0.3

146 12 1
                                    

"Ne zamandan beri gizli bir hayranın var?"

Ronnie telefonumu kurcalayana kadar bilinmeyen numaranın mesajını unutmuştum. Ayrıca bilinmeyen numara hayranım falan değildi. Mezuniyete yalnız gideceği için böyle bir yola başvuran birinin işi olduğu çok belliydi.

"Yok?"

Telefonumu beyaz sıranın üzerine bırakırken, "Val, bunu sana söylemek istemezdim ancak mezuniyet balosuna neredeyse iki ay kaldı ve hala bir kavalyen yok. Senin yerinde olsam bilinmeyen numarayı bir lütuf olarak görürdüm ve teklifine evet derdim çünkü baloya iki ay kala kavalye bulmak imkansız," dedi.

Gözlerim kendiliğinden devrilirken, şu kavalye konusundan gerçekten sıkılmıştım. Evet, bir kavalyem olsa kötü olmazdı ancak baloya gitmem için bir kavalyeye ihtiyacım yoktu. Bu benim lise mezuniyetimin resmiyetiydi ve sırf bir erkek yanımda yok diye gitmezlik yapmayacaktım.

"Senin aksine, Ronnie, baloya bir erkekle gitmek benim için o kadar da önemli değil," sesim bu konudan sıkıldığımı belli ediyordu.

Ronnie olumsuz anlamda kafasını salladı. "Bu kafayla, evinde otuz tane kediyle birlikte yaşlanacaksın."

Cevap verecektim ancak kimya hocası Bay Luther sınıfa peşinde yaklaşık on öğrenci ile içeri girince merakım çenemi kapatmamı sağlamıştı. Ronnie bana 'ne iş' der gibi baktığında, "Bilmem," diye cevapladım. Tarih dersi hariç bütün gün yan yana oturduğumuzu göz önüne aldığımızda, bende en az onun kadar bilgisizdim.

"Bayan Pulls doğum izni aldığı için onun sınıfını Bay Clarkson ve ben bölüştük." Masanın üzerindeki sınıf defterini alırken, "Şimdi, ben Müdür beyin yanına yeni liste çıkarmak için giderken, siz, yeni gelenler boş bulduğunuz yerlere oturun. Sanırım sınıfa yeni sıralar getirmem gerek," dedi ve sonrasında sınıftan çıktı. Bay Luther'ın sınıftan çıkmasıyla yeni gelenler boş sıralara ilerlerken, gelenlerin arasında sadece tanıdığım Jordan ve Calum Hood vardı. Calum boş sıralardan birine otururken, Jordan bizim sıramıza, sevgilisinin yanına geldi.

"Hey."

Jordan, Ronnie'nin yanağına kısa bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Ronnie gülümserken, "Artık kimya dersini sevebilirim," dedi.

Jordan kahkaha atarken, "Sanırım bende," dedi. Daha sonra tekrar Ronnie'yi öptü. "Neyse bebeğim, Calum'un yanını birileri kapmadan gitsem iyi olacak."

Ronnie, karnıma dirsek geçirdiğinde ne demek istediğini anlamıştım ama sırf o sevgilisi ile otursun diye yerimden kalkmayacaktım. Ona, en öldürücü bakışlarımı atarken bir işe yaramayacağını gitmekte olan Jordan'ın bileğinden tuttuğunda, anlamıştım. "Val senin yerine Calum'un yanına otururmuş."

Jordan bana şaşkınlıkla bakarken, "Gerçekten mi Valerie?" dedi. Sinirden yanağım kızarırken, fildişi ten rengim ile çok komik gözüktüğümü biliyordum. İçimden her ne kadar, 'hayır seni aptal' demek geldiyse de bu hissi dişlerimi sıkarak geçiştirdim.

Sahte bir şekilde gülümserken, sessiz bir şekilde, "Tabii ki hiç tanımadığım bir çocuğun yanına sırf sen Ronnie ile otur diye kalkacağım, lafı mı olur?" diyerek homurdandım.

"Her şey aşıklar için."

Ronnie'nin yavrukedi bakışlarına aldırmadan sıradan kalktığımda, bencilliğine diyecek laf bulamamıştım. Okul dışında bile sevgilisi ile birlikteydi, bir ders de ayrı sıralara otursalar göbek bağları mı çatlayacaktı Tanrı aşkına?

Sıramı terk edip Calum'un yanına giderken, belki birazcık utangaç hissediyor olabilirdim. Calum hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum ve bilmediğim şeyler beni geriyordu.

Nerede oturuyor diye sınıfa göz attığımda, aslında bunu başka boş sıra var mı diye yaptım ama malesef ki yoktu, duvar kenarında oturduğunu gördüm. Üzerinde 'CEHENNEME GİDEN OTOYOL' yazılı, kolları kesik bir tişört vardı ve ön sırada oturan Patsy Culbung'la konuşuyordu. Patsy, genellikle kendi halinde takılan bir kızdı ve şuana kadar Calum'la arkadaş olduğunu bile bilmiyordum.

Arka sıraya vardığımda, Patsy ve Calum konuşmalarına devam ediyorlardı. Dikkatini üzerime çekmek için hafif bir şekilde öksürdüm, aslında sadece Calum'un dikkatini çekmek isterdim, ancak ikisi konuştuğu için Pasty paket servisi oluyordu, öksürdüm.

"Hey."

Kendimi bir dakika önce masamıza gelen Jordan gibi hissettim. Of, aşkınıza sıçayım.

Konuşmaları bölünen ikili aynı anda bana baktığında arkama bakmadan eski sırama dönme isteği oluştu. Ama tabii ki böyle bir şey yapamadım. Direk Calum'a bakarken, şaşırdığını anlayabiliyordum. Calum da bir anda benim sıramda belirse bende şaşırırdım haliyle.

İşaret parmağım ile arkamda kalan Ronnie ve Jordan'ı göstererek, "Çifte kumrular birlikte otursunlar diye yanlarından kovuldum," dedim açık sözlülükle. "Tek boş yer de burası."

Patsy hafif bir şekilde gülümseyerek, "Ah," dedi. "Neden hala ayaktasın, otursana."

Calum'a baktığımda 'keyfin bilir' dercesine omzunu silkti. Ya da sadece umursamadığın gösteriyordu. Calum'la, Ashton'la sevgili olduğumuzda bile konuşmalarımız, 'selam' ve 'naber' den öteye gitmemişti. O bana her zaman soğuk birisi gibi gelmişti ve şimdi kimya derslerinde birlikte oturacaktık. Harika(!).

Farewell || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin