Alice ! Oh My Got !

254 15 3
                                    


selaam :-) bir günde bu ikinci bölüm ehehe sevin beni :-) okunma sayısına bayıldım ama voteler ve yorumlar artsa ? sizi seviyorum <3 :-*

_15 MART 2013_

Allison dizisini izlemeye dalmıştı. Canım sıkıldı, ben de bahçeye çıktım. Duvarın üstüne oturdum. Yağmur yağıyordu. Sokaklar karanlık ve boştu. Zaten bunalmıştım. Ağlamaya başlamam uzun sürmedi. sokakta birinin ayak sesleri duyulunca hemen gözyaşlarımı sildim. 

X- Burada ne yapıyorsun ? Üstelik bu yağmurda.

Cevap vermedim. Duvara çıkıp oturdu. Saçlarını salladı. Islandım diye şikayet edemezdim çünkü zaten yağmur yağıyordu. 

X- Konuşmayacak mısın ?

Alice- Neden konuşayım ki ? 

Bir süre sessizlikte oturduk. Neden bu benim yanımda oturuyor ki ? Ya da neden beni neden önemsiyor ? Daha önemlisi kim bu ? Öf ya kendi kendime konuşmaya başladım yine. Bunları düşünürken kelimelerin benim kontrolüm dışında dudaklarımdan döküldüğünü farkettim.

Alice- Ben küçükken Doncaster'da yaşıyordum.

X- Ben de. 

Alice- Sözümü kesme. Madem ben konuşana kadar aptal aptal bekledin, dinle o zaman.

X- Aptal diye bana mı dedin sen ?

Alice- Sus da dinle.

Ufak tartışmamız bana onu anımsattı. Onunla da böyle atışırdık. Bunları hatırlamak gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Yaşların akmasına izin vermeyerek gözlerimi kırpıştırdım. Derin bir nefes alıp sözlerime devam ettim.

Alice- Ben biraz içine kapanık bir çocuktum. Annem beni birileriyle tanışmam için zorlardı. Bir gün annemin bir arkadaşı gelirken yanında oğlunu da getirdi. Annem istediği için onunla tanıştım. İlk başta hiç anlaşamayacağımızı düşünmüştüm. İlk bakışta akla kara kadar farklıydık. Ama tam tersine,akla kara ne kadar farklı olsalar bile, yanyana geldiklerinde uyumlu olurlar, değil mi ? Biz de öyle iyi anlaştık.

Bu anıları uzun zamandır ilk kez bu kadar açıkça, bulanık kareler olmadan hatırlıyordum. Ve ilk kez bunları birine, hem de tanımadığım birine anlatıyordum. Ama demekki insan yabancı birine daha kolay açılabiliyormuş. Hiç hız kesmeden devam ettim.

Alice- Çok yakın arkadaş olduk. Belki de aramızdaki şey arkadaşlıktan öteydi, kim bilir ? Ama bir gün yine annem sebebiyle taşındık..Los Angeles'a.

X- Ne tuhaf bir tesadüftürki, Aynı şeyler benim de başımdan geçti. Taşınacaklarını bana söylediğinde, ona çok kızmış ve kırılmıştım. Hala da kırgınım aslında. Ama şimdi çok yakın dört arkadaşım,ve bir kız arkadaşım var. Gitmek istedi ve gitti, artık umrumda değil.

Acı acı güldü. İnanmazca kafamı kaldırdım. Bu...bu bir hayal olmalıydı. Onu özlemekten halüsinasyon görüyor olmalıydım. Bu imkansızdı. Hadi ama saçmalamayın. Lou'nun Londra'da ne işi var ki ?

Alice- Lou ?

Gözlerini kırpıştırıp duruyordu. Sanırım o da ağlamamak için benim yöntemimi seçmişti. İsmini söylediğimi duyunca bana doğru döndü. Sadece gözleri değişmemişti. Hala aynı parlak mavi rengi taşıyordu. (ne saçma bi cümle oldu ya "" ) 

Louis- E-Elymra ?

Kafamı salladım. Duvardan atlayıp karşıma dikildi. Ben de indim. Şaşkınlığını üstünden atabildiğinde, o günkü gibi suçlarcasına bakmaya başlamıştı. 

Alice- Lou. 

Cevap vermedi.

Alice- Bana kafamda gözlerinle delik açmak istermiş gibi bakmaktan vazgeç. Bu benim seçimim değildi.

Louis- Elbette. 

Alice- Sanki anneme arşı gelebilirmişim gibi.

Louis- İsteseydin.

Alice- Lanet olsun. Sadece senin mi kalbin kırıldı sanıyorsun ? Sadece sen mi ağladın ? Ben senden daha çok ağladım Lou. Gecelerce. Bileklerimi kestim, sinir krizleri geçirdim..Sırf kendimi mutlu hissetmek adına uyuşturucuya bile başladım. Haha. Neyseki kurtuldum. Peki ya sen ? baksana yeni bir kız arkadaşın olmuş. Beni çabucak unutmuşsun. Belki ağlamışsındır, evet. 1 hafta. Tamam, iki hafta. En fazla 2 ay Lou. Ben ? Ben aynı acıyı bütün bu süre boyunca çektim. Kardeşini kaybetmiştin, değil mi ? Ben se-

Aniden sustum. Bunu henüz bilmemeliydi. Tamam, 10 yıl oldu, farkındayım. Ama bunu ona söylemeye hazır değilim hala.

Louis-Ne anlatırsan anlat. Ben geçmişten bir ders çıkardım: Kimseye hayatını verecek kadar güvenme.Kimseye.

Alice- Bana güvenmekten pişmanlık mı duyuyorsun ?

Louis- Ne bekliyordun ki ? Bitti. Artık yok. Biz bir daha eski biz olamayız. Birine inanırsın, güvenirsin.. Amabir gün gelir, PUFF.

Neler söylüyordu ? Beni önemseyen, duygularımı incitmemeye çalışan Lou gitmişti. Yerine acımasız birşey gelmişti. O sırada gözünden düşen bir damla yaşı görmemle, her şey bir anda değişti. Ağlıyordu. Demekki söylediklerininarkasında değildi.O yaşı silmek için elimi uzattığımda, eimi setçe ittirdi.

Louis- Neden buradasın ?

Alice- B-ben zaten buradaydım. Asıl sen neden buradasın Lou ?

Louis- Bana Lou deme. Ell benim için nasıl bittiyse, Lou da senin için bitsin.

Alice- Ne istiyorsn ? Bu kadar ağladığım yetmedi mi ?

Louis- Ne istiyorum biliyor musun ? Benden uzak dur. Sadece. Benden. Uzak. Dur.

Ağlıyordu. Bunu farketmiştim. O da bunu anladı ve koşarak uzaklaştı. Peşinden bir süre koştum ancak bir an başım dönünce kendimi yerde buldum.Her yer kararıyordu.Bayılmadan önce tek duyduğum şey sokakta yankılanan ayak sesleri ve Allison'un bağırışı oldu.

Allison- Alice ! Tanrım !

Don't Forget (Louis Tomlinson ve Niall Horan FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin