Gel zaman git zaman,
Alışırım belki sensizliğe.
Takvimleri görmezden gelirim,
Saatimi takmam koluma.
Zamanın işlemediği,
Yokluğun olmadığı bir yere giderim .
Dilime bir türkü takıp,
Avuntu kıyılarına vururum kendimi.
Bazen de o kıyılardan izlerim mavilikleri,
Seni izlerken ,
Koşar adım merdiven çıkmandan anladım,
Biz , birbirimize ne çok benziyoruz .
Ayaklarımıza vurulu olsa bile prangalar .
Bacaklarımızı kopartıp,
Koştuk dolu dizgin
Kırık dal ve solmuş yapraklara .
Bunu en çok bana gelmeyişinden anladım.
Adımlarının ardı sıra kan izleri .
Yaralı ve yorgunsun .
Dinlenmeye takatin yok.
Ölürcesine koşuyorsun ölüme .
Bak , görüyor musun?
Ne çok benziyoruz birbirimize.
Benziyoruz derken ,
Ben bulutlar misali ;
Ağır , aksak , dolu.
Sen ise:
İçimde kopan fırtına, çakan şimşekler..
Sen içimde ,
Korkunç ve ışıltılı.