#2

70 6 1
                                    

Başımda ki ağrıyla yavaşça gözlerimi açtım. Beyaza boyanmış bir hastane odasındaydım. Elimi alnıma götürdüğümde bir acı hissettim. Muhtemelen dikiş atılmış olmalıydı. Kollarımda ve bacaklarımda bir kaç çizik vardı. İyi de amcam neredeydi? Diye düşünmemle odamın kapısı açıldı. Önde doktor ve arkada amcam odaya girdi. Yüz hatları gerilmişti. Bir şeye sinirlenmiş olmalıydı. Benim uyandığımı görmesiyle gerilen yüz hatları düzeldi ve sıcacık bir tebessüm oluştu dudaklarında. Hemen yanıma gelip sıkıca sarıldı. Burnumu omzuna dayayıp kokusunu ciğerlerime çektim. Gözleri ağlamaktan kızarmış olmalıydı.

"Beni çok korkuttun minnağım" diye fısıldadı kulağıma. Onu böyle korkuttuğum için büyük bir suçluluk duygusu kapladı içimi. Bende ;

"Özür dilerim" diye fısıldadım kulağına. Doktor orda olduğunu hatırlatmak için küçük bir öksürdü ve bana tebessüm ederek;

"Geçmiş olsun canım. Nasıl hissediyorsun kendini? " diye sordu.

"Teşekkür ederim. Sadece biraz başım ağrıyor." dedim ve bende tebessüm etmek isterken yüz hatlarım gerildi ve  alnımdaki dikiş varlığını belli edercesine acıdı.

"Dikkat et " diye hemen uyardı amcam.

"Başındaki ağrı gayet doğal. Bütün tetkikler yapıldı. Ve hiçbir kötü sonuca rastlanmadı. Birazdan çıkışınızı yapabilirsiniz." 

Amcam duyduklarına pek sevinmedi ve hemen karşı çıktı.

"Nasıl çıkış yapabiliriz. Daha yeni kaza geçirdi ve kafasını taşa vurdu. Ya beklenmesi birşey olursa."

"Bakın bey efendi. Kızınızın bütün kontrolleri yapıldı ve durumu gayet iyi."

Amcam ve doktor böyle konuşmaya devam ederken ben "kızınız" lafına takılmıştım. Ben babamın değilde amcamın kızıydım. Buna alıştım fakat kalbim acıyor. Keşke gerçek babam amcam olsaydı. Öyle korumacı ki saçımın teline zarar gelse dünyayı yakar. Bir baba evladını bundan çok sevemezdi. Gözümden süzülen bir damla yaşı hemen elimin tersiyle silip ;

"Amca eve gitmek istiyorum." dedim. Amcam;

"Tamam bir tanem." diyip alnımdan öptü ve çıkış işlemlerini yapmak için odadan çıktı. Doktor suçlu bir şekilde ;

"Pardon, baban sanmıştım." dedi.

"Babam zaten." deyip kestirip attım. Babamdı zaten ötesi yoktu.

***

Annem beni doğururken ölmüş. Babamsa annemin ölümünden sonra beni istememiş. Beni babaannemlere teslim edip yurt dışına kaçmış. Biz de amcamın işi dolayısıyla Ankara'dan, Samsun'a taşınmışız. Annemle babamın fotoğraflarını hiç görmedim. Taşınırken bütün fotoğrafların kaybolduğu söyledi amcam. Ama annemin nasıl biri olduğunu bilmesem de tahmin edebiliyorum. Hep rüyalarımda görüyorum onu. Üstünde beyaz bir elbiseyle bir köşede hıçkırarak ağlıyordu. Kahve rengi uzun ve dalgalı saçlara sahipti. Uzaktan bağırıyorum ama duymuyor, ona koşmak istiyorum. Koşamıyorum. Ama yüzünü hiç göremedim.

Amcam elinde kahvaltı tepsisiyle odama girdi.

"Ama yemek istemiyorum." diye mızmızlandım. Amcam şakacıktan kaşlarını çatarak:

"Yemek istiyorum yok küçük hanım. Hepsi bitecek bunların." dedi ve yanağımı okşayarak devam etti:

"Sen benim tek varlığımsın. Senden başka kimsem yok benim. Sana birşey olmasına dayanamam lütfen anla beni." dedi. Gözleri dolmuştu. Hemen konuyu dağıttım.

"O bir saattir burnuma tüten sucuklu yumurta mı?" dedim ağzım sulanarak. Amcam başıyla onaylayıp kendi elleriyle beslemeye başladı beni. Hayatıma hayat katan varlık. Ben hiç seni üzmek ister miyim?


PAPATYAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin