Hilal'in Gölgesinde-7

55 6 13
                                    

Sevgili doktorum annem ve babama tüm olanları yetiştirdiği için evde ufak çaplı bir kriz yaşanmıştı. Annem tekrar hastaneye dönmem konusunda ısrar ederken babam evde kalmamın daha uygun olacağını söylüyordu. Beni bir kenara bırakıp birbirleriyle söz dalaşına girdikleri sırada dayanamayıp araya girdim.

"Yeter!" diye inlediğim de ikisi de dikkatle bana baktılar. Salon sonunda sessizliğe büründüğünde derin bir nefes aldım. Nefes alma olayı biraz uzun sürmüş olacaktı ki babam "eeee" dercesine kafasını salladı.

"Bakın." diye girdim söze. "Artık çocuk değilim. Kendi kararlarımı alacak yaştayım. Dün olanlara geleceksek eğer evet beynim bana küçük oyunlar oynadı. Fakat endişelenecek bir şey yok. Ve..." anneme imayla baktım "Hastaneye de dönmeyeceğim." Sıkıntıyla iç geçirmesi gözümden kaçmamıştı.

"Birde..." bu sefer babama baktım "Artık evde de kalmayacağım." dediğim de ikisi de aynı anda "Ne!" diye bağırdılar.

"Kızım sen iyi misin? Nerede kalacaksın?" dediğinde anneme gülümseyerek baktım. Ah şu evhamlı halleri...

"Anne ben ayrı eve yerleşmeye karar verdim." dedim. Sonunda söylemiştim. Bu fikri uzun süredir düşünüyordum ve söyleyip söylememekte kararsızdım.

"Olmaz." dedi babam kaşlarını çatarak. Yavaşça kafamı çevirip babama baktım. "Anlamadım?" diye sordum. Ayağa kalktı ve salonda volta atmaya başladı.

"Olmaz dedim. Bu kadar net işte." dediğinde annemde babama destek olurcasına kafasını salladı. Sinirlenmeye başlıyordum ve sonucunda onları kırmaktan korkuyordum. Çünkü bu en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Ben çocuk değilim. Kararlarımı kendim verebilir-"

"Sana olmaz dedim Hilal!" diye tısladı babam sözümü keserek. Artık öfkem istemsizce bir bomba gibi patladı. Ayağa kalkıp babamın karşısına geçtim. "Yirmi üç yaşında olduğumu hatırlatırım baba. Kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum. Bir şeylerin üstesinden tek başıma gelebilmek istiyorum." Gözlerim yanmaya başlamıştı. "Güçlü hissetmek istiyorum anladınız mı?" Ağladığımı yanaklarımdan akan soğuk yaşla fark etmiştim. "Artık bu acıya teslim olmak istemiyorum." Dediğimde babam sıkıntıyla bir iç çekerek yüzünü avuçladı. Sertçe yanaklarımı silip anneme ve babama kararla baktım.

"Karşı çıkmak istiyorsanız sizi engelleyemem ama...ben gideceğim. Hemde en kısa zamanda."

BİR AY SONRA...

"Aman Yarabbi gitti güzelim takım!"

Koşarak mutfağa gittiğimde annemin yerdeki cam kırıklarını topladığını gördüm.

"Ne oldu iyi misin?" derken çoktan annemin yanına oturmuştum bile. Kafasını kaldırıp sinirle babama baktı. Babam ise kendini savunurcasına "Vallahi ben bir şey yapmadım, elim yaptı." dedi.

Annem "Bak birde konuşuyor. Özrü kabahatinden büyük." deyip terliği babama fırlattığında kahkaha attım. Babam koşarak mutfaktan çıkarken içeriden "Özür dilerim Kızım." diye seslendi gülerek. Kafamı anneme çevirdiğimde yerde duran cam kırıklarına gözleri dolu dolu bakıyordu.

"Aşk olsun be anne. Benim kolum kırılsa bu kadar üzülmezsin." dedim yanağını öperek. Annem kaşlarını çatarak bana baktığında korkuyla geri çekildim. Aksi taktirde bir terlikte ben yiyebilirdim. "Bu takıma kaç para verdim ben senin haberin var mı? Tabi üzüleceğim." dediğinde kolunu okşayıp "Tamam tamam üzülme cana gelen mala gelsin." dedim teselli verircesine. Omzunu silkip camları süpürmeye başladığında bende tekrar babamın yanına döndüm. Merdivene çıkıp duvara raf monte etmeye çalışıyordu. Etrafa bir göz attığımda epey yol kat ettiğimizi anladım.

Hilal'in Gölgesinde #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin