; o t u z i k i

2.1K 284 56
                                    

Küçük olan;
ellerinin,
içinde kaybolduğu
fırçayı bulduğu boşluklara rastgele dokunduruyordu.

Büyük olan ise,
küçük olanın bu tavırlarını
bir gözünü kısmış bir şekilde izliyordu.

Sanat eseri,
sanat eserine ruhunu katarsa ne olur?

Yoongi bulduğu kırmızı koltuğa otururken,
Jimin ise
tuvalini saklamaya çalışıyordu.

"Hey! Özel alan denen bir şey var."

Yoongi ağzından bir kıkırtının kaçmasına engel olamamıştı.
Yavaş,
fakat etkili adımlarla
Jimin'e doğru yürümeye başladı.

Jimin ise ona doğru geldiğini görünce
ani bir hareketle Yoongi'nin önünde bitmişti.
Yoongi'ye arkasını döndürüp
önüne geçtiğinde Yoongi konuşmaya başladı.

"Hangi özel alan Jimin-ah?"

Jimin üzerine boya bulaşmış olan burnunu kırıştırdığında,
Yoongi'nin eli çocuğunun beline yönelmişti.
Düşünmeden kendisine çekmişti.

"Burnunun üzerinde boya var,
ve de çenende."

Jimin temizlemek yerine,
elindeki fırçayı yanaklarına sürttü.

"Bahse varım ki,
çok çekiciyim şu an."

Sonra ciddi olmadığını belli eden bir gülüş sundu.

"Aksine küçük bir çocuk gibisin Jimin-ah.
Tatlı, küçük bir çocuk."

Jimin bir şey demeden fırçayı tekrar kaldırdı
ve
Yoongi'nin burnuna ufak dokunuşlar bıraktı.

Yoongi ise Jimin'i taklit etti.

"Bahse varım ki,
çok çekiciyim şu an."

Jimin,
dudağının boya olmasını umursamayarak,
Yoongi'nin burnuna bir öpücük bıraktıktan sonra cevabını verdi.

"Evet öylesin."

Gözlerini kapatmış bir şekilde,
bundan daha fazlasını bekleyen büyük çocuğu orada yalnız başına bıraktı
ve
tuvalinin yanına koştu.

"Üzgünüm Yoongi-ah,
bunu çok değer verdiğim birisine vermem gerekiyor,
yakın zamanda."

Jimin koşturarak giderken,
Yoongi eskiz defterini çıkardı ve çizdiği resimleri kontrol etmeye başladı.

Her şeyin başlangıcı olan resim,
Jimin'in küçük bir kıza yedirdiği pamuk şeker resmi,
Yoongi'nin uzun bir süre duraklamasını sağladı.
Yoongi geçmişe döndü.
En geriye.
Ya Jimin ile karşılaşmasaydı?
Ya onu görmeseydi hiç?
Resimlerini çizmeseydi?

Yoongi biliyordu ki,
bu duruma en çok
Jimin'in yüzünü sayfalarında taşıyan
eskiz defteri üzülecekti.

Parmaklarını gezdirdiği sayfalardaki yüz,
onları canlı tutan şeydi.
Yoongi'yi, defteri
ve
dünyanın geri kalanını.

Park Jimin
bu dünyaya,
içindeki sevgiyi paylaştırmak için gelmişti.

Yoongi bu durumdan adı kadar emindi.

Gömleğinin cebindeki kalemi çıkarttı
ve
minicik elleri ile
kocaman bir fırça tutan
bir genç çizdi.
Genç çocuk, kendisinden büyük fırçası ile
karşısındaki çocuğun burnunu boyuyordu.

Burnu boyanan çocuğun elleri,
fırçası olan gencin belindeydi.

Etraflarına parıldayan yıldızları çizmeyi ihmal etmedi.

Ve Yoongi bunun altına bir not düştü;

"Küçük bir beden,
ancak
kendisinden daha büyük bir ruh.

Küçük bir beden
ancak
dünyanın dönme sebebi.

Küçük bir beden
ancak
nefes alma sebebim."


hoşunuza gitmiyorsa yorumlarda bunu belli edebilirsiniz, anlayışla karşılarım
eğer hoşunuza gidiyorsa yorumlarda bunu da belli etmenizi tercih ederim

yanlışlarım varsa kusura bakmayın
umarım sevmişsinizdir, sizi seviyorum!

home ; yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin