"Müzik, korkmaman için..."

120 12 5
                                    

Şu an da çok az okuyucumuz var ama umarım çoğalacak :) Buradan sınıf aradaşlarıma sesleniyorum hikaye defterine dokunmak yok ve ayrıca bölümü wattpad da yayınlamadan da okuyamazsınız canlarım :DddD <3

İyi okumalaar :D

.......................................................................

Orada oturmuş ağlarken arkamdan ayak sesleri duydum. Ağlamaya ara verip ona doğru döndüğümde bana seslendi.

"Hey sen, iyi misin?"

"Sen de kimsin?"

"Ben şey adım Mert ama..."

"Tamam Mert, git buradan. Rahat bırak beni."

"Ama ben sadece, dışarıda yağmur yağıyor ve sen yani siz ağlıyorsunuz. Acaba yardımcı olabilir miyim diye.."

"Gerek yok git dedim sana!” diye bağırdım ağlamama engel olamayarak. Zaten korkuyordum birde tanımadığım bir çocukla konuşamazdım. Her ne kadar sempatik, karizmatik ve yakışıklı olsa da ya da güzel bal rengi gözleri, kahverengi dalgalı saçları ve harika vücudu olsa da çekemem şu an kimseyi. Ben ne diyorum ya? Ağlamaktan kafayı yedim galiba.

“Bana bak kızım, bağırma da ne olduğunu söyle yardım etmeye çalışıyorum ve neden ağladığını anlatmadan da şurdan şuraya gitmem.”

“O zaman ben giderim. Kimseyi çekemem gece gece”

Evet bunu söyledim ve hızla dışarı yöneldim ama tam çıkacakken gök gürültüsünden korkarak tekrar olduğum yere çöküp başımı ellerimin arasına aldım. Ahh! Olamaz o çocukta burada ve ben feci şekilde rezil olduğumun farkındayım. Lanet. Lanet .Lanet.

 “İyi misin?!” diyerek yanıma doğru koştuğunu gördüm fakat kafamı kaldıramadım. Geldi yanıma oturdu ve kafamı omzuna yasladı ve beni sakinleştirmeye çalıştığını belli ederken “Şşşt! Korkma” fısıldadı. Aman tanrım bu çok utanç verici tanımadığım birisi bana ilk defa bu kadar yakın oluyordu. Hatta bir erkek bana ilk defa bu kadar yakın oluyordu. Midemde gezinen küçük solucanlara ne demeli? Lanet. Lanet! Bu iyi geliyor ama Mert’i hiç  –adı Mert’ti sanırım- tanımıyorum bile. Sakinleştiğimi hissederek ondan uzaklaştım.

“Teşekkür ederim ama ben..”

“Sen şimdi bana adını söyle lütfen”

“Haa, şeyy ben Damla”

“Damla, güzel isim”

“Teşekkür ederim”

“Al bunu Damla” diyerek elindeki kulaklıklardan bir tanesini bana uzattı ve diğerini de kendisi taktı. Kulaklığı aldım ve:

“Neden verd- “

“Müzik, korkmaman için” diyerek gülümsedi. Aman tanrım çok güzel gülüyordu. Sağ yanağında küçük bir gamzesi vardı. Ben büyülenmiş bir şekilde onun yüzüne bakarken açtığı şarkıyı duyunca kendime geldim. (Emilia - Big Big Girl)

'm a big big girl

Ben büyük büyük bir kızım 

In a big big world 

Büyük büyük bir dünyada 

It's not a big big thing if you leave me 

Bu büyük büyük bir şey değil, eğer beni terkedersen 

But I do do feel that 

Ama ben çok çok hissediyorum ki 

I do do will miss you much 

Seni çok çok özleyeceğim 

Miss you much... 

Çok özleyeceğim 

I can see the first leaf falling 

İlk yaprağın düştüğünü görebiliyorum 

It's all yellow and nice 

Tamamen sarı ve hoş 

It's so very cold outside 

Dışarıda hava çok soğuk

Like the way I'm feeling inside 

Tıpkı benim içerde hissettiğim gibi 

Nakarat 

Outside it's now raining 

Dışarda şimdi yağmur yağıyor 

And tears are falling from my eyes 

Ve gözlerimden yaşlar süzülüyor 

Why did it have to happen 

Bu neden olmak zorundaydı 

Why did it all have to end 

Neden her şey bitmek zorundaydı 

Nakarat 

I have your arms around me ooooh like fire 

Kolların beni sarıyor, ooooh ateş gibi 

But when I open my eyes 

Ama gözümü açtığım zaman 

You're gone... 

Gitmiş oluyorsun..

Bu şarkıyı küçük bir çocukken çok severdim. Annemin öldüğü seneydi, annem ve babamın bir seminere gitmesi gerekiyordu fakat annemin semineri Yalova’da babamın ki ise Ankara’daydı. İstanbul’daki evimizden yola çıktık. Babam beni İzmir’deki teyzeme bırakacaktı ve Ankara’ya gidecekti. Tabi önce annemi Yalova’ya bırakacaktık. Bir ay boyunca teyzemle kalacaktım. Annemi Yalova’ya bıraktıktan sonra yolda bu şarkıyı dinliyorduk ve bu şarkı çalarken o kadar çok ağlamıştım ki “annemi özledim” diye o yüzden bu şarkıyı hiç unutamıyorum.

Şarkı bittiğinde sakinleştiğimin farkındaydım ama kulaklığı Mert’e uzatarak:

“Yağmur durdu. Ben gidiyorum. Sağ ol” dedim ruhsuz bir şekilde.

Sonra da kiliseden çıktım ve koşarak eve döndüm.

.....................................................................

Çok saçma bir yerde bittiğinin farkındayım. Aslında bu bölüm böyle değildi 3. bölüm le birlikte yazacaktım fakat biraz heyecan olsun istedim :D

YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin