#6

60 3 0
                                    

"Amcam birazdan bisiklet turu yapalım mı? Hem biraz gece havası almış oluruz. Hem de biraz konuşuruz. " amcama Selim amcadan ve Doğa' dan bahsetmek istiyordum. Hatta tanışıp arkadaş olmalarını.

"Emin misin canım bisiklet turundan? İstersen arabayla gidebiliz istediğin yere. Hem ne konuşmak istiyorsun bakalım?"

"Hayır, bisiklet sürmek istiyorum. Havadan sudan konuşuruz. İlla bi konu mu olması gerekir." dedim nazlı bir şekilde. Amcam bu halime hiç dayanamazdı.

"Tamam prenses. Hazırlan çıkalım." dedi gülümseyerek. Hemen yanağından bir öpücük çalıp hazırlanmak için odama koştum.

Pembe bir tayt giyip üstüne beyaz biraz uzun ve bol bir tişört giydim. Saçlarımı da tepeden salaş bir şekilde topladım. Telefonumu almaya gereksinim duymadan odamdan çıktım. Amcam da siyah eşofman altı, üstüne de bisiklet yaka beyaz tişört giyinmişti. Bana göz kırpıp, bayanlar önden hareketi yaparak yol verdi. Ve anahtarı alıp evden çıktık.

***

'Bir bankta oturmuş hep bir yanımızın dolmasını bekler gibiyiz.'

Bisiklet sürmek güzeldir, özgürlüktür. Bisiklet insanı başka bir dünyada yaşıyor hissiyatı verir. Bisiklet hayal etmektir, dünyayı sevmek için bir neden bulmaktır. Rüzgarın yüzünüzü yalayıp geçmesine izin verin. Bırakın saçlarınız savrulsun. Yudum yudum içinize çekin geceyi. Başınızı döndürsün ay. Bırak kendini..

"Amca, şimdi sana bir şey diyeceğim ama dalga geçmek yok." yanımda pedal çevirmekten helak olmuş amcama baktım. Tamam dercesine başını salladı. Her ne kadar utansam da bunu amcamdan başka kimseyle paylaşamazdım.

"Birisi var. Kuyu kadar derin gözleri. Ama içinde milyonlarca yıldıza sahip. Bi gülüşü var sanırsın bu dünyaya ait değil. Ya çok acayip. Yüzünü yüzümden çekmesin istiyorum. Benden başka tarafa bakınca etraf kararıyor. Yeni tanıdım fakat yıllardır yüzüne aşina gibiyim. Söyle bana, bana ne oldu? " Amcam derin bir nefes aldı. Bisikletleri park edip sahilde kayalıkların üstüne oturduk.

"Söylemesi acı ama aşık oluyorsun prenses."

"Neden acı?"

"Aşk acı ister. Bolca acı. " yüzünde hüzün dalgalandı.

"Peki sen hiç aşık oldun mu?" işte en merak ettiğim soru.

"Oldum. Anlatmamı ister misin?" dedi. Merakla evet manasında başımı salladım.

"Bizimki çocukluk aşkıydı. Onunla açtım gözlerimi ben, onunla ağladım, onunla güldüm. Onunla büyüdüm ben. Birbirimizi deliler gibi seviyorduk. Birbirimizin nefesiydik. 18 yaşımıza girer girmez evlendik. Aileler bu yaptığımıza ne kadar kızsadalar zamanla kabullendiler. Kendimize ait küçük bir dünya kurduk. İki ay sonra hamile kaldı. Buna ne kadar sevindiğimizi bilemezsin prenses. Sonra bir gün telefonum çaldı. O arıyordu. Onun ekranda ismini görünce bile gülücükler açardı yüzümü. Hemen açtım telefonu. Bi erkek sesi geldi karşıdan. Kendinin polis memuru olduğunu ve eşimin trafik kazası geçirdiğini söyledi. Hastaneye nasıl gittiğimi bilmiyorum. O gün dünyam başıma yıkıldı. Nefesim kesildi. Ben o gün onunla mezara gömdüm kalbimi. Sonra sen geldin. Kesilen nefesime nefes oldun. Senin sayende yaşadım ben. Vebali ağır olsada, sen geldin. İyi ki geldin. Ben günahında boğulurum ama sen beni sakın bırakma. Beni sakın bırakma prenses. " ikimizde hıçkırıklara boğulmuş ağlıyorduk. Bi insanın acısını en çok sarılmak sararmış. Sarıldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PAPATYAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin