Acı Tutku Aşk +18

Bir

+18 Bilgilerinize...

Elimi biraz daha hızlandırırken başımı küvetin başına yasladım kulağıma dolan korkunç melodiyle telefonu bakmadan açıp sinirle fılsıdadım

"Ne... Ah! Var?"

"Bebeğim ben gelmeden mi başladın?"

"Senin ağzını... Ah! Fahişe, Ah! Seni ilk gördüğüm yerde çok fena canını yakacağım!"

"Seni lanet adam trafik olduğu için geç kaldım yoksa keyfime değil!"

"Umrumda değil seni küçük orospu... Ah! Gelme başkasını bulurum!" Cevap vermesine izin vermeden telefonu kapatıp yere fırlattım.

İşimi bitirdikten sonra küvetten çıkıp hızla ellerimi yıkadım. Lanet olsun! Bu iş gerçekten çok yorucuydu ve bunu yapmak zorunda kalmaktan nefret ediyordum. O fahişeyi bulduğum ilk yerde öldürene kadar becerecektim!

***

Banyodan çıktıktan sonra hızlıca üzerime boxerımı giyinip yatağıma atladım. Bu gün ciddi anlamda koşuşturmayla geçmişti. İş yerinde ki tempo, seks hayatımda ki sıradanlık beni cidden yormuştu. Birini iyice becerip, kendime gelmem gerekiyordu. Mastürbasyonla tatmin olabilecek adam değildim ben. İlla altımda birini inletmeliydim. Ben de böyle tatmin oluyordum, ne yapayım güzelim?

Çalan telefonuma aldırmadım ve mutfağa gidip kendime atıştıracak bir şeyler hazırladım. Yarın gireceğim toplantıları, ardından akşam gideceğim barı ve gece ki anlarımı düşünerek afiyetle hazırladığım tostu yedim. Bardağımda ki viskiyi son damlasına kadar içerken, başımdaki ağrı yatmam için beni adeta zorluyordu. Biraz dinlenmeli ve sabah işe gitmeliydim. Yoksa babamın yarın bir ton laf edeceğini ve ardından da beni çalışanların önünde rezil edeceğini biliyordum. Sonra neden ben çalışanların üzerinde otorite kuramıyorum? Neymiş efendim, bana tasvip edilen her sekreteri en az bir kere yatağıma atmam, onu zor duruma düşürüyormuş. Hayatıma karıştığı yetmemiş gibi birde seks hayatıma karışmıyor muydu, beni zıvanadan çıkartıyordu.

Yeniden çalan telefonumu bu sefer göz ardı etmedim. Ekranda yazan 'Samantha' yazısını görmemle suratımı buruşturmam bir olmuştu. Yalnızca uyumak istiyorum sizi lanet sürtükler!

"Efendim, Samantha." diyerek açtım telefonu. Biliyordum ki birazdan bana yürüyecek, beni telefondan tahrik edecek ve bu gecenin sonunda altımda bilmem kaçıncı orgazmını geçirecekti.

"Selam, bebeğim." İç çeker gibi söylediği sözden, şuan birinin üstünde tepindiğini anlamak zor olmamıştı. Artık her kimse onu tatmin edemediğinden beni aramıştı kesinlikle!

"Üstünde zıpladığın adam seni tatmin etmedi?" Sorduğum sorudan sonra orospu kahkahasını attı ve "Beni tanıyorsun bebeğim." dedi. Görmeyeceğini bile bile gözlerimi devirdim. "Evdeyim, gel." kahkahası güçlendi. "Sikecek karı bulamadın, ha?" Eğlenir tonda çıkan sesini umursamadım ve telefonu suratına kapattım. Biraz eğlenmekten zarar çıkmazdı nasılsa. En azından benim ufaklığı tatmin edebilecek bir sürtüktü de, gece gece uykumdan feda etmeme değecekti.

Yarım saat sonra kapı çaldığında yayılmış olduğum koltuktan kalkıp, kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla, bir çift dudak dudaklarımı örtmüş ve nefes almamı engellemişti. "Yavaş, Samantha." diye mırıldandım dudaklarımı sömüren sürtüğe. Umursamadı ve elini aşağıya kaydırıp, benimkini yakaladı ve sıkarak boğuk bir şekilde inlememi sağladı. "Bunu seviyorsun pezevenk, itiraf et." dedi arsız gülümseyişiyle birlikte. Pezevek kelimesine yakışır bir gülümseme takınıp, "Beni becer diye yalvaracaksın, sürtük!" dedim. Onu bacaklarından tutup kucağıma aldım ve duvara sırtını umursamadan sertçe yasladım. İniltisi, ufaklığı harekete geçirirken, dudaklarına büyük açlıkla yapıştım. Eli benimkinde döndü ve başımı geriye atıp sesli bir şekilde inledim. Kalçalarını kavrayan ellerimi sıktım ve onu tam da onun üstüne bastırdım. İniltilerimiz, nefeslerimiz gibi birbirine karışırken, yarı soyunuk bir biçimde koridorun duvarına dayanmış bir şekilde ön sevişmemizi gerçekleştiriyorduk.