Hayatımın aşkını valeci abilerimize borçluyum,saygılar

43 3 6
                                    


  O,Girişte ki merdivenler de duruyordu. İnsanların arasında zar zor görebiliyorum.Tam anlamıyla görmek için kafamı kaldırıyorum,parmak ucuma kalkıyorum geri iniyorum. Kaldırmaz olaydım o kafamı. Bu nasıl güzel dişler, dudaklar, geniş omuzlar,damarlı damarlı eller. Uzun saçlar, aman tanrım uzun saçlar! Parlak ve olabildiğine siyah onları arkadan kısacık bir at kuyruğu yapmış. Nasıl sağlıklı duruyorlar. Eşek göz dedikleri bu olsa gerek. İri, koyu renk gözlerinin üzerinde uzun kirpikleri o kadar güzel ki. Elmacık kemikleri çıkık, yeni doğan bebek burnu gibi bir burun. Johnny Deep benim en sevdiğim Hollywood starı. Ve bu adam kesinlike aynı ona benziyor. Sakalı,bıyığı falan aynı. Ten pürüssüz, resmen parlıyor.  Johnny ya resmen! Ellerim terliyor, resmen sanki karşımda nutellalı krep yiyorlar gibi ağzım sulandı. Sadece boyu biraz daha kısa olabilir. Tamam boyu bırak Johnny'i Türkiye standartının da altında kısa olabilir. Siktir et dedem hep devede de boy var zaten der. Dapdar V yaka beyaz bir buluz giymiş .Altına da paçaları kısa gri bir jean. Elinin birini cebine koymuş, karşısındaki godoman kılıklı, ben zenginim diye bağıran adama hararetle bir şeyler anlatıyor. Mimikleri beni benden aldı. Söylediği her kelimede dolgun dudaklarının aldığı şekil,dudaklarının arasından görünen o dişler ne öyle vicdansız. Hiç mi sigara içmedin,kahvede mi içmedin. O dişler nasıl öyle beyaz. Tel mi taktın gençken ne yaptın? Onlar nasıl o kadar düzgün kaldılar. El haraketleri. Kalın kalın parmakları,erkek dediğin eli kocaman olcak. Osmanlı tokadı atabilecek yani. Bana atmasın tabi de, yani işlevi öyle olsun. At kuyruğundan arta kalan bir kaç tutamın yüzüne düşüşü. Herşeyiyle o kadar bakılası ki. Saatlerce orada durabilir, onu izleyebilirim. Uzun süren bekleyişimizin ardından valeci abiler arabayı getirdi. Normal de olsa bu kadar süre bekletilmeye bağırıp çağırırdım. Şimdi ise valeci abilerimize teşekkürü borç bilirim. Ben hayatımın aşkını orada, onlar sayesinde buldum! Arabanın kapısını açtığım an ile, ineceğim mekanın önüne geldiğimiz ana kadar ne yaptığımı hiç bilmiyorum. Yol nasıl geçti bilmiyorum. Trafik var mıydı? Biz kaç dakikada buraya geldik ? Hiç bir şey bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey vardı. Gözlerim bir adam gördü,beynim onu algıladı ve kalbim aşık oldu. Burak'ın 'geldik Dilara' sesiyle kendime geldim. Toparlanmaya çalıştım, saçımı başımı düzelttim. Nefes alışım hızlı ve kesik kesikti. İnanılmaz. Adamı sadece gördüm ve buna rağmen vücudum hangi hormonu salgıladıysa sevişme sonrası gibi bir his sarmıştı her tarafımı. Sırtımda hangi ara olduğunu bilmediğim soğumuş ter vardı resmen. Kalbim ritmini yakalamaya çalışıyordu,ölesiye orantısız ve hızlı atıyordu. Dudaklarımı yalamışım ki ıslaklardı. Aklım gerçekten adını bile bilmediğim o adam da kalmıştı. Burak'ı hızlıca öptüm ve arabadan inip mekana attım kendimi.

—————————————————————————————————————————————-

Şuan yüksek topuklu ayakkabılarımın merdivenlerini indiği mekan; İstanbul'un en lüks gece klübü. Yazlık ve kışlık bölüm olarak ikiye ayrılıyor. Yazlık bence daha güzel. Boğaz köprüsünün hemen altında. En sevdiğim, en çok eğlendiğim, delice anılarıma tanık olan bu mekan bile şuan ilgimi çekmiyor. Aklıma sürekli beyaz tişörtünün üzerine giydiği kırmızı önlük geliyor. Restoranın logosu ve adı siyah büyük harflerle yazılmıştı. Demek ki o restoranla bir bağlantısı var adamın. Çılgınca dans eden kalabalığın arasında bizimkileri gördüm. Her zamanki locamızda oldukları için bulmak zor olmadı. Helin çıtı pıtı vücuduna oturan su yeşili, sırt dekolteli bir elbise giymiş. Her zamanki gibi koyu göz makyajı yapıp,saçlarına fön çektirmiş. Canım arkadaşım enfes gözüküyor. Elinde vodka bardağı ile şarkılara eşlik ediyor. Beni görür görmez boynuma atladı. 'Aşkım! Hoşgeldin' küçük bir kucaklaşma, diğerlerine selam verme falan ama suratımda bir ifadesizlik. Kime selam verdin dersen bilmiyorum sanki kimseyi tanımıyorum. Hemen ortada duran viski şişesine elimi attım. Kendime bir bardak doldurdum. Helin vodka ben viski içeriz asla değişmez. Kaptırdım kendimi müziğe..

Et-meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin