K.G 8

77 5 0
                                    

Alkışlar eşliğinde salona giriş yaptık.
Bir günde ne ara bu kadar kişi çağırmayı becerebilmişler? Bu kişiler acaba zorla evlendirildiğimizi bilmiyorlarmı? Yoksa zorlamı geldiler ki? Acaba paramı teklif ettiler? Bana para teklif edilseydi gelirdim yani.

Atalarımızın dediği gibi nerede beleş oraya yerleş.

Veya kafalarına silah dayamışta olabilirler. Belkide bedava yemek için gelmişlerdir.

Deniz kulağıma yaklaştı
-Gene neler düşünüyorsun?

Kafamdan düşüncelerimi atmak için sağa sola salladım. Ama işe yaradımı?
Hayır. Hala teoriler kuruyorum.

Bence kesin bedava yemek için geldiler. Çünkü ben onların yerinde olsam sırf bedava yemek için gelirdim.

Maksat karın doyurmak.

-Değişik teoriler uyduruyorum.

Nikah masasına oturduk ve kafamı sol çapraza çevirdim.

-Saat 11 yönüne bak.

Deniz kafasını çevirdi. Biraz bakındı. Doğukan'ı görünce iki kaşını da kaldırdı. Başıyla selam verdi.

-Tamam gördüm.

Salonda müzik çalmaya başlamıştı.

Kapıdan gelen nikah memuruyla şaşırdım. Biraz fazla erken gelmedimi bu adam?

Dirseğimle Deniz'i dürttüm. Bana baktı ve benim baktığım yeri görünce kaşlarını çattı. Kafamı Doğukan'a çevirdim ve göz kırptım. Anlamayınca gözlerimi devirdim. Dudaklarımı oynatarak 'şimdi' dedim. Umarım anlar.

Eğer şuan telsizi çıkartırsam dikkat çekerim. Bu riski göze alamam.

Doğukan biraz daha bana baktı ve masaya yaklaşan nikah memurunu görünce kaşlarını çatarak arkasını döndü. Cebinden telsizi çıkarttığını gördüğümde nikah memuru yerine oturmuştu. Önündeki büyük defteri eline almıştı ki ışıklar kesildi.

Davetlilerin çığlıkları eşliğinde gülümsedim.

Deniz kolumdan tutarak beni sürüklemeye başlamıştı bile. Neredeyse kapıya gelmiştik ama ışıklar geri geldi. Heralde aralarından birisi şartellerin kapalı olduğunu farketti ve açtı. Deniz kapalı kapının kulpunu tutmuştu ki salonda bir ses yankılanda sessizlik çöktü. Bu memurun sesiydi.

-Gelin ve damat yok!

Kapıyı açınca gıcırdadı ve bakışlar butarafa döndü. Deniz hiç vakit kaybetmeden koşmaya devam etti bende peşinden.

Lanet elbise Lanet elbise Lanet elbise!

Lanet kısa elbise!

Arkaya dönerek peşimizden koşan kişilere baktım. Ama neden geliyorsunuz?  Zaten eteğimin açıldığı yetmezmiş gibi.

Önümüzde beliren arabayla durduk ve içerisine girdik. Son gaz ilerlerken derim bir iç çektim ve Berk'i dinledim.

-Gençler bir sıkıntımız var.

Endişe ile Berk'e bakmaya başladık.

-Telefon.

Diğerleri ceplerinden telefonlarını çıkartırken ben anormal olarak ayakkabımın altından çıkarttım. Camları açtılar ve telefonları fırlattılar. Benim atmadığımı görünce bana baktılar.

-İphone lan bu, boru mu?
O kadar para verdik. Para ağaçta yetişmiyor. Hem bu telefona ben ne zorluklarla Minecraft indirdim biliyormusunuz siz? İnstagram hesabım gider valla yapamam şifresini unuttum zaten.

İlke telefonumu elimden çekti ve kendi camından fırlattı.

Kaçak GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin