Grinin soğuk bir tonuyla boyalı gökyüzünün hemen altındaki eski binanın, orta katından gelen tahta döşemelerin gıcırtıları, sokak köpeklerinin seslerine karışmıştı. Dünden beri elektriksiz kalan mahallenin karanlığı, sabahın ilk saatleriyle bir az olsun aydınlanmaya başlamış, gecenin ayazı yerini sıcak rüzgarlara bırakmıştı. Orta katın pencerelerinden, mumlarla aydınlanmış koridorların parşömen sarısı ışıkları, dışarıdaki tüm gri tonların arasında kesik kesik parıldıyordu. Otuzlu yaşlarında genç bir adam, çıplak ayaklarıyla evinin odaları arasında dolanıyor, bir yandan da salonunun ortasında açık bir şekilde duran kahverengi bavulunu dolduruyordu. Bu yazın sonunda kırk ikinci yılına girecek olan yaşlı binanın gösterişsiz katlarının arasında, dış cephesi gökkuşağı renkleriyle donatılmış giriş katından gelen rüzgar çanının müzikli sesi, adamın boş duvarlarında yankılanıyordu. Giriş katın yaşlı sahibi ise küçük bahçesinde, kilim motifleri işli sedirine oturmuş dalgın gözlerle sokağı seyrediyordu.
Neredeyse tamamen toparlanmış olan adamın üzerinde, kiremit kırmızısı kareli bir gömlek, rahat sayılabilecek tarzda siyah bir pantolon ve ona eşlik eden şık bir kol saati bulunuyordu. Evinden çıkmadan önce saatini kontrol eden adam, sürüklediği bavuluyla dış kapının eşiğine geçti. Apartmanın merdivenlerinin başına kadar taşıdığı bavulunu yavaşça yere bıraktı ve evinin dış kapısına yöneldi. Tahta dış kapının çürümüş kolunu sıkıca tutarak son kez evine baktı. Bakışları sırayla, kare şeklindeki holün kenarlarına dizili odaların arasında gezinirken boyası yer yer soyulmuş mavi kapılı odada duraksadı. Birkaç saniyelik duraksayışının ardından tuttuğu kapı kolunu yavaşça kendine doğru çekti.
Sokak kapısını araladığında aydınlanan günün ışıklarının kumral saçlarının arasında gezindiğini hisseden adam, terlemiş ellerinin arasındaki bavulunu yere bıraktı. Ciğerlerine dolan temiz hava, akciğerlerindeki bronşlardan geçip tekrar arındırılmış bir şekilde vücuduna akarken yorgun bedeninin bir nebze de olsa dinçleştiğini hissedebiliyordu.
"Ömer... Nereye gidiyorsun?" Bahçesinde oturan yaşlı kadının çatallaşmış sesinin ardına saklanmış hüznü, kendisini ele vermişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evin Hikayesi
General FictionBulutlu bir yaz sabahında bavulunu toparlayarak evini terk eden Ömer ve onun terk edişinin ardına gizlenmiş sebepleri...