''Charlotte Pierce McAvoy hemen kalkıyorsun okula geç kalacaksın!''
Annemin bana seslenişiyle beraber gözlerimin üzerindeki uyku bandını başımdan çıkardım ve yatakta oturur pozisyona geldim.Penceremden içeri giren güneş bugün havanın güzel olacağının habercisi gibiydi.Yine de pek emin olamıyordum.Sonuçta burası Londra'ydı, her an yağmur yağabilirdi.
Üstümdeki yorganı çekip banyoya doğru ilerledim.Aynada kendimi gördüğüm anda başımı sağa sola sallamaya başladım.Saçlarım yine söz dinlememiş ve birbirine karışmıştı.Hızlı bir duş alıp hazırlansam iyi olacaktı çünkü annem her an odayı basıp beni dışarı sürükleyebilir-pardon okula geç kaldığımla ilgili nutuk çekip kızgın bakışlarını atarak odadan geri çıkardı.Sonuçta hanımefendi olmak bunu gerektirirdi. Her neyse.
Sıcak suyun altına girip saçlarımı ve vücudumu iyice yıkadıktan sonra hemen çıktım.Hazırlanmam umarım çok uzun sürmez diye dua ederken kapı hafifçe tıklatıldı ve içeri Dorota girdi.
''Bayan McAvoy aileniz sizi kahvaltıya bekliyor efendim.''
Ona her zamanki gülümsemelerimden birini yolladım.
''Hemen geliyorum Dorota. Annem geç kaldığım için sinirli değildir umarım?''
Soru soran gözlerle ona baktığımda ufak bir gülümsemeyle bana karşılık verdi.
''Pek değil.Ama biraz daha geç kalırsanız sanırım buraya gelebilir.''
''Pekala.Hemen hazırlanıp geliyorum.''
Ufak bir baş eğmeyle beraber dışarı çıkıp odamın kapısını kapattı.
Dorota çok uzun yıllardır bizimleydi.Evdeki işlerimize yardımcı oluyordu.Annemin değişiyle hizmetçimizdi.Tabi ben böyle söylemiyordum.Dorota benim için bir arkadaş gibiydi.Arkadaş dediğime bakmayın yaşı benden oldukça büyüktü.Ben daha küçük bir çocukken annem ve babam yoğun iş hayatları nedeniyle evde çok olmazlardı.Abilerim desem okul ve diğer uğraşlarıyla ilgilendikleri için pek benimle ilgilenmezlerdi.Dorota benim için bir oyun arkadaşından çok anne,abla,arkadaş gibiydi.Okuldan dönünce onunla oyunlar oynamak için günün geçmesini beklerdim.
Bir kez daha düşündüm de,küçükken her şey daha güzeldi.
Saçlarımı kurutup güzelce şekil verdikten sonra okul formamı giydim ve çantamı da alıp aşağı indim.Babam her zamanki gibi masanın başında oturup gazeteyi okuyor, annemse telefonundan günlük planına bakıyordu.Ağabeylerimin ikisi de çoktan işe gitmiş olmalılardı.Masadaki yerime oturdum ve çantamı yere koydum.Annem telefonundan kafasını kaldırdı ve gülümseyerek konuşmaya başladı.
''Günaydın tatlım! Bugün için heyecanlı mısın?''
Ah size söylemeyi unutmuş olabilirim.Bugün yeni bir okula başlıyorum.Eski okulumun aksine bu sefer özel bir okula gidiyorum.Hoş her ne kadar bunu istemesem de babamın isteği-daha doğrusu emri- doğrultusunda bu okula gitmem geleceğim için daha iyi olacak-mış vs. vs. vs.
Evet pekala bu biraz karışık oldu sanırım.Eski okulum bir devlet lisesi olmakla birlikte pekte başarılı bir yer değildi.Gitmek istememin sebebi içinde zengin züppe insanların olmamasıydı.Herkes kendi halindeydi.Güzel arkadaşlıklarım vardı.Ama babam en başından beri oradan nefret ediyordu.Israrlarıma dayanamayıp yollamıştı ve en sonunda pes etmişti.Okulun kayda değer bir başarısı yoktu,normal bir okuldu sadece.Ama babama göre bir okulun başarılı olması dünya çapındaki üniversitelere her sene ne kadar öğrenci kabul ettirdiğiyle ilgiliydi.Babamı az çok anlıyordum ama onun anlamadığı tek şey şuydu.Özel okul sahte ilişkiler,sahte arkadaşlıklar ve sosyal statüdeki ayrılıkları da beraberinde getiriyordu.Bunları sevmiyordum.Ne kadar zengin olduğun yada hangi marka araban olduğu benim ilgimi çekmiyordu.Ben sadece insanların bana ne kattığına yada iyi birisi olup olmadığına bakıyordum.Bu okulda bunları bulabilecek miydim pek emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The London Girl
Teen FictionGenç ve güzel bir kız olan Charlotte babasının isteği üzerine özel bir okula gider.Fakat Charlotte kesinlikle bunu istememektedir.Babasının Birleşik Krallıktaki en zengin ve varlıklı insanlardan biri olması hayatı onun için epey zorlaştırmaktadır.Et...