Multide ki şarkı ile okuyabilirsiniz. Cover şekli benim daha çok hoşuma gitti. İyi okumalar..
"Fotoğrafımı atmaktan daha iyisini yaptım"
Gözlerime inanamıyordum şuan. Bu gerçek miydi? Şuan bir rüyada falan değildim dimi? Tam karşımda Pars mı vardı? Yok olamaz ya. Ben kesin öldüm falan. Böyle şuan cennetteyim hatta kesin. Ben çünkü Parstan resim istedim. Hatta o şuan hastaneden çıktı eve falan gidiyor. "Aden, iyi misin" diyen çocuk/ yada Pars yanıma doğru geldi. "Korkmaya başladım güzelim iyi misin?" Pars olan çocuk yanıma gelip gözümün önüne gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı. Saçlarımı kokladı. "Ay öldüm mü ki ben. Sen gerçek misin" dediğimde Pars olan çocuk kahkaha atmaya başladı. Siktiiiirr. Cidden Parstı. Oha. Tam sarılacağı zaman bir adım geri gittim. Zalimin oğlu o nasıl bir gülmek. O dişler ne öyle.. Kendine gel Aden. Ne oldu sana yahu. Çok güzel rezil oldun Aden. Aferin kızım. Bravo. Dakka bir gol bir.
"Aden güzelim korkuttun beni" derken bile gülüyordu. "Bu kadar etkileyeceğimi bilmiyordum" "Ne etkilemesi bee. Ben sadece biran öyle boşta bulundum. Yok öyle etkileme falan. Çokta şey yapma sen." Biri şuan beni cimciklesin. İyice batırıcam yoksa. Allahıımm. Kalbim. Ben resim isterken Pars karşıma çıktı. Neyse Aden. Sakin ol, çaktırma kızım. Hala sırıtıyordu bu ya. "Sırıtmasana öyle be" dedim. Yoksa devam ederse benim kalbim dayanmayacaktı yani. "Ne o etkileniyor musun yoksa" dedi. "Yooğğ,karşında ayımı oynuyor da sırıtıyon o kadar" dedim. Oh helal Aden. İşte böyle kızım.
"Tamam tamam, açsındır hadi gel yemek yiyelim" dediği anda midemdeki filler harekete geçti. Dudaklarımı ısırdım. Rezil olmuştum. "Birileri baya baya acıkmış, aman beni hemen yeme daha dur elini tutamadım kızım" dediğinde gülüyordu. Omzuna vurdum. "Dalga geçme be, otobüs yolculuğu acıktırdı" dedim. Çok güzeldi herşey. Bu manzara bile insanı acıktırırdı valla.
Yemeklerimizi yedikten sonra Pars ayağa kalktı. "Ne oldu, nereye" diye sormadan edemedim. Ne olmuştu ki. "Geliyorum hemen" dedi. Sadece tamam anlamında kafamı salladım. Bende yardım olarak sofrayı topluyordum. O kadar hazırlamış bende toplamaya yardım ediyim ne olacak. Göle inip ayaklarımı suya soktum birazcık. Hem Parsı beklerken canım sıkılmamış oluyordu. Çok geçmeden Pars elinde papatyalarla yanıma geldi. "Onlar ne öyle" diye sordum. Ne yapıcaktı ki papatyaları. "Çiçeekk" diye söyledi. "Hadi canım atıyorsun bende başka birşey sanıyordum. Sağol ya" diyip gözlerimi devirdim. "Sabırsız, az bekle de gör ne olucağını" Sinirle dil çıkardım. Sırıttı. Sayın Pars Bey sen böyle sırıtırsan olmaz ama yanii, ben sonra laf sokamıyorum. Bağdaş kurup yanına oturdum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cidden çok yakışıklıydı. Gülüşü olsun, saçları olsun, gözleri olsun. Açıkcası bu kadar yakışıklı biri olucağını hiç düşünmemiştim. Fazla muhteşemdi. Acaba hak edicek ne yapmıştım onu. Gözlerimin içine bakmasıyla kendime geldim. "Kendini fazla kaptırmışsın bakıyorum da güzelim" dedi. Haklıydı, ama tabiki haklısın Pars demem. Çünkü neden diyeyim. "Yoo hiçte bile" dediğim gibi omuz silktim. "İzin verir misin" dediğinde elindeki çiçeklerden yaptığı taca baktım. Kafamı tamam anlamında salladım.
