"Saçmalama Emre!!"

100 10 0
                                    

(Mert'in gözünden)

  Sabah çok erken kalmadım. Okula erken gitmeyecektim sadece kayıt işleri vardı nasıl olsa. Önce babamın yanına uğrayıp öyle geçecektim Emre'nin yanına.

Şirkete gidecek olmama rağmen cok resmi giyinmemiştim. Siyah bir pantolon, beyaz bir tişört ve buz mavisi kolları siyah yamalı bir ceket giydim.

Arabamın anahtarları hala bendeydi ama arabayı dün akşam havaalanından döndüğümde görmemiştim. Otoparkta olduğunu düşündüm ve görevliye otopark kapısını açmasını söyleyerek binadan çıktım. Çıktım çıkmasına da karşıma çıkan Damla aklımı başımdan aldı birkaç saniye. Evet karşı binada oturduğunu dün görmüştüm ama bu kadar ani karşılaşmayı beklemiyordum. Ona şöyle bir baktım. Çok sevimli görünüyordu. Çok doğaldı. Dalgalı kahverengi saçlarını topuz yapmış ve çok salaş bir şekilde giyinmişti. Tabiki çirkin değildi. Bir an göz göze geldik. Gözleri? Ne olmuştu ona? Dün akşamki ıslak kıyafetler yüzünden hasta olmuş olmalı. Yüzünde bir çöküntü farkettim. Neyi vardi acaba? Çok mu hastaydı? Neden böyle düşünüyorum ki? Tanımıyorum bile onu.  Üstelik dün beni bayağı zorlamıştı. Ben bunları düşünürken yüzüm cok tuhaf bir hal almış olacak ki kafasını önüne eğdi ve elini saçlarına götürdü. Utanmştı sanki haha :D Utandı.  Kendime engel olamadım sırıtmaya başladım. Güldümğümü görünce hızla kalkıp apartmana girdi.

(Damla’nın gözünden)

  Bana baktı ve sırıttı. Nasıl ya? O kadar kötü görünüyor olamazdım. Ah tamam.. Cikt berbat görünüyorum. Lanet. Lanet.

  Eve girdim ve aynaya bile bakmadan kendimi yatağa attım. Saat 12'ye geliyordu ama benim dersim 2'de. Bir süre böyle kaldıktan sonra kalktım ve duş aldım.  Ilık su iyi gelmişti, biraz daha kendime geldiğimi hissettim. Odama gittim ve dolabı açıp önünde dikilmeye başladım. Ne giyeceğim şimdi ben? Elbise giymeyi çok sevdiğim için dolapta birsürü elbisem var. Sarı elbisemi seçtim. Yakası çok açık değildi ve kalın askıları vardı. Belinde mavi bir kemeri var ve etekleri uçuş uçuştu. Elbisemin boyu dizimin biraz uzerindeydi. Altına beyaz sandaletlerimi giydim. Mayıs ayında olduğumuz için üzerine giyebilmek için beyaz hırkamı da aldım. Çantama bugünkü tek dersimin çizimlerini koydum. Saçlarımı toplamak istemediğim için dalgalarını daha da belirginleştirdim ve belime kadar uzanacak sekilde açık bıraktım. Tabiki makyaja gerek yok, sadece parlatıcı. Evden çıktım ve bir taksiye binip okula gittim.

(Mert'in gözünden)

  Şirkete doğru giderken kendimi yine onu düşünürken buldum. Neden hızlıca kalkıp gitti ki? Bana sinirlendiği kesin ama neden?

Ne kadar garip bi kız bu ukala sersem ama sanki aylardır tanıyorum gibi hissediyorum. Damla... İsmi kulağıma ne kadar da hoş geliyor. Mert ya salak mısın oğlum? Ne düşünüyorsun? O gece o kıza kaybettigim kardeşime benzediği için yardım etmiştim. Peki gece gördüğümde neden öyle oldum ki? Ya bu sabah? Of Mert harbi malın önde gidenisin, dur bakalım kız belki adını bile hatirlamiyor. Bende burada durmuş kızı sayıklıyorum. Diye düşünürken şirkete gelmişim.

  Biraz gerildim açıkçası. Babamla hiçbir zaman çok iyi bir ilişkimiz olmamıştır. Çok kavga etmezdik ama aramızdaki soğuk rüzgarlar da hiç dinmezdi.

  Güvenliğe selam verdikten sonra babamın yanına çıktım. Kapısını tıklattım ve içeri girdim. Babam beni gördüğüne şaşırmış gibi değildi. Tabi olmazdı. Yanında çalışanlardan biri kesin haber vermiştir döndüğümü.

"Ben geldim baba. Gerçi senin haberin vardır ama yinede seni bir goreyim dedim. Geldiğimi söylemek için. Akşam izin verirsen eve gelip annemle ablamı da görmek istiyorum."

"Seni Amerika'ya gonderirken o evden çıkarsan geri dönmeyeceğini söylemiştin"

"Geri dönmüyorum baba. Annemi ve ablamı görmek için geleceğim ama eğer rahatsız olacaksan dışarıda biryerde de görüşebilirim."

"Hayır hayır akşam gel. Madem geri döndün sirketteki yerink hazırlama zamanı geldi demektir."

"Şirket mi? Yine başlıyoruz yani.. Tamam baba tamam!" dedim ve hızla odadan çıktım. Sinirlenmiştim.

  Gideceğim üniversitenin mimarlık bölümünü burslu kazandım. Babamın bundan haberi yok. Allah aşkına ne düşünüyor? Amerika hayatım bitince şirkette onun için çalışacağımı mı?  O okula gideceğim. Daha önce izin vermedi ama artık yeter. Şimdilik okuldan haberi olmasına gerek yok.

  Sinirle eve doğru giderken birden Emre'yle buluşmam gerektiği aklıma geldi ve yeni okuluma doğru döndüm. Saat 2'ye geliyordu. Emre'yi aradım.

"Efendim Mert? Geliyor musun kardeşim?"

"Evet, yoldayım. Bugün hallederiz di mi kayıt işlerini?"

"Ederiz ederiz, merak etme sen."

  Okula vardığımda Emre'yle buluşmak için kafeteryaya gidiyordum. Nerede olduğunu bilmediğim için birkaç tur attım ve birine sordum. Bana koridorun sonunda sağda olduğunu söyledi. Koridorun sonuna doğru ilerliyordum kia annem aradı. Akşam yemeğe geleceğimi duymuş bana neden eve geri d9nmediğimi soruyordu. Tam koridorun sonuna gelip sağa doğru döndüm ki.. Paaaaaat!! Çarpışma ve ardından kalem cetvel ve çizimler yerde. Refleks olarak yere eğildim ve toplamaya çalıştım kağıtları. Ellerimin ardından yerdekileri toplamaya çalışan iki el daha geldi ve kafamı kaldırdım. Ne?! Şaka falan olmalı bu. Koca şehirde baska ev başka sokak başka kilise yoktu anladikda başka okul da mı yoktu?? Bunları düşünürken topladığım kağıtların elimden hızla çekilmesiyle kendime geldim.

"Of! Yine mi sen? Takip mi ediyorsun beni ya?"

"Ne diyorsun sen be? Ne takibi? İşim gücüm yok senin gibi bir dengesizi mi dikizleyeceğim?"

"Her neyse Mert. Geçebilir miyim?"

"Geç."

  Bana neden böyle davrandığını bilmiyorum ama bu yaptığı çok sinir bozucu. Ukala kız. Neden daha düzgün cevap vermedim ki? O aptalca davranışının karşılığını vermeliydim. Bu sırada Emre sırıtarak bana doğru geliyordu. Neden gülüyor bu herif?

"Ne?!"

"H-hhiiç hahahhaha"

"Ne gülüyorsun oğlum?"

"Sen az önce Damla’ya aptal aşıklar gibi mi bakıyordun ne?? Abi kendini benim gözümden görmeni isterdim. Kız gibi kendini savunmalar falan. Hayırdır kardeşim?"

"Saçmalama Emre!!"

  Saçmalıyordu değil mi? Ben aptal aşık falan değilim. Hele de o sersem kıza ASLA... Yani, öyledir umarım..

.................................

Arkadaşlar gecikme için özür dilerim. Umarım beğenirsiniz :D

YağmurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin