Yarım kaldığımız yetmezmiş gibi bi de hiç sevilmedik ya işte belki bu daha çok koyuyordur. Ama hakkıyla rolünü oynuyorlar. Sen karşılık olarak sevgini veriyorsan o da hayatını tiyatro sahnesi olarak kullanıp güzel rolünü canlandırıyor. Ama senin tiyatron mutlu sonla biterken her sonun kalbinin çalınmasıyla bitiyor. Bazen aklımızı bazen kalbimizi çalıyorlar. Kalp zamanla iyileşiyor yada bize öyle geliyordur ama aklın takıldığı yerde kalıyor. Bazen gitmen gerekiyor , aslında gitmen gerekiyor gibi bir şey Yok kimse gitmek zorunda değil ama bu gitmek öyle değil . Yarım kaldığın yerde kalman ne değiştirirdi ki? İşte o zaman zorunlu gidiyosun. Hayatında Yeni sayfalar açmaya çalışıyorsun. Eğer geride kalan kalbinse belki diğer sayfayı çeviriyorsun ama aklın kaldıysa tek yapabileceğin şey o sayfayı silmek oluyor. Her satırın izini bırakıyor altında. Ve o satırların üstüne yazabilceğini yazıyorsun. Peki ya o? O, başka defterlerde Yeni sayfalardaki cümlelere konu oluyor. Bu bir miktar acıtıyor ama hiçbir acı baki değildir. Bir gün mutlu olcağınıza İnanın, hiçbir şeyin o güzel canınızdan değerli olmadığının farkında olun. Çünkü o güzel kalbinizi başka bedenlere değişti. Çünkü gidicek yeri vardı ve belki bu yüzden sizden vazgeçti ama sadece sabredin bakın daha kötüsü başına gelicek ve o zaman sizi anlıcak. Sabredin , çünkü böyle insanlar başınıza gelmese ders çıkartabilir miydiniz? Dünyada yapılan hangi kötülük karşılıksız kaldı? Sizi kürkçü dükkanı gibi kullanırlar bide her zaman arkalarında siz varsınız sanırlar. Onlara en güzel cevap bi gülümseme olur bazen , yada başka bir mutluluk sebebi. Sizden giden herkes, sizin mutluluğunuzda boğulur.
Evet zor oldu , ama ben artık içim parçalanana parçalanana umursamamayı, boşvermeyi öğrendim.
Öleceğiz ve hepsi geçicek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMELYA
Non-FictionAslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil,yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.. Ve sen hayallerin kadar güzelsindir. İşte hep hayallerinin gerçekleşmesi umuduyla yaşayan bir kadının kaleminden...