Çocuk Ruhlu

54 4 3
                                    

~Multide Özgür var~
Bunun ne işi var lan burda? Annem nasıl yolladı? Kapıyı açtım.
"Ne işin var lan senin burda en son Ankaradaydın"
Sırıttı
"Sürprizleri severim kardeşim"
Güldüm
"Annemden geldiğini öğrenmiştim kardeşim"
Tek kaşını kaldırdı
"Kardeşim derken? Abicim diyecektin de ben mi yanlış duydum?"
Tekrar güldüm
"Hoşgeldin abicim"
dedim ve sarıldık. Elimle içeriyi gösterdim ve geri çekildim. Abim içeri girip kendini koltuğa attı.
"Ee Ankara nasıldı?"
"Ankarada deniz yok anneaa"
diyerek reklamın taklidini yapmıştı bu haline güldüm.
"Özlemişim lan seni" diyip koluma vurdu
"Keşke bende aynı şeyi söyleyebilsem"
dediğimde koltuktan hızlıca kalkıp odaya gitti. Atarlı Kuzey Demir.

GECE'DEN
İlk önce sadece benim penceremin baktığı caddeden gelen araba sesleri ilişti kulağıma sonra baktığım yerler netleşti. Yatakta doğruldum ve esnedim. Vay be bugünde gözüme güneş ışıklarının işkencesiyle veya teyzemin bağırmasıyla uyanmadım. Kısacası normal insanlar gibi kendi kendime uyandım. Saate baktım akrep 9 yelkovan 32yi gösteriyordu. 9:32 mi? Benim dışarı çıkma yasağım var yapmayın ya. Büyük ihtimal teyzem şirkette. Teyzem, bir şirkette avukat. Baya iyi de bir şirket. Baharıda orada çocuklar için yapılan kreş mi desek ne desek bilemedim işte oraya götürmüştür. Evde tekim. Mutfağa geçtim. Ne yapsam kendime? Atom tost? Neyse çayı koydum önce. Buzluktan patatesleri ve sosisleri çıkarttım kızgın yağa attım. Kahvaltılıkları masaya dizdim. Patatesler ve sosisler iyice kızardıktan sonra tabağa koyup masaya bıraktım.Hazırladığım mükemmel masayı hayran hayran izlerken zil çaldı. Kapıya gidip dürbünden baktım. Özgürü görünce şaşırdım çünkü ne işi vardı bu saatte burda? Kapıyı açtım.
"Dışarı çıkma cezası verdiğin kıza 'aa bu kız mal cumartesi günü evde kalmış' diyip gülmeye mi geldin? Hiç ger-"
ağzıma uygulanan baskıyla sesim kesildi. Beni susturmak için sürekli ağzıma vurmalarından bıktım.
"Hadi gel bende kahvaltı hazırlamıştım" dedim, önce ki cümlemi tamamlamadan. Özgür gülüp mutfağa girdi. Şaşkınlıkla masaya bakıyordu.
"Sen kahvaltı hazırladım derken kabuklarıyla beraber bir yumurta hayal etmiştim."
Güldüm
"Geç otur"
"Furkide geliyordu."
Kafamı salladım. 3 tabak 3 çay bardağı çıkarttım. Çayları doldurdum ve masaya koydum. Furkan dakik biridir o yüzden çayın soğuyacağını düşünmedim. O sırada kapı çaldı.
"Zengin Kafiye geldi"
Koşarak kapıyı açtım. Furkan ve Aydın bana bakıyordu. Bu diskıriminantçının geleceğinden haberim yoktu. Kapıyı açık bırakıp mutfağa geçtim. 1 tabak ve 1 bardak daha çıkardım. Furkan önde Aydın arkada mutfağa girdiler ve masaya oturdular.
"Afiyet olsun."
diyip ağzıma 1 çatal patates, 3 sosis, 2 salatalık ve 1 kaşık nutella tıkadım. Belki bir ihtimal boğulurum. Masada sessizlik üzerine Özgür üzerimdeki ayıcıklı pijamayı gösterip
"Üzerindeki çok hoşmuş kanki" dedi. Dalga geçtiğinin farkında olduğumdan gözlerimi devirip yemeye devam ettim.
"Bana ödünç verir misin Gece?"
Furkana baktım. Tom ve Jerry'de ki gibi yüzüm kızarıp kulaklarımdan duman çıkıyordu. Çok normal bir şekilde cevap vermek isterdim ama karşımda normal insanlar yoktu.
"Ben sana bunun 5 beden büyüğünü alayım kanki bacak aranı sıkmasın" dedim.
Ağzıma nutellalı ekmek attım ve ardından da pekmezli ekmek. İnşallah zehirlenirim de bu gerizekalı topluluğuyla aynı nefesi almam.
"Gece onun koalalısı var mı? Bilirsin koalaları severim" dedi Özgür.
"İnşallah o koala ağacın dalı yerine senin münasip bir yerlerine sarılır sonra da yanlışlıkla tırnağıyla keserde 2.sünnet törenini görmüş oluruz karrrdeşim."
Özgür ve odada bulunan diğer erkekler yani kısaca ben hariç herkes yüzünü buruşturdu. Hayal ettiler galiba. Tam Furkan bir şey demeye yeltenirken Aydın "Abi uzatmayın çocuk ruhlu kız işte" dedi.
Şaşırdım ve Aydının o sözleriyle sinirim uçtu gitti. Sinirim uçmuştu uçmasına ama utangaçlığım aynı eylemi göstermedi. Özgüre bakıp
"Siz devam edin geleceğim" diyip masadan kalktım. Odama çıkıp üstümü değiştirmeliydim artık. Dolabımı açtım üstüme düzgün bir şeyler giyip oturma odasına geçtim.
"Siz neden dışarı çıkmıyorsunuz? Hafta sonu, hava güzel, cezanızda yok. Çıkın eğlenin bence."
Özgür sırıttı
"Cezan kalktı."
"Vallaha?"
"Vallaha."
Gözlerimi açıp koltuktan kalktım.
"Bak yalansa seni boğarım."
Güldü
"Değil."
"Tamam o zaman hadi gidin. Kovmak gibi olsun ama benim çok işim var bugün. Hadi canım görüşürüz."
Özgürün kolunu çekiştirirken Özgürün yanında buldum kendimi.
"Bizimleyken ceza yok. Bizsiz 1 hafta çıkamazsın."
Ofladım
"Acaba şuana kadar kaç kere sizsiz bir yere gittim?"
Dışarı çıkmaya o kadar meraklı değildim aslında ama bunun ceza adı altında yapılması içimi boğuyordu. Özgür kaşlarını çattı.
"1 kere gittin ne olduğunu gördük Gece."
Kafasını Furkan ve Aydına çevirdi.
"Kız bir kez yanımızdan ayrıldı Sinan piçi dibinde bitti."
Aniden ayağa kalkıp
"Bu Sinan denen çocuk bizi takip ediyor olmasın?" dedim dedektif edasıyla. Herkes kaşlarını çattı. Sonra kendi kendime cevap verdim.
"Ne alaka? O kadar büyük mü kavganız sanırsın o Hollanda siz Türkiye."
Furkan güldü. Ve bir anda ciddileşti.
"Malsın sen sus."
Kaşlarımı çattım.
"Anlatıcak mısınız artık?"

SAYILARIN KAFİYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin