Bebeği ısıttıktan sonra yetimhaneye götürmeye karar verdi. Yetimhanenin önüne gelince içinden bir ses ona "verme" diyordu ama başka çaresi yoktu.İçeri girip olanları yetimhane müdürüne anlattı ve gitti.
-Maşallah çokta şirinmiş.Boyu da biraz kısa mı ne? dedi müdire.
-Gelen kadın isim bilgisi vermedi değil mi? dedi hizmetli.
-Hayır, biz koyacağız ismini. Derin olsun.Derinlere kadar uzasın.
Derin küçük bebeklere ait ufak bir bakım odasının içine konuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Penceresi
Genç KurguGeliri olmayan dört çocuklu bir aile...Kendisi evde yatıp hamile karısını mendil satmaya gönderen bir baba... Çocukları için yağmur çamur dinlemeden çalışan karnı burnunda bir anne... İşte Derin'in hikayesi böyle başlıyor.